Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/970 E. 2023/69 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/970 Esas
KARAR NO : 2023/69

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete —– Poliçe numarasıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Sigortası) ile sigortalı —- plakalı, sigortalı—— adına kayıtlı araç, 09.12.2021 tarihinde yaralanmalı ve maddi hasarlı kazaya sebebiyet verdiğini, kaza Tespit Tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla——-Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını , ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeniyle takip durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, davalı ——– aracın maliki olması ve sigorta poliçesinin tarafı olması nedeniyle, müvekkiline karşı sorumluluğu bulunduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddialarında ve dava dilekçesinde her ne kadar müvekkil davalı olarak gösterilmişse müvekkilin bu iddialarla ve dava ile alakası bulunmadığını, müvekkil uzun süreli araç kiralaması yapmış ve davacının iddiaları da bu tarihlere denk geldiğini, bu nedenle müvekkilin bu iddialarla bir alakası olmadığı gibi bir bilgisi de bulunmadığını, kira sözleşmesini sunduklarını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigortacının, ödediği bedelin kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.28.11.2013 tarihli —– yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Somut olayda, davacı——- şirketinin dava dışı 3. şahıs için ödediği maddi tazminatın ; davalı sigortalıdan araç sürücüsünün alkollü araç kullanımı nedeniyle rücuen tazmini istenmekte olup, sigortalıya ait ——- Plakalı aracın marka ve ruhsat bilgilerine göre hususi kullanıma ait araç olduğu ve davanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Poliçeye konu aracın hususi kullanım olarak belirtilip ve poliçenin bu şekilde düzenlendiği bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmakla. ——- 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre mahkememizin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.