Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/99 E. 2023/16 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/99 Esas
KARAR NO: 2023/16
DAVA: İtirazın İptali ( (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/02/2022
KARAR TARİHİ: 11/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı taraf arasında —- tarihinde ——–başlıklı bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ve ekleri çerçevesinde davalıya iş yapıldığı, bir süre sonra davalı tarafından işlerin durdurulduğu, yapılan işlerin ödemesinin de yapılmayarak tatil edildiği, davacı şirketin sözleşme süresin boyunca basımevi olarak edimini özenle ve sözleşme hükümlerine uygun şekilde ifa ettiğini, buna mukabil davalı şirket ile sözleşme gereği taraflar arasında mutabık kalınan hususlara riayet etmeyerek vadesi gelmiş bir kısım borcunu ödemediği gibi sözleşme kapsamında anlaşılan yaptırılması taahhüt edilen işlerin bir kısmını da yaptırmayarak sözleşme gereği yükümlenmiş olduğu edimini yarıda bıraktığı, davacının söz konusu alacağının tahsili için yaptığı görüşmelere rağmen olumlu sonuç alamadığını, alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine —– sayılı icra dosyasında takip başlattığı, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla;——- yapılan takibe yönelik davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli takip borçlusunun %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gider ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir..
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında ——– akdedildiği, iş bu sözleşmenin konusunun, sözleşme eki niteliğinde bulunan matbaa sipariş formu, rutin işler sipariş formunda belirtilen yayınların davacı tarafından basılması, sevkiyatı, bandrollenmesi ve teslimi ile buna ilişkin bedellerin ödenmesi olduğu, ancak davacı tarafından müvekkili aleyhine,——dosyasından haksız olarak icra takibi başlatıldığını, davacının uhdesinde herhangi hak ve alacağı bulunmadığını, sözleşme kapsamında verilmeyen hizmet karşılığı davacı tarafından istenmekte olduğundan müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde olduğu, davacı dava dilekçesinde her ne kadar sözleşmede kararlaştırılan işlerin bir kısmının yaptırılmadığını ve sözleşme gereği yükümlülüklerin müvekkili şirket tarafından yerine getirilmediğini iddia etmiş ise de, bu iddianın gerçeği yansıtmadığı, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacı her ne kadar haksız kazanç sağlama gayesi ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatarak işbu davanın açılmasına sebebiyet vermekte ise de, müvekkili şirket uhdesinde alacağı olduğunun ispata yarar herhangi bir somut delil ibraz edemediği, bu husus davalı şirket defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir
Mahkememizce;—– davacı ve davalı şirketin —— kayıtları,—- —- ayrı ayrı getirtilmiş,—- sayılı dosyası —– üzerinden celp edilmiş, taraflar arasındaki sözleşmenin ———dikkate alınarak, davalı tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden hüküm kurnaya ve denetime elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
—– sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek mahkememize gönderildiği, ancak Mahkememizce —– tarihli celsede, dosyaların birlikte görülmesinin zorunlu olmadığı kanaati ile mahkememiz asıl dosyasının geldiği aşama itibari ile yargılamanın uzamaması bakımından birleşen dosyanın işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine dair karar verilmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Mahkememizce —– sayılı dosyası celp edilerek, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler ayrı ayrı incelenmiştir. İcra dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine —– tarihinde icra takibine girişildiği, davacı-alacaklı tarafından toplam—- alacağının davalı-borçludan tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalı-borçluya —-tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekilinin de yasal itiraz süresi içerisinde —- tarihinde borca ve ferilerine yönelik itiraz dilekçesi verdiği, buna bağlı olarak icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulduğu, takibin durdurulması kararının davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacının yasal süre içerisinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan tüm deliller, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler uyarınca; taraflar arasında —— tarihinde ——-başlıklı bir sözleşme imzalandığı, davacı tarafın sözleşme süresi boyunca sözleşme gereği edimlerini özenle ve eksiksiz yerine getirdiği ancak davalı tarafın yapılan işlerden ötürü vadesi gelen bir kısım ödemelerin yapılmadığı iddiasıyla cari hesap alacağının tahsili amacıyla —— sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, davalı borçlunun yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiği ve davacı vekilinin de yine yasal süresi içerisinde mahkememizde itirazın iptali talepli işbu davayı açtığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu cari hesap nedeniyle davalının davacıya borçlu bulunup bulunmadığına ilişkin olup, taraflar arasındaki sözleşmenin———–Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli delillerle ispat öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler” hükmü de nazara alınarak, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerinin incelemesine karar verildiği, bunun üzerine davalı tarafın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, —– bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre, davalı şirketin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında akdedilen ——maddesinde sözleşmeden kaynaklanacak her türlü ihtilafa, davalı şirketin ticari defterleri ve kayıtları kesin delil niteliğini haiz olacağının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarında —- tutarında davacı şirkete borçlu gözüktüğü, karşılaştırmalı olarak incelenen —- formlarında ise davalının ——— tutarında davacıya göre daha fazla “alım” yaptığını vergi dairesine bildirdiği, davalının bahse konu —–bildirimlerinin kendi ticari defterlerinde davacı açık hesabında kayıtlı faturalar ile uyumlu olduğunun görüldüğü, tüm bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere davacının takipte talep etmiş olduğu alacağının —– tutarlılık kısmına ilişkin karinenin oluştuğunun belirtildiği, her ne kadar davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, cevap dilekçeleri ile sundukları iade ve fiyat farkı faturalarının bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını iddia etmiş ise de cevap dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin iade ve fiyat farkı faturaları olmadığı, kaldı ki bu yönde fatura olsaydı dahi davalının incelenen ticari kayıtlarında bu hususun tespit edilecek olması gerektiği sonuç ve kanaatiyle hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazması ve alım olarak kendi aleyhine —- beyan etmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, davalının söz konusu hizmeti satın almadığı iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile—–dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin ——- asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen —- asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile —— sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olduğundan kabul edilen 1.515.165,66 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 103.500,96 TL harçtan peşin yatırılan 18.379,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 85.121,35‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan 18.471,81 TL dava açılış masrafı ile 2.705,85 TL yargılama masrafı toplamı 21.177,66 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap olunan 21.085,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı vekili için tayin olunan 169.213,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı vekili için reddedilen kısım üzerinden tayin olunan 6.639,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden kabul ve red oranına göre hesap olunan 1.314,24 TL’sinin davalıdan, 5,76 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/01/2023