Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/100 E. 2021/528 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/100 Esas
KARAR NO : 2021/528
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkili tarafından, davalı şirkete —– tarihinde teklif sunulmuş olduğunu, İşin içeriği teklifte — listeleri olarak belirtilmiş olduğunu, teklifte İşin toplam bedeli — yer aldığını, belirtilen ——— olarak yapılacağının teklif içeriğinde belirtildiğini, davalı şirketçe, yukarıda belirtilen müvekkili olan şirketin teklifinin kabul edildiğini, işin başlangıcında yapılması gereken ——- ödemenin müvekkiline yapıldığını, müteakiben, müvekkili olan şirketin ——– belirtilen tüm tasarım ve projeler ile diğer yazılı teslimi gereken işleri ve hatta müvekkilinin taahhüdü dışında kalan ve davalı tarafça talep olunan kesit ve plan çizimlerini dahi davalı şirkete pdf dosyaları olarak internet ortamında teslimlerini yapmasına karşın, davalı şirketin ara ödeme olarak belirlenen —— ödemediği gibi, müvekkili olan şirkete bu bedeli ödemek için, davalı şirketçe kabul olunan müvekkili olan şirketin teklifinde dahi yer almayan taleplerde bulunduğunu, müvekkili olan şirket , davalı tarafından kabul edilen ve —- ödemesi yapılan teklifte belirtilen tüm işleri teslim etmesine rağmen, hatta teklifte bulunmayan işleri de davalı şirketin talebi üzerine bedelsiz olarak teslim etmesine rağmen, geçersiz bahanelerle müvekkilinin —alacağından, ön ödeme olarak yapılan — dahil toplam —alacağı ödemediğini, bu hususta müvekkili tarafından, davalı adına kesilen — davalı şirketçe kabul edilmeyerek müvekkili olan şirkete iade olunduğunu belirterek davanın kabulüne, —– Fatura bakiyesi alacaklarının, fatura tarihinden itibaren en yüksek banka ticari faiz oranında faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilicisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER:—— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; davalı hakkında eser sözleşmesi kapsamında kesilen faturaya —- bedelli dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve yasal bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden hukuken münkir kabul edilerek davacı şirket vekilince gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi ile ——- tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK 222.maddesi kapsamında sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdığı, dava konusu —- bedelli faturanın ticari defterlerinnde kayıtlı olduğu ve alınan — avansın düşülmesiyle —-miktaırnı alacak kaydının bulunduğu, ancak işbu faturanın davalı tarafından iade edildiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, mail yazışmalarının bulunduğu ve bu yazışmalara göre proje bedeli—ödeme şekli ön ödeme — metrajler ve çizimlerle birlikte işin tesliminde —- şeklinde onaylandığı, işin süresinin—olduğu, teklif kapsamındaki proje ve metraj listelerinin davacı tarafça tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediği ,hazırlanan proje çizimlerinin davalıya —- teslim edildiği,genel uygulamnın projenin—- formatında teslim edilmesi şeklinde olduğu, teklifte bu konuda bir açıklık olmadığı yönünde tespit ve görüşleriyle rapo verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek sunulan beyan ve itirazlar da kuşkusuz değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda uyuşmazlığın esasına ilişkin bir kısım hukuki açıklamalar yapılması ve yasal düzenlemelerin hatırlatılması lazımdır.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
HMK’nın 190/1 maddesine göre “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmü bulunmaktadır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır —- Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami —- içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır —
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz”——
Bu açıklamalar ışığında tekrar somut olaya dönüldüğünde, davacı şirketin davalı şirkete düzenlendiği dava konusu alacağa konu faturanın davalı şirket tarafından iade edilmesi nedeniyle sözleşme ilişkisinin ve sözleşme gereğince eserin teslim edildiği hususunda ispat yükünün davacı üzerinde olduğu , taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sabit olmasına karşın, davacının sözleşmeye uygun olarak eseri —– teslim ettiğini ve ücrete hak kazandığını ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle benimsenen bilirkişi raporu da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin alınan 317,65 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 258,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine; bu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı şirket temsilcisi ve davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin —- yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle —–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021