Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/298 E. 2023/512 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/298 Esas
KARAR NO: 2023/512
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 28/04/2023
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; dava konusu ——- Şirketi’nin TTK Geçici 7. Madde uyarınca——- tarafından yapılan ihtar ve ——- yayınlanan ilana rağmen, süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması nedeniyle 18.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini, müvekkilinin yetkilisi ve ortağı olduğu şirket aktiflerinde —— Plakalı Araç ve ——- Plakalı ——- Marka ——- Model motosiklet bulunmakta olduğunu, dava konusu şirket re’sen terkin edilmiş olduğundan dolayı şirket adına kayıtlı bulunan araçlar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulamadığını, buna karşın; şirketin ve dolayısıyla şirket ortaklarının söz konusu araçlar üzerindeki sorumlulukları devam etmekte ve bu durum müvekkilinin, şirket ortaklarının hukuki menfaatlerinin zedelenmesine yol açmakta olduğunu tüm bu nedenlerle ——– Şirketi’nin ek tasfiyesine ve şirketin ticaret siciline yeniden tesciline, ek tasfiye işlemlerinin yürütülmesine yönelik tasfiye memuru atanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ve talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesi özetle; ——– tarafından TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkil ——- resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve ——- sayılı ——- yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılığının bulunmadığını, müvekkil ——-, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini ve yargılıma giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Mahkememizce; … ——– Şirketi’nin terkin edilmeden önce, şirkete, şirket yetkililerine ve ortaklarına şirketin terkin edileceği ihtarına dair tebligat yapılıp yapılmadığı ve varsa tebliğ ve terkine ilişkin tüm belge örnekleri ve ——– Başkanlığı’ndan davaya konu ——- ve ——- plaka sayılı araca ilişkin trafik tescil kaydı celp edilerek incelenmiştir.Dava, ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirket tüzel kişiliğinin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkindir.——- gelen sicil dosyası incelendiğinde; ihyası istenen dava dışı şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesi kapsamında 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır . Şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra 28/04/2023 tarihinde ihya talep edildiği açıktır.TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere ——– Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır.TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesinde, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise bu maddeye göre tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda, şirketin 18/02/2015 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait araçların——- intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin, ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren baş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra Hazineye intikal edeceği düzenlendiğinden, kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının Hazineye intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin TTK’nın geçici 7. maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir. Somut olayda gerek TTK’da gerekse başka mevzuatta düzenleme bulunmadığı gibi konuya ilişkin bir örf ve adet bulunmamaktadır. Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanın bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmamış olması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediği anlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1. maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra ——- intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmış, ——– sayılı ilamındaki açıklamalar da nazara alınarak, şirketin adına kayıtlı —— ve ——- plakalı araçların tasfiyesi ve tasfiyeye ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak olarak ihyasına karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile, ——- Müdürlüğü’nün ——– sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicil kaydı resen terkin edilmiş olan ——- Şirketi’nin, ——- ve ——- plakalı araçların tasfiyesi ve tasfiyeye ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere, Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin davacı … (TC No:…) tarafından yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın ——- tescil ve ilanına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin yatırılan toplam 179,90 TL hacın mahsubu ile bakiye 89,9‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı … Sicil Müdürlüğü vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023