Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/119 E. 2023/837 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/119
KARAR NO : 2023/837

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2023
KARAR TARİHİ : 24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
17.08.2022 tarihinde saat 20.00 sıralarında—- sevk ve idaresindeki —- sayılı —– plakalı otomobili ile—- istikametinden —-istikametine doğru yolun sağ şeridinde seyir halindeyken—-plaka sayılı sürücü —- emniyet şeridinden aniden—–önüne geçerek şerit ihlali yapıp çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğunu, —– plakalı aracın sürücüsü kazanın oluşumunda TAM ve ASLİ tutanağı düzenlendiğini, kazanın oluşumunda —- plakalı araç sürücüsü —– 2918 sayılı KIK’ nın 46/2-f (aksine bir işaret bulunmadıkça sürücülerin emniyet şeridi ve banketleri kullanmaları ) kurallarını ihlal ettiği, diğer sürücü —– bu kazanın oluşumunda herhangi bir kural ihlalinin olmadığı kanaatine varıldığını, dava konusu trafik kazasına karışan —– plakalı araç, kaza tarihi itibariyle —–nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat altında olup müvekkilin zararlarından davalı sigorta şirketi sorumlu olduğunu, —– sayılı —– plakalı araç sürücüsü —– ticari aracıyla Türkiye sınırları içerisinde duraksaması mümkün olmadığını, . Bu nedenle aracın tamiri —yapılmak zorunda kalmış, tamir masraflarına ilişkin ödemeye müvekkil sigorta şirketi —- Katlanıldığını, kaza neticesinde—- sayılı —- plakalı araçta 1957,81 EURO ( bu tarih itibariyle —) tutarında hasar tespit edilerek müvekkil şirket tarafınca ödendiğini,—- sayılı plakalı aracın diğer araçla çarpışması sonucu oluşan hasar, yurt dışındaki experin hasar tespit raporu ile belirlenmiş olup aracın onarımı — yapılmış, davacı müvekkil —–Şirketi poliçe kapsamındaki hasar bedelini ödediğini, kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince, zarar görenin zararını tazmin eden sigorta şirketi, belli şartlar varsa ödemiş olduğu bedel miktarınca zarara neden olan işletene rücu edebileceğini, TIK 1481. maddesine göre Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçeceğini, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olduğunu, kazaya sebebiyet veren—– plaka sayılı araç ile kaza tarihi itibariyle davalı —– ZMMS teminatı kapsamında olup Sigorta Şirketi müvekkilin işbu kaza sebebiyle maruz kaldığı zararları tazmin ile yükümlü olduğunu, işbu davayı açmadan önce davalı Sigorta Şirketi’ne yazılı olarak başvurumuz 26.10.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak sigorta şirketince yasal süresi içinde herhangi bir ödeme yapılmamış ve dönüş sağlanmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu hasarın taraflarına ihbar edilmesi akabinde müvekkil sigorta şirketi nezdinde hasar dosyası açılmış ve davacı tarafın müracaatı üzerine davacı taraf vekiline 35.777,00-TL hasar tespit edilmiş olup işbu tutar 08.03.2023 tarihinde başvuran tarafa ödendiğini, 2022 yılı itibariyle poliçe teminat limiti 100.000,00-TL olduğunu, davacının, araç onarım bedelinin kendileri tarafından daha yüksek bedel ile karşılandığı ve müvekkil sigorta tarafından hasar bedelinin eksik ödendiğine ilişkin bir iddia bulunmadığı gibi herhangi bir onarım faturası da sunulmadığını, davacı tarafından harici bir ödeme yapılmamasına rağmen zarara uğradığını iddia ederek işbu başvuruda bulunması haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu genel şartlara göre belirlenen hasar miktarından iskonto uygulanmak suretiyle sınırlı olduğunu,müvekkil şirketin KDV’den sorumlu tutulması mümkün olmadığını, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca, müvekkil sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerekeceğini, zira KDV’nin doğumu farazi hesaplamalara bağlı olmayıp, malın/hizmetin teslimine bağlı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, Davacının faize ilişkin istemleri yerinde olmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat (Rücuen Tazminat) davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Meydana gelen trafik kazasında, —- Plakalı Araç Sürücüsü —- dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, doğrultu değiştirme manecralarını ve manevraları düzenleyen genel kurallara uymayarak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, aksine bir durum olmadığı halde banketi kullanarak, yolun en sağ şeridine doğru manevra yaparak yola girmek isterken, sevk ve idaresindeki—–plakalı aracının sol arka çamurluk kısımlarıyla yolun en sağ şeridinde seyir halinde bulunan sürücü—-sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı çekicinin sağ ön çamurluk kısımlarına çarparak maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğu , 2918 Sayılı KTK’ nun 47/d (Trafik kurallarına uymama), 46/ b-c-f (banketi kullanarak şerit değiştirmek) maddelerini ihlal ettiği, 84/g-j maddelerinde (şeride tecavüz, hatalı manevra ) tarif edildiği gibi kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, —- Plakalı Araç Sürücüsü —– ihlal ettiği trafik kuralının olmadığı, olan trafik kazasında herhangi bir kusurunun olmadığı, dava konusu —– plakalı aracın marka ve modeli dikkate alınarak yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre 02.12.2022 tarihli Yurt Dışı Hasar Ekspertiz Raporunda tespit edilen, aracın onarımı için gerekli yedek parça ve işçilik bedelleri toplamı olan 1.957,81 EUR hasar miktarının hesaplanan hasar miktarı ve piyasa koşullarına uygun olduğu, davacının yurt dışı ödemiş olduğu hasar miktarını, döviz cinsinden talep edebileceği yönünde kanaat oluşması durumu için; Davalının kalan bakiye hasar tazminatı borcunun, kaza tarihi itibarıyla 162,89 EUR karşılığı 2.972,53 TL ( ikibindokuzyüzyetmişiki lira elliüç kuruş) olduğu, davacının TL talebi doğrultusunda, kaza tarihi itibarıyla hasar miktarını TL olarak talep edebileceği yönünde kanaat oluşması durumu için; 35.727,48 TL olan hasar tazminatı için davalının 35.777,00 TL ödeme yapmış olmasından dolayı kalan bakiye borcunun olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir. TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve —-sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 t. ve —–sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.Somut olayda davacı sigorta şirketi sigortalısına ödediği tazminatı rücu için, sigortalısının haklarına halef olarak kazaya karışan karşı tarafınişletenine karşı takip başlatmıştır.Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir (Yargıtay —– HD’nin —–sayılı kararı).Uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Arabuluculuk son tutanağı, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğindet yurt dışında ikamet ettiği anlaşılan dava dışı sigortalının aracını ikamet ettiği ülkede ve Türkiye’de tamir ettirmesi hususunda seçimlik hakkının bulunduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda , davalı tarafça sigortalı —– araç sürücüsünün 2918 Sayılı KTK’ nun 47/d (Trafik kurallarına uymama), 46/ b-c-f (banketi kullanarak şerit değiştirmek) maddelerini ihlal ettiği, 84/g-j maddelerinde (şeride tecavüz, hatalı manevra ) tarif edildiği gibi kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı tarafça sigortalı —– Plakalı araç sürücüsü —– ihlal ettiği trafik kuralının olmadığı, olan trafik kazasında herhangi bir kusurunun olmadığı, dava konusu—– plakalı aracın marka ve modeli dikkate alınarak yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre 02.12.2022 tarihli yurt dışı hasar ekspertiz raporunda tespit edilen, aracın onarımı için gerekli yedek parça ve işçilik bedelleri toplamı olan 1.957,81 EUR hasar miktarının hesaplanan hasar miktarı ve piyasa koşullarına uygun olduğu, teknik tespitler mahkememizce de uygun görülmekle hükme esas alınmıştır. Bakiye kalan hasar bedeli yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Dava tarihinden sonra kısmi ödeme yapıldığı anlaşılmakla bakiye kalan miktar yönünden talep konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin—– esas, —-karar sayılı ve 03.06.2013 tarihli ilamında da belirtildiği üzere davanın konusuz kalması halinde, dava tarihindeki haklılık durumunun tespit edilerek yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gereklidir. Yukarıda izah edilen nedenlerle davaya konu somut olayda davanın açılmasına davacı yanın sebebiyet vermediği hususu gözetilmekle yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalı yanan sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
162,89 EURO hasar bedelinin ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk Lirası karşılığının sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi ( kısmi ödeme tarihi olan) 08/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının aynı yabancı para türünden (EURO) bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan miktar konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Karar harcı 2.704,18 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 675,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.028,89‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvurma harcı, 675,29 TL peşin harç olmak üzere toplam 855,19‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.262,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.