Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1001 E. 2021/227 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1001 Esas
KARAR NO: 2021/227
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2019
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satmdan Kaynaklanan) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkilinden tamamı faturalı olmak üzere uzun süredir mal alışı yapan bir firma olduğunu, — tarihinden itibaren bakiye borcu olan — hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin alacağı için önce——-sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de bu icra takibine yetkiye itiraz edildiğini, yetki itirazı kabul edilerek dosya yetkili ———- kaydedilerek ödeme emri borçluya tebliğe çıkarılmış, davalı borca itiraz ettiğini, alacağın ticari olması nedeniyle icra takibine itirazın iptali için arabuluculuğa başvurulmuş ancak karşı yan arabuluculuk toplantısına gelmemiştir. Bu nedenle bir anlaşma sağlanamadığından icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, en az % 20 icra inkar tazminatına ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER:—- sayılı dosyası ——–, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip tutanağa geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu—- sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır.2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında;—– sayılı dosyasından davalı hakkında satış sözleşmesine bağlı olarak yürütülen cari hesap ilişkisi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden ve delil bildirmediğinden dava dilekçesinde öne sürülen vakıaların tamamı inkar edilmiş sayılarak sadece davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir ——— bilirkişiye verilmiştir. Davalı şirkete da ön inceleme duruşması tutanağı eklenmek suretiyle ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi için usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş ancak davalı ticari defterlerini incelemeye sunmamıştır. Bilirkişi——–tarafından davacı tarafın ticari defterleri ve dayanakları üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ,delil niteliği bulunduğu ve davacı ticari defterlerine göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve davacının takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraf ve vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporunun denetimi yapılmış dosya kapsamıyla uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6. HMK’nın 190, ve 222/3 maddeleri nazarında davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi raporuna göre ispat ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabulü ile, 2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, davalı -borçlu icra takibiyle temerrüte düştüğünden fazlaya —ilişkin talebin reddine ise karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre davalının mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalı-borçlunun —-sayılı takip dosyasının— asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya/işlemiş faize —– ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın —%20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 640,48 TL karar ve ilam harcından ; peşin alınan 122,64 TL harcın mahsubuyla bakiye 517,84TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı,6,40 TL vekalet harcı, 122,64 TL peşin harç, davacı tarafından yapılan 79,00 TL posta ücreti ve 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 902,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda—– Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı; davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle — Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2021