Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/783 E. 2023/412 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/783 Esas
KARAR NO: 2023/412
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2022
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili … aleyhine —— Sayılı dosyası icra takibi yapıldığını, müvekkilinin … adında birini tanımadığını ve kendisi ile hiçbir şekilde hiçbir para alış verişi olmadığını, takip konusu bonodaki imzaların sahte olduğunu, bononun tanzim edildiği belirtilen 15.11.2021 tarihinde müvekkilinin olduğunu, müvekkilinin 17.01.2022 tarihinde ——- plakalı aracı kiraladığını ve 06.02.2022 tarihinde aracı aldığı haliyle teslim ettiğini, müvekkilinin aracı kiralarken 7.000,00 TL teminat ödediğini, arcın firmaya alındığı haliyle teslim edildiği halde müvekkilinin ödediği teminat bedelinin iade edilmediğini, bunun üzerine firmaya ——- yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini ancak teminat bedeli ödenmeyince aracı teslim eden ve teslim alan kişi hakkında ——- sayılı icra takibi yapıldığını ancak teminat bedelinin halen ödenmediğini, müvekkilinin dava konusu icra takibinden haberdar olduktan sonra yaptığı araştırmanın da davalı —— adlı firma ile bağlantılı olduğunu tespit ettiğini, müvekkilinin davalı ve bağlantılı olduğu ——- tarafından dolandırıldığını, bu konuda ———- dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenlerle takip dayanağı bonodaki imzaların hile yolu ile tanzim edildiğinden takip konusu bono nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitini, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurundaki dava, Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit Davası olup, taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı bir kira alacağına ilişkin henüz ihtilaf bulunmadığını, taşınır kira sözleşmesinden dolayı borcu olmadığının tespiti ile aynı zamanda davacı eldeki davayla, davalı müvekkilin yasal takibe konu ettiği senetten dolayı borcu olmadığının tespitinin de istendiğini, davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, Görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, takibe konu bono üzerindeki imza davacıya ait olmakla birlikte aynı zamanda bir oto kiralama sözleşmesinin arasında imzalatıldığını iddia eden davacı, davasını ispata yarar hiç bir delil sunamadığını, dava konusu eğer senet ise tüm şekil şartlarına haiz ve geçerli bir bono olan senede ilişkin sadece ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda iddialar dinlenebilecektir, şayet konu araç kiralama sözleşmesi ise senede ilişkin iddiaların işbu dava nezdinde yeri olmadığını, dolayısıyla, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, oto kiralama sözleşmesi ile senet arasında bağlantı bulunduğu iddiası ile araç kiralamaya ilişkin beyanlarının ispata muhtaç olduğunu, beyanla; Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan bir kira alacağı olmadığı ve bu hususta henüz ihtilaf bulunmadığı dikkate alınarak; taşınır kira sözleşmesine ilişkin menfi tespit davası açılmasında bir hukuki yarar bulunmadığından, hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, Kira ilişkisinden kaynaklanan her türlü tespit davasında görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesinin olduğu, Taşınır kira sözleşmesine ilişkin kira dışındaki, tüketici ile hizmet alan arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, Dikkate alınarak, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davanın tümüyle reddine, Haksız ve kötü niyetle yapılan itiraz nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve alacağın %10 oranında para cezasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilen teminat senedi kapsamında başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespitine yönelik açılan tespit davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Bunun yanında görev hususu HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartlarından olup HMK’nın 115/1. Maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 4/I-a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı ile dava dışı araç kiralama sözleşmesi imza edildiği, kiralama nedeni ile davacı adına teminat senedi tanzim edildiği, İcra Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da senedin kira sözleşmesinin eki olduğunun tespit edildiği, bu durumun davacının da kabulünde olduğu Böylece temel ilişkiye dayalı borçsuzluk iddiasında bulunulduğundan davanın kambiyo senedine ilişkin bir uyuşmazlık taşımadığı ve davanın, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu temel ilişkinin araç kiralama sözleşmesinden doğması, HMK.’nın 1. maddesi gereğince görevin kamu düzeninden olması ve HMK.’nın 115. Maddesi uyarınca davanın her aşamasında dikkate alınabileceği, davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve hüküm aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ———Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2023