Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/133 E. 2023/384 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/335 Esas
KARAR NO : 2023/324

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında şubat 2020 ve mart 2020 tarihlerinde solunum maskesi satın alımı üzerinde anlaşma sağlandığını, işbu sözleşme kapsamındaki ürünler davalı şirket tarafından müvekkil şirket’e teslim edildiğini, müvekkilinin pandemi hastanesi olarak ilan edildiğini, covid-19 salgını 11.03.2020 tarihi itibari ile ülkemizde de görülmeye başlanmış olup, vaka sayıları hızla artmış e buna bağlı olarak sağlık bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklar tarafından salgının önlenmesi amacıyla çeşitli tedbirlere başvurulduğunu, pandemi hastanesi olarak hizmet verilecek dönemde, başvuran hasta sayıları ve hastalığın bulaşma oranı da dikkate alındığından çok yoğun tıbbi malzeme tedariği gerektiğini, bu nedenle davalıdan 27/02/2020 tarih ve —- numaralı fatura ile birim fiyatı 20,00 tl’den 10.000 adet, 13/03/2020 tarih ve —– numaralı fatura ile birim fiyatı 22,00 tl’den 2.000 adet, 14/03/2020 tarih ve —- numaralı fatura ile birim fiyatı 22,00 tl’den 6.000 adet, 17/03/2020 tarih ve —–numaralı fatura ile birim fiyatı 22,00 tl’den 2.000 adet, 17/03/2020 tarih ve —– numaralı fatura ile birim fiyatı 22,00 tl’den 7.000 adet, 20/03/2020 tarih ve —–numaralı fatura ile birim fiyatı 22,00 tl’den 3.000 adet tek kullanımlık —— solunum maskesi satın alındığını, tamamen acil ihtiyaçtan dolayı, toplam 691.000 TL bedeli 26/02/2020, 10/03/2020, 16/03/2020 ve 20/03/2020 tarihinde nakit olarak acil ihtiyaçları karşılamak adına ve tedarikçinin bu yöndeki talebi neticesinde banka havale yoluyla ödendiğini, ancak devam eden süreçte, Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetleri genel müdürlüğü tarafından yapılan duyuruya istinaden gerekli olacak malzemelerin —–tarafından tedarik edileceği bildirilmiş ve solunum maskeleri için satış fiyatı 9,50 TL olarak belirlendiğini, sağlık bakanlığı tarafından belirlenen fiyatlar ile davalı’ya zorunluluktan ötürü ödenmek zorunda kalınan fiyatlar arasında çok büyük bir fark olduğunu 30.000 adetlik solunum maskesi için—–tarafından belirlenen fiyat ile alım birim fiyatlarımız arasında oluşan fiyat farkına ilişkin düzenlenen faturalar davalı tarafa tebliğ edilmişse de; davalı tarafından bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, mevcut olayda aşırı yararlanma/gabin mevcut olduğunu, müvekkilin tacir olması ve de basiretli olmasının beklenilmesi işbu dava kapsamında söz konusu olamayacağını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, davalı şirket’in malvarlıkları (banka hesapları, araç, gayrimenkul vesair) üzerine tedbir konulmasına, müvekkilinin, davalı şirkete zorunluluktan ötürü ödemek zorunda kaldığı, 383.400-tl’lik fazladan yapılan ödemenin davalı şirket’ten ödeme tarihi itibariyle işletilecek olan ticari faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkkili şirket 28.02.2020-20.03.2020 tarih aralığında ——solunum maskesi alım satımı yaptıklarını, ürünlerin teslimatı 20.03.2020 tarihinde bitmiş olup davacı ile davalı müvekkil arasındaki alım satım sözleşmesi sona erdiğini, davacı şirket ticari ilişkinin bitiminden sonra —-. Noterliğinin 30.03.2020 tarih ——yevmiye numaralı ihtarı ile birlikte iade faturasını müvekkilinin ticaret merkezi eski adresine gönderildiğinden taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının 07/07/2020 tarihinde yaklaşık 4 ay kadar sonra müvekkil firmaya 26.03.2020 tarih ve —–numaralı 383.400,00 TL bedelli İade Faturasını mail yolu ile gönderdiğini, müvekkilin bu iade faturasından 07.07.2020 tarihinde haberdar olduğunu, davacı şirketin müvekkili firmaya kesmiş olduğu bu iade faturasına —–. Noterliğinin 13/07/2020 tarih ve——- yevmiye numaralı ihtarı ile itiraz ettiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkil firma, davacı firmaya zorla bir mal satımı yapmadığını, tüm talepler davacıdan gelmiş olup, müvekkilin vermiş olduğu fiyat teklifleri cazip gelmiş olsa gerek ki solunum maske alımını müvekkil şirketten gerçekleştirildiğini, yine davacı taraf pandemi hastanesi olarak ilan edildikten sonra da alımlarını —— değil ısrarla müvekkil firmadan maske talebinde bulunduğunu o tarihte müvekkil firma —– ile imzalanan sözleşme gereği teslim etmesi gereken maskeleri yetiştirmeye çalışırken, davacı taraf 24.03.2020 tarihinde müvekkil firmaya mail göndermiş, alım yapma taleplerini —–bildirdiklerini, ”Sağlık Bakanlığının aldığı tedbirlere de riayet ederek —— günlük üretiminin 2000 adet kısmı için” izin talebinde bulunduğunu bildirdiğini, davacının—–tarafından 9.50 TL den şimdiye kadar maske alıp almadığını, aldı ise ne kadar ve hangi birim fiyatttan aldığını açıklamamış ve buna ilişkin bir fatura vs. Belge de sunmadığını, davacı firma 9,5 TL birim fiyattan sadece o dönemde kamu teşebbüsü olan ——satış yaptığını, müvekkilin hiç bir özel firmaya 9.50 TL’den satış işlemi yapmadığını, öncesinde ve sonrasında diğer ticari firmalara yine davacıya satış yaptığı birim fiyattan satım gerçekleştirdiğini, müvekkili firmadan alınan mallar ile ilgili olarak aynı nitelikte farklı marka ve model malzemelerin tedariki serbest piyasadan temini mümkün olup müvekkil firma tekel olmadığını, davacı firmaya satılan maske türü ile —— satılan maske türleri ve özellikleri de farklı olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, aşırı yararlanma hükümlerine dayalı olarak bedelin tahsiline ilişkin davadır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan kök raporda özetle; davalı şirketin 2020 yılına ait ticari defterleri olup pendik vergi dairesi müfettişliği tarafından incelemede olması nedeni ile inceleme yapılamadığı, 2021 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin hmk 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde dava tarihi itibari ile davacıya borçlu/alacaklı olmadığı, davalı —-şirketi ile dava dışı ——arasında 23.03.2020 tarihinde akdedilen sözleşmede—— numuneleri ile onaylanan “——maske’nin birim satış fiyatının kdv hariç 9,50 tl olarak belirlendiği ve dava dışı şirkete faturalandırılan —–solunum maskesi” açıklamalı maskenin birim fiyatının 9,50 tl * kdv olarak düzenlendiği, iş bu davaya konu davacı şirkete fatura edilen—–solunum maskesi açıklamalı ürünün aynı dönemde davacı şirket dışındaki müşterilere 23,50 tl- 25,00 tl * kdv olarak fatura ettiği, davalı—- şirketinin, davacı —– şirketine 22,00-tl4kdv birim fiyatla satmış olduğu —–solunum maskesinin, davalı şirketin dava dışı —— şirketine 9,50 TL kdv birim fiyatla satmış olduğu —–adlı üründen hem toplam içe doğru sızdırma (tıl) ve filtre geçirgenlik verimliliği açısından % olarak daha hassas olması hem de —– olması nedeniyle kalite açısından farklı ürün olmaları nedeniyle aralarındaki fiyat farkının, davacı dışındaki müşterilerine 23,00 — 25,00-tl arasında satmış olduğu da göz önüne alındığında o dönem için davacıya satış fiyatının normal olduğu ve aşırı oransızlığın bulunmadığı, gabinden söz etmek için üç şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. bunlar objektif şart, sübjektif şart ve çok önemli üçüncü şart istismar şartıdır. davalının davacıyı istismar ettiği veya istismar etmek iradesini taşıdığı kanaatine ulaşılmadığı, . davacı gabine maruz kalmadığından, gabin hükümleri çerçevesinde davacının davalıdan ödediği bedelinin iadesini istemesi kanaatimizce mümkün olmadığı tarafların piyasa arz arz ve talep ilişkisi doğrultusunda ticari satış (ttk m. 23/1) gerçekleştirdiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.

Mali müşavir bilirkişi tarafından alınan ek raporda özetle; Davacı —–Davalı —-cari hesap hareketlerinde —- Satıcılar Hesabında —–no’lu cari kartta takip ettiği Davalı şirketten alacak/borç olmadığı, davacı şirketin fiyat farklarına ilişkin Davalı —-şirketine düzenlediği 26.03.2020 tarih—- numaralı 383.400,00 TL tutarındaki faturayı “Fark Faturası – İhtarname İle RED -Fiyat Farkı” açıklaması ile ticari defterlerine ters kayıt yaptığı ve alacak bakiyesinden düştüğü, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: —–) Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, —– Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin KDV Hariç 5.000 TL aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirildiği, Davacı —– 2020 yılı şubat/Mart dönemleri BA formunda Davalı —– 6 adet fatura karşılığı KDV hariç 640.000,00 TL tutarında alım yaptığına dair beyanda bulunduğu, Davacı —– 2020 yılına mart ayı BS formunda Davalı—— adet fatura karşılığı KDV hariç 355.000,00 TL tutarında Satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, kök raporda incelenen Davalı şirket ticari defter ve kayırlarında Şubat/Mart 2020 dönemleri Davacı alımlarının örtüştüğü, Davacının Mart 2020 döneminde düzenlediği iade faturasını BS bildirimi ile beyan ettiği, ancak ticari defterlerine kaydettiği faturayı ters kayıt yaparak hesabı kapattığı, Davacı—– şirketinin e- defter mükellefiyetinin olduğu, fiziki ortamda defter tutmadığı, e defterler üzerinde yapılan incelemeler taraflar arasında cari hesap uyuşmazlığının bulunmadığı görüldüğü, davacı şirket 07.07.2022 tarihli itiraz dilekçesinde (3.Madde) davanın konusunun “Tek kullanımlık —– olduğunu belirtmiş ancak davalıdan alınan ürünleri maske olduğu, düzenlenen fiyat farkı faturasının ise “—– Sınıfı—– Maske Covit19) açıklaması ile Davalı şirkete düzenlendiği, kök raporda sektörel değerlendirmelerde Medikal Malzeme alanında uzman bilirkişi “Literatürde —— genellikle eş değer kabul edilir” açıklamasına yer vermiş Davacının incelememe ibraz ettiği fatura örneklerinde —– ve—–açıklamaları bulunan faturaların Davalıdan —–9,50 TL#KDV fiyat belirlediği maske sınıfından olduğu, davalı şirket tarafından 02.09.2021 tarihinde dava dışı —— şirketine düzenlediği fatura davacı şirket tarafından incelememe ibraz edilmiş olup bu fatura açıklamasında Endüstriyel maske ibaresi olması ve incelenen dönemle arasında 6 ay fark olması nedeni ile Fiyat farklılığının değerlendirilmesinin mahkememize ait olduğu, davalı şirket ticari defter ve belgeleri iş bu ek rapor kapsamında incelenmiş, davacı şirketin e-defter mükellefiyetinin olduğu ve buna bağlı olarak ortamda ticari defter tutmadığı, davalı şirketle aralarında cari hesap uyuşmazlığının bulunmadığı, incelememe ibraz edilen fatura açıklamaları raporda açıkça belirtilmiş olup, davalıdan alınan ürün açıklamaları ile birebir eşleşme sağlanamadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 28. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 21.) maddesinde aşırı yararlanma (gabin) düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında “bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir” denilmek suretiyle, gabinin unsurları ile sonuçları hüküm altına alınmış; maddenin 2. fıkrasında ise, “zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir” denilmek suretiyle, gabin iddiasında bulunan tarafın, bu hukuksal nedene dayanan hakkını kullanabileceği hak düşürücü süreler hüküm altına alınmıştır.Gabinin varlığından söz edebilmek için, objektif ve subjektif unsurlarının somut olayda bulunması gerekmektedir. Gabinin subjektif unsuru, gabine uğradığını iddia eden tarafın zor durumda olmasından, düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden diğer tarafın yararlanmış olmasıdır. Objektif unsuru ise taraf edimleri arasında aşırı bir oransızlık bulunmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacı taraf davalının kendisine sattığı maske fiyatları ile Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen maske fiyatları arasında büyük oranda farklı olduğu, zorunluluk hali sebebiyle maske bedellerinin ödendiğini, aşırı yararlanma sebebiyle nispetsizliğin giderilmesini talep ettiği, davalı tarafın da davacıya zorla mal satılmadığı, tekel olarak maske satmadıklarını, zor durumdan yararlanma halinin olmadığını,—— tarafından tedariği yapılan maskeler ile davacıya satılan maskelerin farklı kalite ve özellikte olduğunu beyanla davanın reddini istediği görülmüştür.Teknik yönden maskeler üzerinde yapılan inceleme de davalının davacıya sattığı maskeler ile dava dışı —— sattığı maskelerin birbirinden farklı ürünler olduğu,Davalı —– Şirketinin, Davacı —–Şirketi 22,00-TL+KDV birim fiyatla satmış olduğu —–solunum maskesinin, Davalı şirketin Dava dışı ——şirketine 9,50 TL+KDV
birim fiyatla satmış olduğu —— adlı üründen hem
Toplam İçe Doğru Sızdırma (TIL) ve Filtre Geçirgenlik Verimliliği açısından % olarak daha hassas olması
hem de —-olması nedeniyle kalite açısından farklı ürün olmaları nedeniyle aralarındaki fiyat farkının,
davacı dışındaki müşterilerine 23,00 – 25,00-TL arasında satmış olduğu da göz önüne alındığında o dönem için Davacıya satış fiyatının normal olduğu tespit edilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında gabin hükümlerinin uygulanması için objektif ve subjektif şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda maske fiyatlarının o dönemki koşullarda piyasa şartlarına uygun olduğu, diğer müşterilerine göre davacıya daha uygun fiyata make satışı yapıldığı, —– satılan maske ile davacıya satışı yapılan maskelerin kalitesinin farklı olduğu bu durumun da fiyat farkını doğurduğu teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, edimler arasında aşırı bir oransızlık bulunmadığından gabinin subjektif şartları gerçekleşmemiştir. Ayrıca davalının davacının zor durumunda olmasından yararlandığı, istismar kastının bulunduğu hususu ispat edilemediğinden gabinin objektif şartı da gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca davacının gabin hükümlerine dayanarak davalıdan talepte bulunamayacağından davanın reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 6.547,52 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 6.367,62‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 56.676,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.