Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/130 E. 2023/743 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/130 Esas
KARAR NO: 2023/743
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/02/2023
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde .Davacı müvekkilin 29.09.2020 tarihinde, ———- ili ——- ilçesi ——— ——– Döküm sahasında sevk ve idaresindeki ——– plakalı aracı ile geri geri manevra yaptığı esnada dava dışı ——— plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, hasarın ödenmesi için ZMMS sigortacısı olan davalıya müracaat edilmişse de, kazanın karayolunun dışındaki bir alanda gerçekleştiği gerekçesiyle karşılanmadığını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde bir sonuç alınamadığını beyanla; müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 37.817,44 TL hasar tazminatının davalının trafik sigortası sigortacısından ödeme günü olan 27.12.2022 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde . Kazanın yaşandığı ——— ili ——— ilçesi ———- ——— Döküm sahasının karayolu dışında bir alan olmasından dolayı hasarın ret edildiğini, olayın gerçekleştiği alanın döküm sahası olduğunu, hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE
: Dava, trafik kazası sebebiyle ödenen tazminat miktarının ZMMS poliçesi kapsamında davalı sigortaya rücu istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık zararı doğuran kazanın meydana geldiği yer ile ilgili kesin bir belirleme yapılıp yapılmadığı, buradan varılacak sonuca göre kaza yerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 2 ve 3. maddeleri gereğince karayolu ya da bağlantı yolu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “Olan trafik kazasında,——– plakalı araç sürücüsü … dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, manevraları düzenleyen genel kurallara uymayarak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, geri geri manevra yaptığı esnada arkasını dikiz aynalarından kontrol etmesi gerekirken, arkasını yeterince kontrol etmeden geri geri manevra yaparak, arkasında durur vaziyette bulunan sürücü ——— sevk ve idaresindeki ——— plakalı aracın sağ ön taraflarına, kendi aracının arka kısımlarıyla çarparak kazaya neden olduğu, 2918 Sayılı KTK’ nun 47/d (Trafik kurallarına uymama), 2918 Sayılı K.T.K.’ nun 67/a-b (hatalı manevra yapma) maddelerini ihlal ettiği, trafikte sürücülerin Asli Kusurlu hallerinin neler olduğunun belirtildiği 2918 Sayılı KTK’ nun 84/j maddesinde (hatalı manevra) tarif edildiği gibi hatalı bir şekilde geriye doğru manevra yaparak ———- plakalı aracın sağ ön taraflarına, kendi aracının arka kısımlarıyla çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, talep edilen 10.327,36 TL (KDV) hasar miktarının, orjinal parça kullanılsaydı olması gereken gerçek 13.334,00 TL (KDV) hasar miktarından düşük olduğundan dolayı, hasar tazminatı olarak kabul edilebileceği, dava konusu ———- plakalı aracın tamir süresi boyunca araç mahrumiyet değerinin ( (750,00 TL x7) – 350,00 TL = ) 4.900,00 TL olacağı, kazanın meydana geldiği hafriyat döküm alanının karayolu olmadığı, hafriyat döküm alanının direkt olarak karayolu ile bağlantısının olmadığı, hafriyat döküm alanının ormanın içerisine açılmış özel yol ile ———- çöp ayrıştırma tesisine bağlantısının olduğu, çöp ayrıştırma tesisinin ise ———- karayoluna bağlantısının olduğu, Davacının hasar tazminatı talep edip edemeyeceğinin değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek amacıyla kabul edilen KTK’nın kapsamını belirleyen 2. maddesinde aynen; “Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,Bu Kanun hükümleri uygulanır” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Görüldüğü gibi, KTK’nın 2. maddesinde bu Kanun’un, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği hâlde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu hâliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlar başlıklı 3. maddesinde kullanılan terimlerden karayolu; “Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar”; bağlantı yolu; “Bir kavşak yakınında karayolu taşıt yollarının birbirine bağlanmasını sağlayan, kavşak alanı dışında kalan ve bir yönlü trafiğe ayrılmış olan karayolu kısmı” araç; “Karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlar ile iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adı” ; trafik kazası; “ Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olay” olarak tanımlanmıştır. Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolu gibi sayılan yerler sınırlı bir biçimde sayılmamıştır. Karayolu gibi sayılan yer kavramının dar değil, geniş yorumlanması gerekmektedir. İşletenin, KTK’nın 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde malî sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüş, 86. madde ile de işletenin sorumluluktan kurtulması veya azaltılması hâli düzenlenmiş olup sorumluluğun kaldırılması şartlarının bulunmadığı durumda kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkimin, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği belirtilmiş; zarar verenlerin birden fazla olması hâli ise 88. madde ile hüküm altına alınmıştır. Zorunlu malî sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı sorumluluğu üstlenmiştir. KTK’nın “Maddi ve manevi tazminat” başlıklı 90. maddesine göre zorunlu malî sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar KTK’da öngörülen usul ve esaslara tabîdir. Karayolu dışında olan bir kaza nedeniyle KTK’nın 85 maddesi hükmüne göre işleten sorumlu olmayacağı gibi aracın trafik zorunlu malî mesuliyet sigortacısı da sorumlu tutulamayacaktır. Bu durumda işletenin sorumluluğuna Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hükümlere göre başvurulabilecektir. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan bir alanda meydana gelmesi hâlinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilecek ve diğer şartlar bulunduğu takdirde işletenin ( ve onun eyleminden sorumlu olduğu kişilerin) dolayısıyla zorunlu malî mesuliyet sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebilecektir. Nitekim aynı ilkeler ——— Sayılı ve ———Sayılı kararında da benimsenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Hukuk Genel Kurulu kararlarında da görüldüğü üzere KTK’nın 2 ve 3. maddelerinde tanımlanan karayolu ve karayolu gibi sayılan yerlerin geniş yorumlanması gerektiği; dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda yer alan uydu görüntülerinden kazanın gerçekleşiği yer ile karayolunun toprak yol olsa dahi bulunduğu, kamu yönetimince taşıt trafiğine izin verilip verilmemesinin önemli olmadığı, fiilen karayolu ile bağlantı olarak kullanıldığı, kazanın karayolu sayılan yerde olduğunun (dolayısıyla zararın teminat kapsamı içinde kaldığının) açıkça anlaşılır olduğu, hafriyat alanının kapatılması sebebiyle keşif yapılmasının dosyaya katkı sağlamayacağı dolayısıyla karayolu sayılan yerde meydana gelen kazanın teminat kapsamı içinde kaldığı kabul edilmiş olup bilirkişinin aksi yöndeki görüşü dikkate alınmamıştır. Kaza karayolu sayılan yerde meydana geldiğine göre davalı … meydana gelen zarardan sorumlu olup davacının ödediği hasar bedeli ve ferileri davalıdan talep etme hakkı vardır.ZMSS poliçesi gereği, davalı sigortalısının aracında meydana gelen hasara ilişkin gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumludur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6. Teminat Dışında Kalan Haller…, Gelir kaybı, kar kaybı, araç mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri olarak belirlenmiştir. Davacı vekili, hasar bedelinin yanı sıra ödemiş olduğu araç mahrumiyet bedelini de davalıya rücu etmek istemektedir. Araç mahrumiyet bedeli, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığından ödemiş olduğu 5.250 TL araç mahrumiyet bedelini davalı sigortadan talep edemeyeceğinden bu talebi yerinde görülmemiştir.———- E. Sayılı dosyasında 15.577,36 TL hasar ve araç mahrumiyet bedeli, 2905 TL hasar ve araç mahrumiyet bedeli faizinin alacak kalemi olarak yer aldığı dikkate alındığında faiz hesabının kaza tarihi olan 29/09/2020 tarihi ile icra takip başlangıcı olan 27/10/2022 arası için yapıldığı, davalı sigortanın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olacağı, hak sahipleri tarafından sigortaya başvuru yapılıp sigortanın temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir başvuru evrakı dosya kapsamında olmadığından davalının işlemiş faiz yönünden sorumluluğu bulunmadığından icra takibinde yer alıp davacının ödemiş olduğu 2.905 TL’lik faiz kalemi yönünden de davacının talebi yerinde görülmemiştir. Neticeten davalının işlemiş faiz ve araç mahrumiyet bedeli yönünden sorumluluğu bulunmadığından davacının ödemiş olduğu 37.817,44 TL’den 5250 TL araç mahrumiyet bedeli ve 2905 TL işlemiş faiz talebi düşülerek 29.662,44 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilerek kabulüne karar verilen miktara ödeme tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 29.662,44 TL’nin ödeme tarihi olan 27/12/2022’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 2.026,24 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 645,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.380,41‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvurma harcı, 645,83 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 825,73‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 61,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.561,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.008,94 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.155,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.254,97 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 345,03 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2023