Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/49 E. 2023/40 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/49
KARAR NO : 2023/40
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/01/2023
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——- ile sigorta örtüsü altına alındığını, dava dışı—-maliki bulunduğu ——görüten davada—-mülkiyetine,—— da daimi irtifak hakkı kurulması için davacı tarafından taşınmaza acele el konulmasına, kamulaştırma ve irtifak bedeli toplamının —- olarak tespitine kesin olarak karar verildiğini, belirtilen tutarın —– hesabına aktarıldığını, acele kamulaştırma bedelinin yatırıldığı hesaptan —– yevmiye sayılı vekaletnamesi ile —— kamulaştırma bedelini alması için ahzu kabz da dahil yetki verilen genel vekaletnamesine istinaden bedel —— tarafından alındığını, vekaletnamede yazılan imzada vekil eden ismi —— yazılarak imzanın da —- olarak atıldığı anlaşıldığını, bu hususun dahi ilk bakışta dikkat çeken ve dikkatli davranılması halinde derhal fark edilebilecek bir sahtelik olduğunu, —– vadeli hesap işlemi yapıldığı tespit edildiğini, söz konusu vekâletnamenin tanzimine dayanak teşkil eden kimlik bilgilerinin değerlendirilmesi bakımından Noter olan davalının, vekâletnamedeki imza kısmında soyadının yanlış yazıldığının açıkça belli olduğu anlaşılmasına rağmen banka ve vekilin özensiz davrandığının açık olduğunu, ihbar olunan olarak yargılamasına katıldıkları —– ve sigortalı noter ——- yapıldığını, söz konusu hasar nedeniyle davalı işbu zarardan TTK 1481. Halefiyet hükümleri gereğince sorumlu olduğunu tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam——- ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile mahkeme masrafları ve vekâlet ücreti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu sigorta ödemesine neden olan olaya davalıların sebebiyet verdiği iddia edilmekle, dava dışı sigortalı ——–davalılar arasında ticari bir ilişki bulunmamaktadır.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya ait olur. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının, mesleki sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı—- dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, ——— tarafından davalılar aleyhine açılmış olsa idi nasıl aradaki ilişkinin ticari bir iş olmadığı ve sorunların çözüm yerinin de ticaret mahkemeleri olmadığını söyleyebiliyorsak, halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır. Sırf davacı tarafın sigorta şirketi olması, davayı ticari dava yapmamaktadır. Davacının sigortalısı ile davalılar arasındaki hukuki ilişki, haksız fiil hükümlerine dayanmaktadır. O halde, sigortacının sorumlu kişiler aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi dava dışı sigortalının tacir sıfatı taşımadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı, dolayısıyla 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğu olduğu kuşkusuzdur.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Tüm bu yapılan açıklamalar neticesinde, görev hususu dava şartı olduğundan, ——ilamı doğrultusunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ——–NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———-Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile tensiben karar verildi. 19/01/2023