Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/394 E. 2023/390 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/394
KARAR NO : 2023/390

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-. İcra müdürlüğünün —– sayılı dosyasından takibe konulan müvekkilİ—–firmasının alacağından , borçlu —- firması ile birlikte Davalı borçlu—— firması ile özdeşlik, iktisadi bütünlük , organik bağ içinde olan diğer Davalı şirketler ile borçlu şirketin yönetici ve ortakları olan davalı şahısların, müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun kabulüne , İcra takip dosya alacağının tamamının ( asıl alacak ve ferilerinden ) davalı şirketler ve borçlu davalı şirket ortakları olan şahıslardan borçlu firma ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, takibin sorumlu tutulan taraflar yönünden de devamına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve istirham ederiz.

Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin —–Esas sayılı dosyasında devam eden yargılama sırasında celp edilen ticaret sicil kayıtları uyarınca, davalılar —- ve Tasfiye Halinde —–, dava tarihinden önce tasfiyelerinin sona erdiği ve ticaret sicil kayıtlarının kapatıldığı, buna bağlı olarak taraf ehliyetlerinin son bulduğu anlaşılmakla davacı vekiline davalılar .—- ve Tasfiye Halinde —— ihyası yönünde dava açmak üzere ihtarlı, yetki ve 2 haftalık kesin süre verilmiş, bu hususa ilişkin Mahkememizin 04/04/2023 tarihli ara kararı davacı vekiline 09/04/2023 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davacı vekilince, Mahkememizce verilen 2 haftalık sürede ihya davasının açıldığı bildirilmediği gibi, tefrik kararının verildiği 08/06/2023 tarihine kadar bu hususta herhangi bir beyanda da bulunulmadığı görülmekle; Mahkememizin —— Esas sayılı dosyasından verilen 08/06/2023 tarihli ara karar uyarınca davalılar —–ve Tasfiye Halinde ——yönünden açılan davanın Mahkememizin —— esas sayılı dosyasından tefriki ile Mahkememizin yeni esasına kayıt edilmesine kararı verilmiş ve işbu dosya numarasını almıştır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/06/2007 tarih, —–Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Dosya içerisinde bulunan —- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün müzekkere cevaplarının incelenmesinde; davalılar .—–ve Tasfiye Halinde —– ticaret sicili kayıtlarının tasfiye sonucu terkin edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle Mahkememizin 04/04/2023 tarihli ara kararı davacı vekiline anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketlerin ihyası için ayrı bir dava açmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, kesin sürenin hüküm ve sonucu ihtar edilmiş, kesin süre içinde davacı tarafça dava açılmamıştır.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nin 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” düzenlemesi gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. Dava şartları konusunda HMK’nin 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olduğundan ve dava taraflarının taraf ehliyeti olup olmadığının dosya üzerinden incelenmesi usul ekonomisi gereği mümkün görüldüğünden takdiren duruşma açılmasına gerek görülmemiş, dosya üzerinden yapılan inceleme ve yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar—– aleyhine açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın USULDEN REDDİNE,
2-)Tefrik nedeniyle alınmadığından Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL başvuru ve 179,90 TL Peşin harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Dair; tarafların yokluğunda yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.