Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/711 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2022/711

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ———- sözleşme numarası ——– imzalandığını, İşbu sözleşmeye bağlı olarak davalı borçlu işletmesinde — bulunduğunu, Davalı — gereğince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmeyerek taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde kullanmış olduğu — bedellerini ödemediğini, — ilişkin ödenmeyen fatura bedelleri, gecikme faizi ile birlikte toplam olarak — olup işbu borcun tahsili amacıyla—– dosyası üzerinden borçlu aleyhine takip başlatıldığını, Davalı tarafından tüketim bedeli borcuna ilişkin tebliğ edilen ödeme emrine—- tarihinde kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, Davalı her ne kadar borcu olmadığını —- müvekkil şirket nezdinde yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde belirtilen borç miktarı tahakkuk ettirilmiş olup herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığını, Davalı adına olan söz konusu faturalarda eski borç da belirtilmekle tüketim bedellerinin ödenmediğinin sabit olduğunu, —imzalayan ve aboneliği devam eden— sözleşme iptal edilmediği sürece— karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceğinin muhakkak olduğunu, Yapılan — görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ve resen dikkate alınacak nedenlerle, öncelikle; — ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, Davalı/borçlunun işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——sayılı dosyası icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline”—- iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş———– bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, — düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, — takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; davalı tarafından — itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; ” Davacı elektrik—- tarihinde —————- düzenlenen 3 adet faturanın, birbirini takip eden—— değerlerinden oluştuğu ve yönetmeliklere uygun olduğu, Davalı şirket tarafından, Davaya ve takibe konu faturaları ödendiğine yada aboneliğin faturalardaki tüketim tarihinden önce iptal edildiğine dair herhangi bir somut belge sunulmadığından, sözleşmenin başlangıç tarihi olan 12.09.2019 tarihinden sözleşmenin sonlandığı/sonlanacağı tarihine kadarki tüm fatura ve fatura bedellerinden sorumlu olacağı, Davalının, takip kapsamında— asıl borç, 57,33 TL faiz ve — olmak üzere, Toplam 599,72 TL borçlu olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından— tesisat numaralı aboneliğe tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, davacı tarafından hizmetin sunulduğu, davalı tarafından da elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı, —-peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı,80,70 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 189,30 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.189,30-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———– göre belirlenen 599,29-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında — Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile—– ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı