Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/797 E. 2023/308 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/797 Esas
KARAR NO : 2023/308

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2022
KARAR TARİHİ : 12/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, internet ortamında—–ismiyle bilgisayar ürünleri ve yedek parçaları satan bir işletme olduğunu, müvekkil —- isimli internet satış portalında davalıya ait —- isimli mağazada ürünü görüp —– ürünü almak ve işlerinde kullanmak üzere —- isimli sitenin çağrı hattı önce iletişime geçmiş, çağrı merkezinin yönlenderimesi ile—– numaralı cep telefonu numaralarından davalıyla anlaşarak 06.01.2021 tarihinde tanesi KDV dahil 2542,85 TL olan bu üründen 7 tane almak üzere sipariş verdiğini, aynı gün davalı işletmenin sahibi—–ait —–numaralı İBAN hesabına 7 ürünün toplam bedeli olan 17.800 TL’yi havale ettiğini, taraflar ürün siparişi konusunda ayrıca—– yazışma ortamından birbirleriyle teyitleşmek amacıyla yazışarak işlemi karşılıklı olarak onaylattıklarını, davalı firmanın, 7 adet üründen 4 tanesini 12.01.2021 tarihinde —– kargo takip numarası ile 1 tanesini de 18.01.2021 tarihinde yine —— takip numarası ile gönderdiğini, 7 üründe anlaşmış olmalarına ve bedelin ödenmesine rağmen, toplam 5 ürün gönderildiğini, ürünlerin Garantili ve sıfır olarak gönderileceği vaad edilmişse de gelen ürünlerin hepsinin kutuları ve ambalajları açık olarak gönderildiğini, davalı firma bu durumu kontrol amaçlı olarak gerçekleştirdiklerini beyan ettiği, davalı firma müvekkilin tüm taleplerine rağmen fatura veya irsaliye göndermediğini, şikayet üzerinde 22.01.2021 tarihli ve toplam gönderimi yapılan 5 ürünü kapsayacak şekilde E – arşiv faturasını düzenleyerek gönderdiğini, davalı firma göndermesi gereken ürünleri tam, açılmamış, garantili ve gereği gibi göndermeyerek basiretli tacir sıfatına uygun davranmadığını, gönderilen ürünlerin satım tanımına uymayacak şekilde gönderilmesine rağmen müvekkilin yine de önemli sorun haline getirmediğini, fakat 18.01.2021 tarihinde gönderimi yapılan ürünlerin eksik olması nedeniyle müvekkil 22.01.2021 tarihinde yazışmalarını yaptıkları—— numarasından eksiklik ve ayıp ihbarında bulunduğunu, bu ihbara rağmen davalı firma ödemesini aldığı2 ürünü göndermediğini, zararın da tazmin edilmediğini, İthal ürün nitelinde dövizle yurt içine temin edilen ilgili ürün aradan geçen zaman dilimi içerisinde döviz fiyatlarındaki artış ve ithal edilememesi gibi nedenlerle temin edilemez hale geldiğini, davalı firmanın haksız davranışı nedeniyle müvekkilin kazanç kaybı meydana geldiğini ve ifa imkansızlığı oluştuğunu, belirtilen sebeplerle davalı firmadan ürünün aynısının veya emsalinin karar tarihine en yakın tarihli bedelinin ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin 7.787,50TL Avukatlık hizmet bedeli ödediğini, bunun maddi tazminat olarak değerlendirilmesini, yine vaat edilen satımın gereği gibi temin edilmemesi, eksik ifa edilmesi, aradan geçen 1 yılı aşkın sürede davalı işletmeye ulaşarak hakkını temin etmeye çalışması, duyduğu sıkıntı, elem ve ızdırabın, basiretli tacir gibi davranılmamasının karşılığı olarak davalı firmanın müvekkile manevi tazminat ödemesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.

Mahkememizden verilen 14.04.2022 gün ve—– sayılı kararı—-Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesinin—— Esas, ——- Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.—- Vergi Dairesi Başkanlığı —- Vergi Dairesi Müdürlüğü 26.10.2022 tarihli yazı cevabında davacı —– 2021 döneminde İşletme Hesabına göre defter tuttuğu ve VUK. 177 . Maddesindeki sınırı aşmadığı, BA/BS formu verme zorunluluğu bulunmadığı, —-Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabında—– tacir kaydına rastlanamadığı tespit edilerek mahkememize bildirilmiştir
Davaya konu uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava anlamında bir uyuşmazlık niteliğinde olmadığı gibi nispi ticari dava ölçüleri yönünden de ilgili şartların oluşmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi mümkün olmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/2 maddesi gereğince görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine, Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.