Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/270
KARAR NO : 2023/799
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 13/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, —–numaralı tesisatına kayden elektrik enerjisi kullanmakta olup, Müvekkil Şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde,21.09.2022 tarihinde—— No’lu tutulan kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı ile davalının perakende satış sözleşmesi / ikili anlaşma olmaksızın “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” elektrik enerjisi tüketimi yaptığı tespit edildiğini, davalının 28.08.2021-09.08.2022 tarihleri arasında kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle davalının elektriği kesilerek 30.01.2023 tarihinde mühürlendiğini, davalı, müvekkil şirket ile arasında herhangi bir perakende satış sözleşmesi yahut ikili anlaşma bulunmamasına rağmen elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMADavalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkil şahıs hakkında 21.09.2022 tarihinde yine kaçak elektrik tüketimi tutanağı tutulmuş ve akabinde de 11.269,39 tl tutarlı fatura düzenlenmiş ama iş bu fatura usulüne uygun olarak müvekkil şahsa tebliğ edilmediğini, . gerek 09.08.2022 tarihli gerekse de 21.09.2022 tarihli faturalar davalı müvekkil şahsın gerçekte olan elektrik tüketimini yansıtmayıp davacı şirket tarafından farazi ve fahiş olarak düzenlenmiş olup içeriği kabul edilemeyeceğini, müvekkil şahsın kiracısı olduğu dükkânda mevcut kaçak elektrik kullanımı için paralel olarak çekilen 1 adet prizden asla haberi bulunmadığını, 09.08.2021 tarihli ve 21.09.2022 tarihli kaçak elektrik tüketimi tespit tutanakları gereği düzenlenen —– belge nolu 58.963,38 tl ve 11.269,39 tl tutarlı faturalar için—–. icra dairesinin —– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup tarafımızca iş bu takibe süresinde ve usulüne uygun itiraz ettiklerini itiraz sonrasında davacı kurum teknisyenleri müvekkil şahsa ait iş yerine gelerek yeni bir hesaplama yaparak itirazımıza konu 09.08.2022 tarihli, ——belge nolu ve 58.963,38 tl tutarlı e-arşiv faturasını iptal ederek müvekkil şahsa 01.12.2022 tarihli, —— belge nolu ve 29.738,19 tl tutarlı e-arşiv faturasını tebliğ ettiklerini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve —– sayılı—— yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda —–Ticaret Sicil müdürlüğünün 25/04/2023 tarihli yazı cevabında davalının gerçek kişi ticari işletmek kaydı bulunmadığı—- Vergi Dairesi Başkanlığı,—-Vergi Dairesi Müdürlüğünün Sayı 10.05.2023 tarihli yazı cevabında davalının gerçek usulde ve işletme esasına göre defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 177/1 fıkrası | ve 3 bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendinde yazılı limitin tamamını aşmadığı, mükellefin ikinci sınıf tüccar olduğu tespit edilerek mahkememize bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, faaliyetinin esnaf boyutunda olduğu anlaşılmakla davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. (Emsal İlam T.C. —- Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi’nin—– Karar Sayılı İlamı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine, Dair, davacı vekiline ( e duruşma sistemi üzerinden) ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.