Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/227 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/743 Esas
KARAR NO : 2023/216

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- servis taşımacılığı işi yapmakta olup, —– Plakalı aracı ile yaklaşık 9 Yılıdır Davalı Şirket ile Sözleşmeli olarak iş başına ücret şeklinde çalışmakta olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin işbu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirerek personel taşımacılığı hizmeti verdiğini, müvekkilinin personel taşımacılığı hizmeti karşılığında kesmiş olduğu fatura bedellerinin davalı borçlu tarafından ödenmediğinden davalıya karşı icar takibi başlatılmışsa da davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sonrasında takibin durmuş olduğunu, dava öncesi arabuluculuk başvurusu yapılmışsa da anlaşma sağlanamadığını beyanla, fazlaya ilişkin hak ve alacak talepleri saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine en az %20 icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın 31.12.2019 T. 5.755,20 TL, 31.12.2019 T. 152,60 TL, 31.01.2020 T. 5.896,90 TL ve 02.2020 T. 114,45 TL Bedelli Faturalarının ödenmediğini ve bu sebeple müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmiş olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet alanının öğrenci ve personel taşımacılığı olup, dava dışı şirketlerden gelen taleplere yetişebilmek amacıyla araç sahibi şirket veya şahıslarla tedarik pazarlama zinciri ağı kurarak çalışmakta ve hizmet vermekte olduğunu, diğer yanda, müvekkili şirketin projelerinde çalışan tedarikçilere müvekkili şirket tarafından yakıt kartı tahsis edilmekte olup, davacı tarafa da yakıt kartı tahsis edilmiş olduğunu, tedarikçinin zilyetliğinde bulunan yakıt kartı ile Müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu akaryakıt şirketlerinden yakıt alımı yapılmakta olduğunu, tedarikçinin bu aşamada taahhütname imzaladığını, Akaryakıt Şirketinin tedarikçinin satın almış olduğu yakıt miktar ve tutarının dökümünü her ay Müvekkili şirkete bildirmekte olduğunu, müvekkili şirketin de gelen dökümleri inceleyerek tedarikçinin kullanmış olduğu yakıt tutarını tedarikçinin hesabına borç olarak kaydettiğini ve borç kaydedilen bu tutarların ayrıca müvekkili tarafından ilgili akaryakıt şirketlerine ödenmekte olduğunu, müvekkili ile davacı arasında uzun yıllardır devam eden araç tedarik ilişkisi bulunmakta olduğunu ve taraflar arasında ilk olarak 26.01.2012 T. Araç Tedarik Sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, ilerleyen süreçte taraflar arasında 02.01.2017 tarihinde—–Plakalı (Yeni Plaka ——) tedarikçi araç kiralama sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, sözleşmeye göre işveren sözleşmenin sona erme tarihinde sözleşmeyi fesih ettiğini tedarikçiye bildirmez ise sözleşme müteakip yıllarda ayni şartlarla devam edeceğini, davacının 03.03.2020 tarihinde müvekkili şirkete dilekçe vererek; çalışmakta olduğu—– Projesinde, proje sorumlusu —- kendi adına yakıt kartı açıp kullanarak kendisini firmaya borçlandırıp usulsüzlük yaptığını iddia etmiş olduğunu, söz konusu dilekçe incelendiğinde usulsüzlük yapıldığı iddia edilen aracın —– plakalı araç (sözleşmede —– olarak geçen) olduğunun davacının da kabulünde olduğunun görüleceğini, ayrıca davacı tarafın yalnızca Aralık 2019, Ocak 2020 ve Şubat 2020 tarihine ilişkin hakedişinin ödenmediğini iddia ederek taraflar arasındaki ilişkinin 2012 yılından beri hep aynı şekilde devam ettiğini, yakıt bedellerinin hakedişinden mahsup edilmek suretiyle çalıştığını kabul ettiğini, ancak davacı taraf kendisine anlaşmalı akaryakıt istasyonlarında kullanılmak üzere müvekkili şirketçe tahsis edilen “——” numaralı yakıt kartının sonradan öğrenildiği kadarıyla dava dışı proje sorumlusu —– tarafından —— akaryakıt istasyonlarında komisyon karşılığında nakde çevirmesine ve müvekkil şirketin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olduğunu beyanla; Mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, işbu talep kabul edilmez ise kullanılan yakıt bedelleri dolayısıyla müvekkil şirketçe ödenen tutarların kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı lehine hükmedilecek olası tutarlardan takas/mahsubuna, şartları oluşmayan icra inkâr talebinin reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahküm edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– İcra Müdürlüğünün —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
Dosyamız arasına celp edilen—— Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takipte ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğ edildiği davalıların takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen kök raporda özetle; ” Davacı —– şahıs şirketi sahibi bir tacir olduğu, yasal mevzuat ve yerleşik içtihatlara göre basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu, taraflar aralarındaki tedarik sözleşmesini, bu sözleşmeye bağlı olarak davalı tarafından davacıya—– istasyonlarında geçerli avantajlı yakıt kartı verildiğini, bu karttan yapılan yakıt harcamalarının tarafların arasındaki cari hesapta mahsuba konu olduğunu kabul ettikleri, davacı her ne kadar yakıt kartının dava dışı —— tarafından bilgisi dışında kullanıldığını, bu kişi tarafından banka hesabına yatırılan paraları sonradan fark ettiğini beyan etmişse de; hesaba yatırılan bedellerin miktarları göz önüne alındığında fark edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, davacının aynı zamanda basiretli bir tacir olarak hesap akışını kontrolü gerektiğini, dosyada mübrez bilgi ve belgelerden, nihai karar Mahkemeye ait olmak üzere, davacının yedine sunulan akaryakıt kartının usulsüz kullanımından kaynaklanan ve davalı şirketin uğradığı zararları TBK 139. Mahsup maddesi hükümlerine göre tazmin etmesi gerekeceği kanaatine varıldığı, sonuç olarak, takdiri Mahkeme’ ye ait olmak üzere, dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davalı şirketin ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı —– Şahıs şirketi sahibi bir tacir olarak dosyada mübrez bilgi ve belgelerden, nihai karar Mahkemeye ait olmak üzere, davacının yedine sunulan akaryakıt kartının usulsüz kullanımından kaynaklanan ve davalı şirketin uğradığı zararları TBK 139. Mahsup maddesi hükümlerine göre tazmin etmesi gerekeceği, davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarında, davacı tedarikçisinden 1.383,71 TL alacaklı durumda bulunduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek bilirkişi raporunda da ” Basit Usulde Vergilendirilen ve İşletme Hesabına göre İşletme Defteri tutmakla yükümlü olduğu tespit edilen Davacının, Dosyaya sunmuş bulunduğu Gelir İdaresi Beyan Sistemi üzerinden oluşturulmuş İşletme Defterlerinin üzerinde yapılan İnceleme ve tespitler sonucunda, Heyetçe hazırlanarak dosyaya sunulmuş bulunan 10.01.2021 Tarihli Kök Raporda yer verilen tespit, görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişikliğe sebebiyet teşkil edecek bir husus tespit edilemediği, ” şeklinde değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen 2. Ek raporda özetle; ” Basit usulde vergilendirilen ve işletme hesabına göre işletme defteri tutmakla yükümlü olduğu tespit edilen davacının, mali müşaviri —– tarafından Gelir İdaresi Beyan Sistemi üzerinden oluşturularak sunulmuş ve örnekleri dosyaya kazandırılmış E-İşletme Defterleri’ nin üzerinde yapılan İnceleme ve tespitler sonucunda, Heyetçe hazırlanarak dosyaya sunulmuş bulunan 10.01.2021 Tarihli Kök ve 02.03.2022 Tarihli EK Raporda yer verilen tespit, görüş ve kanaatlerimizde herhangi bir değişikliğe sebebiyet teşkil edecek bir husus tespit edilememiş olup, 10.01.2022 Tarihli Kök ve 02.03.2022 tarihli ek rapordaki görüş ve kanaatleri aynen muhafaza edilmekte olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.Davacı tarafından gösterilen tanıklar dinlenmiş olup, tanık ——beyanında; davacı ile aynı işyerinde çalıştığını, davacı tarafın yaşamış olduğu sorunun son iki üç ay içinde kendisinin de yaşadığını, yakıt kartlarını —–teslim ettiğini ancak son iki üç aylık süreçte kartların teslim edilmediğini, kartlarının çıktığını ancak —–kartları teslim etmeyerek, kendisinin kullandığını, şirketin sözleşmesi bitip başka bir şirket ile sözleşme imzalandığı esnada durumun anlaşıldığını, paralarını hesaplarına —— yatırdığını, normal şartlarda yakıt kartının imza karşılığı teslim edilmesi gerektiğini ancak yakıt kartlarını hiç bir zaman imza karşılığı almadığını, —–elden teslim ettiğini, yakıt kartlarına her ay hak edişimizin üçte biri kadar yükleme yapılıp yakıt kartlarında plaka tanımlı olduğunu ancak yakıt kartını istediğimiz kişilere kullandırabildiklerini, kartın üzerinde isim yazmadığını, bir numara yazdığını, şirketin anlaşmalı olduğu —–İstasyonunda çalışanlarda taşıt tanımlı olmasına rağmen bu kartları kafasına göre kullanarak, paraya çevirebildiklerini, anlatılan durumları davacınında da birlikte bizzat yaşadığını, hak edişlerinin 50 şer gün ara ile yatırıldığını, —– geçince durumdan haberdar olduklarını ve bu durumu şirkete bildirdiklerini, şirketin banka dökümlerini istediğini, bankadan 4 aylık dökümler alındığında paraları —– yatırdığını öğrendiklerini, bu durumu davalı şirketin de kabul ettiğini, arkadaşı—–ile birlikte Davalı şirket ile anlaşma yoluna gittiklerini, bu sebeple davalı şirketin zararlarının %60’ını ödediğini, duruma sebebiyet veren ——ayrıca şikayet edeceklerini ancak davacı şirket ile anlaşma yoluna gitmedi, Son 4 aylık süreçteki hak edişlerin —— yaptığını banka kayıtlarından öğrendiklerini, daha önceki dönemlerde hak edişlerini şirketin verdiğini, —– tarafından ödeme yapılmadığını, —— şikayetçi olmadıklarını, hak edişinden fazla mazot çekildiğini, davacının da hak edişinden fazla mazot çekimi yapıldığını beyan etmiştir.
Tanık —– beyanında; Davacı ile aynı şirkette çalıştıklarını, davalı —–firması çalışmaya başladıklarında plakalarına bir yakıt kartı tanımlayıp hak edişimizin yarısı kadar yakıt yüklemesi yapıp kartı kendilerine verdiğini, bu şekilde kartı kullanmaya başladıklarını, kartı başka kişilere kullandırmadıklarını, ilerleyen süreçte yakıt kartlarının—– tarafından haber vermeden kapatıldığını, yeni bir kart verilmiş gibi —- tarafından davalı —– yakıt birimizinden bu yeni kartlar alınarak,—– tarafından —— istasyonlarında usulsüz olarak kullanıldığını, her ayın 5.inde hak edişimizin yarısı kadar kartımıza yakıt yüklemesi yapıldığını, ay içinde bu yakıt kartını kullandıklarını bir sonraki ayın sonunda kullandıkları yakıtları düşerek ödeme yapıldığını, çalışmaya ilk başladıklarında kartları proje sorumlusu olan—–toplu olarak alıp dağıttığını, kartları imza karşılığı teslim almadıklarını, taşıt kartının üzerinde —- kalem ile plakaların yazılı olduğunu, davalı şirket ve sözleşme fesih edilip —– ile sözleşme imzalandığında bu durumu öğrendiklerini, bunun üzerine —–yakıt birimini aradığını, şirkete borçlu olduğunu, son üç ay sekizbin, yedibin ve üçbin TL.lik yakıt kullandığını söylediklerini, hak edişimizin yarısı kadar en fazla yakıt yüklemesi yapıldığını bu durumun nasıl olduğunu sorduğunda proje sorumlusunun insiyatif alarak bize tanımlama yaptığını ve limit açtırdığını söylendiğini, yakıt kartlarının —-caddesi ve —– şubelerinde kullanıldığını, bizim hak edişlerinin her ayın 10’unda —– yatırdığını, son üç aylık hak edişleri —– yatırdığını banka kayıtlarından öğrendiklerini—— ile anlaşıp paranın %60 ını aldığını, paranın kalanını henüz almadığını,—— ile şubat ayının sonunda sözleşme imzalandı, biz fatura kesiyorduk, kestiğmiz faturalara göre yakıt kartı yüklemesi ve ödemeler yapıldığını, Kasım ayında yakıt kartının kapandığını, kart için —– ile görüştüğünde kendisini oyaladığını, gece çalıştığı ve başka bir firmadan yakıt kartı temin ettiği için idare ettiğini, hak edişlerinin yaklaşık 60-70 gün geriden gelerek yatırıldığı için bu olayı önceden fark etme imkanı olmadığını, davalı şirketten %60 ödeme aldığım için ——şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.
Tanık —— beyanında; davacı ile iş arkadaşı olduğunu, birlikte davalı firmada çalıştıklarını, davalı firmada çalıştığı süre boyunda yakıt kartı kullanmadığını, yakıt kartı kullanan arkadaşların, hak edişlerini 10 gün önce aldıklarını, yakıt kartlarını proje lideri —–dağıttığını, bu dağıtımı imza karşılığı yapılmadığını, kartlar dağıtıldıktan sonra isteyenin yakıt kartını kullandığını, hak edişin en fazla yarısına kadar karta yükleme yapıldığını, yaklaşık bir buçuk sene önce yakıt kartı ile ilgili yaşanan sorunlar ortaya çıktığını, hak edişlerinin yatırılmayınca şirket ile görüşmeye gittiklerini, şirketten yakıt kartı kullanma sebebi ile, hak ediş yatırılmadığının söylendiğini, normalde yakıt kartı kullanmadığını ancak şirketin sisteminde yakıt kartı kullanmış gibi göründüğünü hak edişlerinin 60 gün sonra yattığını, davalı şirketin sözleşmesi bitip, projenin —— geçtiği zaman biz bu durumdan haberdar olduklarını, son iki aylık hak edişini alamadığını, normal şartlarda hak edişlerini—— yatırırdığını, son 6-7 aylık hak edişini —— yatırdığını, alamadığı hak edişler ile ilgili bir ödeme yapılmadığını, bu yaşanan olaylar karşısında —– ve——şikayetçi olmadığını, yaşanan olayları davalı şirkete anlattıklarında ödeme yapacaklarını beyan ettiklerini, —— 6-7 aylık süreçte yatırmış oluğu hak edişleri tam olarak yatırdığını, herhangi bir eksiğin bulunmadığını aylık 2.500-2.700 arası fatura kestiğini, kestiği faturalara göre hak edişlerinin yatırıldığını beyan etmiştir.
Davalı tarafından gösterilen tanıklar dinlenmiş olup, tanık —— beyanında; Davalı şirkette araç tedarik bölümünde çalıştığını, davacının da tedarikçileri olduğunu, davacı aracı ile geldiğini, kendilerinin de davacıya iş yönlendirdiğini, yakıt kartlarının yakıt bölümde verildiğini, bu konuda bir bilgisinin bulunmadığını, tedarikçinin proje liderinden yakıt kartı talebinde bulunabildiğini, proje lideri talebi içeriye iletir, kabul edildiğinde kart genellikle tedarikçiye teslim edildiğini, tedarikçinin gelemediği durumlarda da kartın imza karşılığı proje liderine teslim edildiğini, yakıt kartının belli bir limiti olduğunu, karttan çekildikten sonra ——-hesabından çekildiğini, tedarikçiye ne kadar yakıt düşmüş ise muhasebeye bildirilip, muhasebe tarafından alacağından düşüldüğünü, tedarikçinin kesilen miktarları hak edişleri kendisi bildiğini, verilen yakıt kartları isim ve plakaya özgü olduğunu, başka isim ve plakaların bu karttan çekim yapamadıklarını, tedarikçilerinin ne kadar çok yakıt kullanırsa yakıt firmasından o kadar indirim aldıklarını beyan etmiştir.
Tanık—–beyanında; “Ben ——proje lideri olarak çalışmaktayım, Tedarikçiler proje liderlerinden yakıt kartı talebinde bulunurlar, biz yakıt kartlarını içeriden imza karşılığı alıp, kendi tedarikçimize teslim ederiz ancak şu anki düzende yakıt kartları direkt tedarikçilere teslim ediliyor, davacının bizde çalıştığı süreçte biz teslim alıp tedarikçilere biz teslim ediyorduk, yakıt kartları sistemden plaka ve çalışılan kişiye tanımlanmaktadır ancak tedarikçiler yakıt kartlarını istediği şekilde kullanabilirler. Başka kişi ve başka araçlarda bu kart ile yakıt alabilirler, bunların yakıt aldığı hesap dökümlerinden anlaşılmaktadır, her ayın sonunda biz tedarikçilerin almış olduğu yakıtları hakedişlerinden düşüyoruz, bazen kendileri de ne kadar yakıt aldığını bilmiyorlar, biz hesap dökümlerini gönderiyoruz, aldıkları hesabın tutmayanlar, ne kadar kesileceğini bilmiyorlar, ancak hak edişten kesildikten sonra kesilen miktarı öğreniyorlar, indirim konusunda bilgi sahibi değilim, biz kartı tedarikçiye teslim ettikten sonra bütün sorumluluk tedarikçiye aittir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —– beyanında; “Ben —– Proje sorumlusu olarak çalışmaktayım, tedarikçiler yakıt kartı almak istediğini, biz proje liderlerine söylüyorlar, biz sisteme talep açıyoruz, talep kabul gördüğünde kart önce bize teslim ediliyor, bizde kartı tedarikçilere teslim ediyoruz, yakıt kartları plakaya tanımlıdır, Tedarikçiler aldıkları yakıt kartları ile başkaca binek araçlara yakıt alabilirler, bizim sistemimiz buna izin veriyor ancak benzinliklerin bunu kabul edip etmediklerini bilmiyorum, tedarikçiler ay sonunda bizden yakıt kullanım raporu talep edebiliyorlar, biz talep halinde raporu veriyoruz, hakedişlerden kesintiler yapıldıktan sonra, tedarikçiler yapılan kesintilerden haberdar oluyorlar bazen tedarikçiler kesilen miktar kadar yakıt kullandıklarını düşünmüyorlar, biz detaylı rapor verdiğimiz için bu raporda hangi benzinlikten ne kadar yakıt alındığı görülmektedir, sistemde bize tebliğ edilen hakedişin %70 şine kadar yakıt kartlarının limiti olabiliyor, tedarikçinin talebine göre yakıt kartlarının limiti belirleniyor, üst limit hak edişin %70’i dir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.Somut olayda davacı taraf servis taşımacılığı işi yaptığını ve davalı ile sözleşmeli olarak iş başına ücret şeklinde çalıştığını, davalının hizmet karşılığı kesilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattığı, davalının ise davacı adına yakıt kartı düzenlendiğini, yakıt bedelleri düşürüldükten sonra hakediş düzenlendiğini, davacının kendi adına düzenlenen yakıt kartını usulsüz olarak kullandırdığı iddiası ile davanın reddini talep etmiştir.İddia ve savunmaların değerlendirilmesi için mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de davacı taraf ticari defterlerini incelemeye sunmamıştır. Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre de davalının davacıdan 1383,71 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Türk Ticaret Kanunu m.12 “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, —, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiş ve “tacir”in tanımı yapılmıştır.Türk Ticaret Kanunu m.18/2 ise “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” denilmektedir. Kanun koyucu burada tacirlerin basiretli bir iş adamı gibi davranmalarını emretmektedir. Tacirler basiretsizliklerini bir mazeret olarak ileri süremezler ve ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerinin tümünde basiretli davranmak zorundadır. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü tacir olmanın sonuçları arasında yer almaktadır. Tacir, tacir sıfatına sahip olmayan kişiye göre ticari hayatta daha bilgilidir, sorumluluk sahibidir. Çünkü tacir ticaret alanıyla ilgili, bu alanda sıradan bir insandan çok daha fazla tecrübe ve bilgiye sahiptir. Öngörü yeteneği bu bilgi ve tecrübe birikimi dolayısıyla daha yüksektir. Bu nedenle tacir bilgisizliğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.Dava dışı—– tarafından davacının hesabına hakediş açıklamalarıyla Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Eylül, Ekim, Aralık 2019 ve Şubat 2020 tarihlerinde çeşitli miktarlarda ödeme yapıldığı görülmektedir. Davacı taraf kendisine yakıt kartı verilmediğini, kendi alacaklarının davalı tarafça yakıt olarak ödendiğinin defter kayıtlarında göründüğünü, kartın usulsüz olarak dava dışı—— teslim edildiğini beyan etmiş ise de basiretli bir tacir olarak davacının yakıt kartını kullanması sebebiyle hak edişlerinin eksik yatırıldığını fark etmemesi veyahut da davalı tarafından değil de dava dışı —– tarafından hak ediş ödemelerinin yatırıldığını fark etmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. —— tarafından davacının hesabına bir seferlik değil uzunca bir süre hakediş adı altında ödeme yapılmıştır. Herhangi bir itiraz ileri sürmeden bu ödemeleri davacının alıp kabul etmesi yakıt kartının ——tarafından kullanımına göz yumduğunu göstermektedir. Davacı taraf basiretli bir tacir gibi davranmamıştır. Hal böyle olunca davacı taraf alacağını ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf davacının kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 264,96TL harcın mahsubu ile artan 84,70-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 72,00 TL müzekkere ve tebligat gideri yargılama giderinin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen- 9.200,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.