Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/846 E. 2022/766 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/846 Esas
KARAR NO : 2022/766

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 27/03/2013 tarihinde—–yevmiye nolu —–devrettiği hissesinin hala üzerinde görünmekte olduğunu, —— ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacının ortaklıktan çıkma istemine ilişkindir. TTK’nın 638. maddesinde şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılma düzenlenmiştir. Buna göre şirket sözleşmesi, ortakların çıkma hakkı tanıyabilir. Bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak haklı sebeplerin varlığından şirketten çıkmasına izin verilmesi için dava açabılir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarını veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebilir.Yasa metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, bir şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemiyle açılacak davada şirket tüzel kişiliği davacı, çıkartılmak istenen ortak/ortaklar ise davalı konumdadır.
—–Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarih ve —– Esas, —— Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; şirketten çıkmaya izin verilmesi talepli böyle bir davada husumetin münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, bu davada —– husumet yöneltilemez. Bu şekilde bir dava açılması halinde davanın pasif husumet ehliyeti olmadığından reddi gerekir.
Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulü hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûlü bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur.Bu husus mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.Somut olayda davacı tarafça ortaklığından çıkması istenilen şirketi davalı olarak göstermek yerine—– husumet yönelterek dava açıldığı anlaşılmakla, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1- Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.