Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/726 E. 2023/943 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/726
KARAR NO : 2023/943

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kayyım tayini istenilen küçük —- ile velisi olan annesi —-arasında menfaat çatışması bulunduğunu, küçüğe babasından intikal eden miras davaları bakımından karşı taraflarda yer aldıklarını, bu nedenle çeşitli dosyalar bakımından temsil kayyımı atandığını, mevcut durumda ise küçüğe babasından intikal eden kendilerinin de ortağı olduğu şirketteki hisselerin yönetimi bakımından anne ile arasında menfaat çatışması meydana geldiğini, bu sebeple küçüğün haklarının kendileri tarafından korunabileceğini, küçüğe yönetim, temsil veya karma kayyım atanması gerektiğini belirterek miras payları yönünden annesiyle küçük arasında menfaat çatışması olduğundan temsil kayyımı atanmasını; muristen intikal eden taşınmazlar, taşınırlar ve şirket hissesi yönünden ayrı ayrı yönetim ve temsil kayyımı atanmasını, ayrıca karma kayyımlık kararı verilmesini talep ettiği,
Kayyım tayini istenilen Küçük —- vekili olarak Av. —- tarafından verilen beyan dilekçesinde özetle; Küçük bakımından kayyım atanmasında hukuki menfaat bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu davanın ilk olarak —-. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyası ile açıldığı; Mahkemece çocuk mallarının korunmasına yönelik olarak —-Aile Mahkemesinin—–Esas sayılı dosyasında karar verilmesi sebebiyle dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine yönelik görevsizlik kararı verildiği, verilen kararın—-BAM —- Hukuk Dairesinin —– Esas—- Karar sayılı ilamıyla “TMK 426. maddesinde temsil kayyımlığı, 427. maddesinde ise yönetim kayyımlığı düzenlenmiş olup davacının bu maddeler kapsamında talepte bulunduğu, talep bakımından Aile Mahkemelerinin görevli olmadığı, mahkemenin görevli olduğu, taraf delilleri toplanmadan, davacı tarafa hangi sebeple yönetim kayyımlığı, hangi dosya bakımından temsil kayyımlığı talep edildiğine ilişkin HMK’nın 31. maddesi uyarınca açıklama yaptırılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle kararın kaldırıldığı, bunun üzerine —-. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce yargılamaya devam edildiği ve davacıların taleplerinin açıklatıldığı, bu kez —-Esas, —–Karar sayılı karar ile “Temsil kayyımı atanması istenen davaların kayyım tayini için açılan dosyadan sonra açılmaları sebebiyle temsil kayyımı atanması talebinin reddine, yönetim kayyımı atanması için TMK’nın 427 maddesindeki şartların oluşmaması sebebiyle yönetim kayyımı atanması talebinin reddine” dair karar verildiği, bu kararın da istinafı üzerine —- BAM —-Hukuk Dairesinin —- Esas, —-Karar sayılı ilamıyla,
kayyım atanması istenen çocuğun ortağı olduğu—–Limited Şirketindeki hissesi bakımından kayyım atanmasına ilişkin talebi değerlendirme görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu, davacıların bu yöndeki davasının dosyadan ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesi ve bahse konu talep yönünden görev hususunun değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırıldığı; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine, —- Sulh Hukuk Mahkemesince tefrik edilen talebin ilgili mahkemenin —–Esas sırasına kayıt edilmek suretiyle verilen görevsizlik kararı sonucu mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydedilmiştir.
Dava, dava dışı —–Şirketinde hissesi bulunan ve annesi ile menfaat çatışması olabilecek yaşı küçük çocuk için kayyım tayini istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında vesayet, kayyımlık ve yasal danışmanlıkla ilgili hükümler bulunmaktadır.
Adı geçen kanunun ikinci kitabının üçüncü kısmında yer alan 397. maddesinin ikinci fıkrası gereğince “vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir.”
O halde, konusu Medenî Kanunun 2. Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan davaya sulh hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir.Türk Medeni Kanunu’nun 426/2. maddesine göre, “Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa” kayyım tayini gerektiği açık kanun hükmü gereğince TMK’nın 2. kitabının 3. kısmında yer alan uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, ancak şirkete kayyım atanmasını gerektirir bir talep olduğunda Mahkememizce değerlendirilmesinin mümkün olduğu hususları ve Yargıtay—-. Hukuk Dairesi’nin —- Esas, —- Karar sayılı ve —– Esas,—- Karar sayılı ilamları ile —–Bölge Adliye Mahkemesi—– Hukuk Dairesinin —-Esas—– Karar sayılı ilamları nazara alınarak taraflar arasındaki davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine değil, sulh hukuk mahkemesine ait olduğu kanaatine varılmıştır. 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine karar verilir.
Tüm bu yapılan açıklamalar neticesinde, görev hususu dava şartı olduğundan, yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Mahkememiz ile —–Sulh Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkememizce verilen karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği taktirde HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın —–Bölge Adliye Mahkemesi—– Hukuk Dairesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-) Mahkememiz ile —–. Sulh Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkememizce verilen karar kanun yolunabaşvurulmaksızın kesinleştiği taktirde HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için DOSYANIN—– BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ —– HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —-Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.