Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/350 E. 2023/741 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/350 Esas
KARAR NO: 2023/741
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ: 23/05/2023
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili şirket aleyhine, davalı şirket tarafından ———- Esas numarasına kayıtlı takip başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların büyük bir kısmı yönünden hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, davacı müvekkil ile davalı alacaklı şirket arasındaki ticari ilişki çerçevesinde cari hesabın bulunduğunu, davalı taraf tarafından ticari ilişkiye, cari hesaba aykırı olarak; davacı müvekkil şirket aleyhine ———- Esas dosyasında takibe geçildiğini, müvekkili şirket tarafından borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, ancak davalı yanın icra takibine ilişkin olarak ——— Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açmış olup; iş bu davadan müvekkil şirket tarafından çok sonradan tesadüfen haberdar olunduğunu, ———- Esas sayılı dosyasından müvekkil şirketin ticari defter ve belgeleri incelenmeksizin bilirkişi raporu alındığını, müvekkili şirket hakkında açılan icra takibinde hiçbir yasal dayanak belirtilmeden açılmış olup takip talebinde borcun sebebi olarak bir kısım faturalar gösterildiğini, bu faturaların davalı tarafından gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak düzenlediğini, müvekkili şirketin davalı ile takip konusu faturaların kesilmesini gerektirecek bir ticari alışverişi olmadığını, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne ve ———– Esas. sayılı icra takibinin İptaline, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde : davacı yanın huzurda görülen ve taraflar arasındaki aynı somut uyuşmazlığı konu alan davayı müvekkilin daha önce davacı aleyhine ———- Esas dosyasına yapılan itirazı takiben yürütülen zorunlu arabuluculuk süreci neticesinde ———- Esas dosyasında görülen itirazın iptali davasında görülerek karara bağlandığını, huzurdaki menfi tespit davasının açılış tarihi ile bahsi geçen ve aynı somut uyuşmazlığı konu alan itirazın iptalinin karar tarihi de yine 23.05.2023 olduğu, her ne kadar itirazın iptali davası karara bağlanmışsa da işbu cevap dilekçesi tarihinde gerekçeli karar henüz mahkemesince hazırlanmadığını, mahkeme tarafından davacının da dava dilekçesinde ve delil listesinde belirtmiş olduğu———- Esas dosyasının incelenmesi neticesinde her iki davadaki uyuşmazlığın aynı olduğu ve itirazın iptali davasında zaten davacının borçlu olup olmadığı ve ne kadar borçlu olduğu, itirazının kötü niyetli olup olmadığı ve sair hususlar ortaya konmuş olup karara bağlandığı, aynı konuya ilişkin tekrar yargılama yapılamayacağından ve menfi tespit davasının açılmasında hukuki yarar bulunmadığından huzurdaki yargılamanın daha fazla uzatılıp esasa girilmeden bu aşamada yukarıdaki açıklamalarımız ışığında karara bağlanarak davanın reddedilmesi gerektiği, ayrıca icra takibinde borç miktarı belirli olup menfi tespit davasının kısmı ya da belirsiz alacak davası olarak da açılmasının usule ve yasaya aykırı olduğu, her ne kadar dava dilekçesinde ve tensip zaptında dava değeri olarak 10.000,00 TL olarak gösterilmişse de icra esas dosyasında borcun tam olarak davacı tarafından biliniyor olması ve kısmı talebin bu davaya ileri sürelemeyecek olması gerekçeleriyle mahkemece harcın tamamlattırılması gerektiğini, davacının müvekkili ile davalı borçlu şirket arasındaki ticari ilişki çerçevesinde hizmet ve ürün satışı/teslimi konusunda tarafların aralarındaki cari hesaba ilişkin defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davalı tarafından talep edilen hizmet ve ürünlerin temini müvekkilince sağlanmış olup buna ilişkin faturalar düzenlendiğini, taraflar arasındaki ticari cari hesap kayıtları incelendiğinde bakiye borç miktarı üzerinden müvekkilin alacağının tahsil edilmesi amacıyla ———– Esas dosyasında takibe geçilmiş ancak davalı borçlu şirket tarafından borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine müvekkil şirketçe zorunlu arabuluculuk süreci başlatılmış olup ———- numaralı dosya içerisinde gerçekleştirilen oturum sonrasında tarafların anlaşmaması mümkün olmamış ve süreç anlaşamama ile sonuçlandırıldığını, açılan itirazın iptali davasının ———— Esas numaralı dosyasında görülerek karara bağlandığını beyanla; fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın öncelikle sayın mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hukuki yarar yokluğu nedeniyle usülden reddine, gerekli görülmesi halinde ise daha sonra yapılacak tahkikat neticesinde esastan reddine, yapılan itirazların davalının ediminin likit alacağa dayalı olması ve davalının borcunu ifa etmemekte kötüniyetli davranması nedeniyle icra dosyası takip çıkışı toplam tutarının %20’sinden az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatına hükmedilmesine, nispi vekalet ücretinin ve dava giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Bir davanın dinlenebilmesi başka bir ifade ile işin esasının incelenebilmesi için gerekli şartlardan birisi de davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Mahkemece dava şartları bulunup bulunmadığı her aşamada kendiliğinden araştırılacağı gibi görevi gereği temyiz halinde Yargıtay tarafından da dikkate alınır. Kural olarak tespit davaları bir kimse ile diğer bir kimse arasında var olan somut bir olaydan doğan hukuksal bir ilişkinin varlığının saptanmasına yönelik olup bundan ötesi bir işlevi yoktur. Eda davaları ise hem tespit hem edayı içerdiğinden tespit davasına eda davasının öncüsü denilebilir. Tespit davasının dinlenebilmesi için hukuksal bir ilişki ile hukuki yararın bulunması zorunludur. Hukuki yararın varlığı ise davacının bir hakkının veya hukuki durumunun bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte olması, tespit hükmünün bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olması halinde kabul edilebilir. Eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerekir Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam etmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 303. maddesi anlamında kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Takip dayanağı alacağın genel hükümler dairesinde tartışılarak mevcudiyeti sonucuna varan mahkeme itirazın iptali talebini kabul ettiğinde, aynı dava konusu ile ilgili olarak borçlu menfi tespit isteyemeyeceği gibi davanın reddi hâlinde de alacaklı aynı alacak için aynı dava sebebine dayanarak yeni bir alacak davası açamayacaktır.Aynı icra takip dosyasına davalının itiraz etmesi üzerine iş bu davanın davalısı tarafından, davalı aleyhine iş bu menfi tespit davasından önce 01/06/2022 tarihinde ———– E sayılı dosyasında İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığı da ihtilafsızdır. Davacının aynı takip dosyası kapsamında davalı tarafından aleyhine açıldığı ihtilafsız olan itirazın iptali davasında, iş bu menfi tespit davasında ileri sürdükleri iddiaların savunma nedeni olarak ileri sürebilmeleri mümkün olmakla, itirazın iptali davasından sonra açılmış olan eldeki menfi tespit davasında davacıların hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddi yolunda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hukuki yarar yokluğundan HMK madde 114/1,h gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 -TL harcın, davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydı yapılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 31/10/2023