Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/792 E. 2023/300 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/792 Esas
KARAR NO:2023/300
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:21/10/2022
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu uyuşmazlığın sebebini müvekkil şirkete ait —–araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki —— plakalı araç arasında —-meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası olduğu, dava dışı araç sürücüsü olan —- idaresindeki —- plakalı araç ile—— istikametine doğru seyir halinde iken, davalı araç sü olan —— plakalı aracın, müvekkil şirkete ait araca çarpması ve çarpmanın etkisiyle müvekkil şirkete ait aracın dava dışı ——— plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, çarpmanın sonucunda müvekkil şirkete ait araçta ciddi hasar meydana geldiği, taraflar arasında anlaşmalı olarak maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiği, tramer sorgu sonucuna göre de “davalı araç sürücüsü %100 kusurludur ve müvekkilin zararını kusuru oranında gidermekle yükümlüdür.” olduğu, müvekkil şirketin işletini olduğu aracın onarımı müvekkil şirket tarafından yapıldığı, onarıma ilişkin müvekkil şirkete ———tutarında fatura tanzim edildiği, ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı araç sürücüsü asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, hasara maruz kalan araç üzerinde gerçekleştirilen onarımlar sonucunda davalı sigorta şirketine, davalı araç sürücüsünün kusuru oranında, ——-tutarında yansıtma fatura tanzim edildiği, davalı sigorta şirketi, müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı, hasar bedeli olan —- tahsili için davalılar aleyhine için ——— icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı. Davalılar/Borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiği, arabuluculuk yoluna başvurulduğu, büro dosya numarası —— olan arabuluculuk dosyasında anlaşmaya varılmadığı, hasarın oluşumunda davalı araç sürücüsü —– bendi uyarınca kusurlu olduğu, araç malikinin işleten sıfatıyla kusursuz sorumluluğu olduğu, davalı ———- sigortacısı sıfatı ile sorumluluğu olduğunu beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı——– Vekili Tarafından Hazırlanan Cevap Dilekçesinden
Özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen —- plakalı araç müvekkil şirket tarafından —— sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkil şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumlulukları olduğu, dava konusu kaza sebebiyle davacı tarafa —– değer kaybı tazminat ödemesi ve 177.00-TL rapor ücreti ödemesi gerçekleştirildiği, müvekkil sigorta şirketi tarafından yapılan bu ödeme ile müvekkil sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğu kalmadığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmediği, davacı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı ve dava şartı olan zorunlu başvuru şartı yerine getirilmediği, davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiği, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi—- tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada —- kriterler esas alınması gerektiği, müvekkil şirkete —— plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilememesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararlar —— dışında olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle———-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ———– takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; “Kusur Yönünden Yapılan İncelemede; — plakalı davalı aracının sürücüsü %100 oranında kusurlu olduğu Hasar Yönünden ise; —- plakalı araçta meydana gelen maddi zararın 38.350,01-TL olduğunun tespit edildiği, —-poliçe limitlerinden davacıya değer kaybı için ödenen 13.994,94-TL ‘nin tenzil edilmesi ile poliçede kalan limit 27.005,06-TL’dir. ———- plakalı araçta meydana gelen maddi zararın 38.350,01-TL olduğu dikkate alındığında maddi hasar için davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçede kalan limit 27.005,06-TL kadar sorumlu olabileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere ——— sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ———-Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ————-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan ——— sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan ——— ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir———–
Davalı ——- plakalı aracın —— Zorunlu trafik sigortası poliçesi tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza 24/07/2020 tarihinde poliçe yükümlülük tarihleri içerisinde gerçekleşmiştir.
Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda meydana gelen kazada davalının sigortalısının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca %100 kusurlu olduğu, ———– plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta hasar bedelinin 38.350,01 TL olduğu bilirkişi tarafından verilen rapor ile tespit edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre ——- yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde, yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince—- tabidir. Kesinleşen hasar miktarına ilişkin fatura ibraz edilmese dahi, davacı lehine —– dahil edilerek hasar bedeline hükmedilmesi gerekmektedir. —— ilkelerine göre sigortacının, poliçe limitini aşmamak kaydıyla gerçek zarar ve buna tahakkuk edecek KDV miktarı ile sorumlu olacağı (——— karar sayılı kararı da bu yöndedir.),
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişinin hasar bedeli hesaplamasının usulüne uygun olduğu, davacının kaza tarihinden itibaren araç sahibi ve araç sürücüsünden faiz talep edebileceği, davalı sigortanın yapmış olduğu ödeme nedeniyle poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla 27.005,06 sorumlu olacağı bilirkişi raporu hükme esas alınarak araç sahibi, sürücü ve sigortanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı nazara alınarak davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalıların ——— takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptaline, takibin devamına( davalı sigortanın poliçe limiti ile sınırlı olarak 27.005,06 TL den sorumlu olması kaydıyla)
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 2.619,73 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 441,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.178,64‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 441,09 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 521,79 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 352,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.353,00 -TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.600-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023