Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/423 E. 2023/463 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/423 Esas
KARAR NO: 2023/463
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 20/06/2023
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı…20/06/2026 tarihli dava dilekçesi ile; Ortağı bulunduğu —– 2009 yılında 2 ortaklı olarak kurulduğunu ve kuruluşa ilişkin ana sözleşme, —— tescil edildiğini, şirketin şu anda iki ortaklı göründüğünü, şirketin uzun zaman önce faaliyetine son verildiğini ve resen terkininin yapıldığını, şirketin vergi kaydının bulunmadığını, bunun yanı sıra şirketin hiçbir bankada hesabı üzerine kayıtlı taşınır-taşınmaz malının bulunmadığını, ayrıca şirketin hiçbir kamu kurumuna borcunun bulunmadığını, sadece —— kaydının bulunduğunu ve 31/12/2009 tarihi itibariyle tasfiye haline girdiğini, bu nedenle de şirketin feshini talep etmiştir.Davacının talebinin, ortağı olduğu —– feshine karar verilmesi olduğu anlaşılmaktadır.—– şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davada husumet mutlaka şirkete yönetilmelidir. —– kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir. Ancak işbu davada davacı davayı şirkete yöneltmemiş, hasımsız olarak açmıştır.Taraf ehliyeti dava şartlarından olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50’inci maddesi uyarınca taraf ehliyeti medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür. HMK. m. 50 uyarınca, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine sahiptir. Buna göre, taraf ehliyeti, bir davada taraf olarak bulunabilme ehliyeti olup, maddi hukuktaki hak ehliyeti kavramının medeni usul hukukundaki yansımasıdır.Yukarıda belirtildiği gibi, davacı…işbu davayı, fesih ve tasfiyesini istediği şirkete yöneltmemiştir. Bu nedenle işbu davada davalı…tarafta taraf ehliyeti bulunan kimse yoktur.Ancak, davacının bundan sonra davayı fesih ve tasfiyesini istediği şirkete yöneltmesinin mümkün olup olmadığının tartışılması gerekmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124’üncü maddesinde; bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile olanaklı olduğu bildirildikten sonra, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği isteminin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği isteminin kabul edebileceği açıklanmıştır. Nitekim madde gerekçesinde de, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamanın yargılama ilişkisini katı bir şekle bağlayarak yargılamaya hâkim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” ile bağdaşmayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda; davacı…kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının tespit edemiş ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu da açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyor ise; bu dava ilişkisi yönünden, daha sonra da kendilerine dava açılması mümkün olmalıdır.Ancak işbu davada davacı, ortağı olduğu şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmekte olup, bu şirketin davalı…gösterilmesi gerektiğini bilmesi gereklidir. Bu nedenle HMK.nun 124. maddesinin bu davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır.Ayrıca Medeni usul hukukumuzda, dahili dava yoluyla dava açıldıktan sonra dahili dava yoluyla davanın yeni davalıya yöneltilmesi müessesi de bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davacıya bu yönde bir süre verilmesi de mümkün görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere HMK 114/1-d maddesi uyarınca tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartıdır.İşbu davada, davalı…tarafta fesih ve tasfiyesi istenilen şirketin bulunması zorundulur.Davacı, davayı fesih ve tasfiyesini istediği şirkete yöneltmemiştir.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.Tüm bu nedenlerle, HMK’nun 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince davalı…tarafın taraf ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-)Alınması gerekli harç tam ve peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına.
3-)Davacı…tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı…tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023