Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/421 E. 2023/811 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/421
KARAR NO: 2023/811
DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ: 19/06/2023
KARAR TARİHİ: 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin kurucusu olduğunu ve yönetim kurulu başkanı hem de pay sahibi olduğunu, müvekkilinin Yönetim kurulu başkanı sıfatını haiz olmasına rağmen davalı şirketin yönetimine aktif olarak katılmasının, çoğunluğu oluşturan diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından bilinçli, sistematik ve kötü niyetli olarak engellenmekte olduğunu, müvekkilinin görevini gereği gibi icra edememekte fakat sorumlulukları devam etmekte olduğunu, şirketlere ait gerekli bilgileri alamamakta, belgeleri, defter ve dosyaları inceleyemediğinden işbu davanın açılmasının elzem olduğunu ve davanın açılması için gerekli şartların oluştuğunu, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından, müvekkili olan davacıya, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alınması ve belge incelenmesi hususunda izin verilmediğini, yönetim kurulu toplantısı yapılması için taraflarınca defaatle çağrı yapılmasına rağmen toplantıya gerekçe belirtmeksizin gelmediklerini, toplantı yeter sayısı sağlanamadığından toplantıların yapılamadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri de aynı zamanda pay sahibi olduğunu, müvekkilinin kardeşleri ve kardeşlerinin mirasçıları olduklarını, müvekkilinin kurucusu olduğu davalı şirketi adeta çocuğu olarak gördüğünü ve devamlılığını sağlamak için güveneceğini düşündüğü için kardeşlerini bilabedel hissedar yaptığını, kardeşleri ölünce, kardeşlerinin çocukları şirketleri art niyetle yönetmekte olduğunu, ne yazık ki bu pay sahipleri yönetimde de çoğunluğu ele geçirince müvekkilini saf dışı bırakmak için ellerinden geleni yapmakta olduklarını, ——– Noterliği’nin, 19.04.2023 tarihli ve ———- yevmiye no.lu ihtarname ile davalıya TTK m. 392 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında şirketin mali ve idari durumlarını görmek amacıyla taraflarınca ihtarname keşide edildiğini, işbu ihtarname öncesinde ——— Noterliği ——– yevmiye no.lu, ——– Noterliği 20.02.2023 tarihli ve ——– Noterliği, 20.09.2022 tarihli, ihtarnamelere ve 21.10.2022 tarihli yönetim kurulu toplantısına davet yazılarına cevap verilmediğini, talep edilen hususların yerine getirilmediği belirtildiğini, davalı şirket tarafından bilgi ve belge taleplerine istinaden, ——— Noterliği, 04.05.2023 tarih, ——— yevmiye no.lu cevabi ihtarname keşide edildiğini ve taleplerinin reddedildiğini, bu ihtarnamenin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin hakkını kullanabilmesi için yönetim kuruluna çağırması gerektiğini, yönetim kuruluna çağırmadığını ifade ettiklerini, ihtarnamenin hemen akabinde de çağrıda bulunmalarına rağmen toplantıya katılmamalarının, kötü niyetli ve dürüstük kuralına aykırı eylem ve sözlerinin ispatı olduğunu tüm bu nedenlerle Davalı şirkete ait 2019-2023 yılları arası: şirketin yönetim kurulunca onaylanmış gelir gider tabloları, yönetim kurulu karar defterleri, pay defteri, şirketin Gelir Gider tablolarını oluşturan belgelerinin birer suretleri, Vergi dairesine ve ——– verilmiş beyanname, bildirge suretleri, Çalışılan tüm bankaların hareketlerini gösteren banka hesap ekstreleri, Yapılan istihkak belge suretleri ve kalan bedelleri gösterir listeler, Şirket Aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin kiralama, işletme, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin birer suretlerinin tarafımıza ibrazı, hissedarı ve yönetim kurulunda bulunduğumuz Şirketlerin tüm resmi dairelerle olan borç dökümleri, şirketin denetimini yapan, Bağımsız denetim ve ——- firmalarının sözleşme suretleri, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ve düzenlenen devam eden ve sona eren sözleşmeler gereği bugüne kadar yapılan işlemlerin dökümü, tamamlanan inşaatların maliyet ve satış analizlerini gösterir listeler, şirketin aktifinde bulunan tüm gayrimenkullerin, araç, gereç, makinaların listesi (kullanılır ve atıl olan en son halini gösterir listeler), Şirketin kayıtlarının tutulduğu resmi defter ve belgelerine ait kayıtların dökümleri, ——– Mahallesi ——– Sokak ——- İş Merkezi ——— Katın kira kontratı ve ödeme dekontları, ——- Mah. ——– Sokak No:——– ——— adresindeki binanın kira sözleşmesi, ödeme dekontları, Şirket Yönetim Kurulu karar defterlerinin yokluğumuzda alınan kararları incelememiz ve şirketler için neler yapıldığını görmek için taraflarına ibrazına kesin olarak karar verilmesini, ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete 10.07.2023 tarihinde tebliğ edilen dava dilekçesi uyarınca, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu 2019-2023 yılları arası ticari defter ve belgelerin taraflarına ibrazınının talep edildiğini ve bu defter ve belgelerin davacıya kötü niyetli olarak inceletilmediği iddiasında bulunduğunu, davacının iddiaları mesnetsiz, hukuka ve maddi gerçekliğe aykırı olmakla birlikte adeta ileri yaşta bir bireyin hezeyanlarını yansıtmaktan öteye gitmeyen iddialar olduğunu, davacının şirket yönetimine aktif bir biçimde katılmasının diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından bilinçli ve sistematik olarak engellenmekte olduğu iddiası maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, davacının ifade etmiş olduğu “şirket yönetimine aktif bir biçimde katılma” fiilinin gerçekleşebilmesi, davacı tarafça 6102 Sayılı TTK md. 392 md. Uyarınca yönetim kurulunun toplantıya çağrılması ile mümkün olabileceğini, davacı ise şirket yönetim kurulunu takriben bir seneyi aşkın bir süredir toplantıya çağırmadığını ve dolayısıyla da şirket aktif bir biçimde yönetilemediğini, davacının bilinçli ve sistematik bir biçimde şirket yönetiminden uzaklaştırılması değil; davacının şirket yönetim kurulunu bir araya getirmemesinden kaynaklanan bilinçli ve sistematik bir yönetilmeme hali mevcut olduğunu, bu durumun müsebbibi ise davacının bizatihi kendisi olduğunu, davacının yönetim kurulu toplantısı için defaten çağrı yapıldığı iddiasının ise maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, davacının, kardeşlerini bilabedel hissedar yapmış olduğu ve bugün itibarıyla sağ olmayan kardeşlerinin çocukları tarafından şirket yönetiminin sui istimal edildiği iddiası maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, bir aile şirketi olan müvekkili şirketin, aile malvarlıklarının hemen tamamını da sermaye olarak şirket tüzel kişiliği bünyesinde toplamış bir şirket olduğunu, bu nedenle, şirketin davacı dışındaki hissedarları, bilhassa da davacının vefat eden kardeşlerinin mirasçıları tarafından kasten zarara uğratılmasının, esasında hissedarların yahut mirasçılarının tüm ekonomik geleceğinin bitirilmesi/büyük ölçüde yok edilmesi demek olduğunu, müvekkili şirketin hissedarlarının hem bu şirket için 7/24 mesai mefhumu olmadan ve çocukluklarından beri bu şirketin bünyesinde çalışan insanlar olduğunu, hemen hemen hiçbirinin bu şirket haricinde bir çalışması olmadığını, çocuk yaşlardan itibaren yaz tatillerinden kış tatillerine, bayramda cenazede fark etmeksizin aile bireyleri daima işin başında olduklarını davacının, vefat eden erkek kardeşlerinin çocuklarını, vefat eden kardeşlerinin kendisine emaneti olarak değil, onları saf dışı bırakılması gereken ve şirketten uzaklaştırılması elzem olan kişiler olarak görmekte olduğunu, davacının ticari defter ve belgeleri inceleyebilmesi için samimi bir yönetim kurulu toplantısı düzenleyip toplantı esnasında ticari defter ve belgelerin getirtilmesini istemesinin yeterli olacağını, davacının, 12.07.2023 tarihli olağan genel kurulda yönetim kurulu başkanlığından ve üyeliğinden azledildiğini, davacı bu toplantıya katılma gereği dahi duymadığını, davacının şirketi, yönetim kurulu başkanlığı sıfatını ve şirket işleyişini hiçbir şekilde önemsemediğinin bir başka göstergesi de kayyım nezaretinde yapılan 12.07.2023 tarihli toplantıya fiilen iştirak etmemesi ve yetkili bir temsilci de görevlendirmemiş olması olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizce; ——- Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin kuruluşundan bu yana tüm sicil kayıtları ile ortaklarının kim olduklarının ve şirketteki pay oranlarının gönderilmesi ve son yapılan genel kurul toplantı tutanağı istenilmiş gelen evraklar incelenmiştir.Dava, TTK 392/5 maddesi gereğince bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması istemine ilişkindir.TTK’nun 392. Maddesi; (1) Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır.(2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Bir üyenin bu konudaki istemi de reddedilemez; soruları cevapsız bırakılamaz.(3) Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.(4) Başkan bir üyenin, üçüncü fıkrada öngörülen bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.(5) Yönetim kurulu başkanı, kurulun izni olmaksızın, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetim kurulu başkanının bu isteminin reddedilmesi hâlinde başkan, dördüncü fıkraya göre mahkemeye başvurabilir. Şeklinde olup; davacının dava açıldığı tarihte davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu, davacı tarafından davalı şirkete TTK m. 392 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında, ——– Noterliği’nin, 19/04/2023 tarihli ve ——– yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, ancak ihtarnameye rağmen davalı şirketçe ihtarnameyle talep edilen şekilde bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmadığı, her ne kadar işbu dava tarihinden sonra 12/07/2023 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında davacı yönetim kurulu başkanlığından azledilmiş ve görevi sona ermiş ise de; şirketin iş ve eylemlerinden pay sahiplerine, şirkete ve üçüncü şahıslara karşı sorumluluğu bulunması, olası kamu borçlarından da tüm mal varlığı ile sorumlu olması dikkate alındığında dava tarihinden sonra azledilmesinin mevcut hukuki durumu değiştirmediği ve davacının davayı açmakta hukuki menfaatinin devam ettiği kanaatine varılmakla davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE; TTK’nın 392/5 maddesi gereğince, davacı tarafından davalı şirkete keşide edilen ——— Noterliği’nin 19/04/2023 tarihli, ——– yevmiye nolu ihtarnamede belirtilen bilgi ve belgeler üzerinde, ilgili davalı şirket merkezinde, dilerse davacı tarafından belirlenecek 1 adet uzmana tevdi edilmesi suretiyle davacının BİLGİ ALMA ve İNCELEME HAKKINI KULLANMASINA,
2-İnceleme için davalı şirket tarafından uygun bir yer teminine,
3-Teslim olunan kayıtlar ve belgeler hakkında bilgi verebilecek bir şirket çalışanının davalı şirket tarafından görevlendirilmesine,
4-Davacı tarafından kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde uzmanın ve inceleme gününün belirlenerek noter kanalıyla davalı şirkete tebliğine, (bu tebliğ işlemi ile inceleme günü arasında davalının gerekli hazırlıkları yapması bakımından en az (3) iş günü bulunması gereğinin gözetilmesine),
5-İncelemenin belirlenen gün içerisinde 10:00-15:00 saatleri içinde yapılıp sonuçlandırılmasına,
6-Davacı vekilinin incelemeye konu tüm belge, defter ve kayıtların fotokopilerinin verilmesine ilişkin talebinin REDDİNE,
7-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin yatırılan toplam 179,90 TL hacın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 385,40 TL dava açılış masrafı ile 106,00 TL yargılama masrafından ibaret toplam 491,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, TTK’nun . 392/4-5. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
15/11/2023