Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/898 E. 2023/731 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/898 Esas
KARAR NO: 2023/731
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 24/11/2022
KARAR TARİHİ: 27/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ——— müvekkil firma bünyesinde 11.03.2013- 02.05.2015 tarihleri arasında boyama makine Operatörü olarak çalıştığını, dava dışı ——- çalışma dönemi içinde 20.04.2013 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve müvekkil şirkete ——— Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile, vekalet ücreti ve yargılama giderlerini tahsili yönünden müvekkil şirket aleyhine ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkil şirket tarafından icra takip dosyasına 9.127,00 TL tutarlı nakit teminat yatırıldığını ve ayrıca 317,69 TL bakiyenin de 28.06.2021 tarihinde yatırıldığını, mahkeme ilamının ——— Sayılı ilamı ile kesinleştiğini, müvekkil şirketin davalı sigorta şirketi nezdinde ——— Sigorta poliçesinin bulunduğunu, iş kazasında dolayı oluşan zararın poliçe teminat kapsamında olduğunu, ——– Esas sayılı davanın sigorta şirketine ihbar edildiğini, davalı sigorta şirketi aleyhine ——– Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle ve verilen teminatlarla sınırlı olduğunu, poliçede işveren mali mesuliyet teminatı verilmiş olup, bu teminatın işlerlik kazanabilmesi için davacı tarafın sigortalının işçisi olması, kazanın oluş şeklinin incelenmesi ve kusurun kime ait olduğunun belirlenmesi ve bunun sonucunda kazanın meydana gelmesinde işverene terettüp edecek hukuki bir sorumluluğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacı taraf, sigortalılarının kusurunu ve oluşan zararı ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacıların manevi tazminata ilişkin talepleri fahiş olup, kabul anlamına gelmemek üzere manevi tazminatın yerleşik içtihatlar doğrultusunda takdir edilmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerekli olduğunu, müvekkil şirketin temerrütü söz konusu olmadığından ve -zarar oluşmadığı anlaşıldığından-; faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; İşveren Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen tazminatın TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketinden rücuen tazminine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı şirket çalışanı ——— iş kazası geçirdiği ve davalı sigorta şirketi nezdinde İşveren Mali Mesuliyet sigorta poliçesinin bulunduğu, davalı ——— şirketine ——– Esas sayılı davasının 23.10.2017 tarihinde ihbar edildiği ve sigorta şirketi yönünden ihbar tarihinden itibaren faiz sorumluluğunun başlayacağı, Davalı ——— şirketinin ———Esas sayılı dosyasındaki sorumluluk miktarının 7.784,29 TL olarak tespit edildiği ve davalı sigorta şirketinin 7.784,29 TL’den icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı sigortalısına karşı sorumluluğunun bulunacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.İşveren sigorta poliçesi genel şartlarında bu sigortanın kapsamı, iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ——— sağladığı yardımların üstündeki ve dolaylı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminattır. İşveren sorumluluk sigortasında riziko ise, işçinin iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması durumunda işverenin işçisine karşı olan sorumluluğudur.İşveren Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 1. maddesinde; poliçenin işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek davalar sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin edeceği, sigortacının ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olacağı ve hükmolunan tazminatın sigorta bedelini geçmesi halinde sigortacının avukatlık ücreti dahil dava masraflarına ancak sigorta bedeli nispetinde iştirak edeceği düzenlenmiştir.TTK’nın 1446. maddesine göre, sigorta ettiren kimse rizikonun gerçekleştiğini öğrenince gecikmeksizin sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar. Sorumluluk sigortasındaki zarar gideriminde sigortacı sadece üçüncü kişinin uğradığı doğrudan ve dolaylı oluşan gerçek zararı gidermekle kalmayıp üçüncü kişinin açtığı dava ve yaptığı icra takibi masraflarını da karşılamakla yükümlüdür.Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken, 6762 sayılı TTK’nın 1292. maddesine göre, sigorta ettiren kimse sigortanın taallük ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar. Bu itibarla, rizikonun dava açılmakla gerçekleştiği, dava açılması ile de davalı sigorta şirketine yapılan ihbarın zamanında olduğu ve bu nedenle de davalı sigorta şirketinin davacı şirketin dava dışı işçiye ihbar tarihinden itibaren faiz sorumluluğunun başlayacağı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama da davalı ——— şirketinin——– Esas sayılı dosyasındaki sorumluluk miktarının 7.784,29 TL olarak tespit edildiği yapılan hesaplama usul ve yasaya uygun bulunmakla ayrıca celp edilen soruşturma dosyası incelenmekle kazanın davacıya ait sigortalı iş yerinde gerçekleştiği tespit edilmekle davalının cevap dilekçesindeki iddiaları ispatlanamamıştır. Yukarıda izah edilen nedenler ile açılan davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının ——–E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 7.784,29 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya yönelik talebinin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 531,74 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 114,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 417,6‬0 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 114,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 194,84‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.163,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.781,75 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.784,29 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.781,75 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.285,04 TL’nin davalıdan, 274,96 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekiline( e duruşma sistemi üzerinden) karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2023