Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/77 E. 2023/65 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/77 Esas
KARAR NO : 2023/65

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ : 03/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete ait —- Plakalı araç seyir halinde iken — kendisine çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, müvekkil firmaya ait araç —- olup, meydana gelen kaza maddi hasarlı olduğu için kazaya karışan—– kendi aralarında tutanak tanzim ettiklerini, davalı —— kendi kayıtların davacıya ait aracı tam kusurlu davalının rizikosu ile teminat altına alınan aracı ise kusursuz gösterdiklerini, ——-Esas sayılı dosyası ile kusur raporuna itiraz gerekse maddi tazminat davası açıldığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- tarihinde meydana gelen kaza da—- sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ekspertiz raporu ve —– kararıyla sabit olduğunu, —— tarihinde müvekkil—- ödenmediğini, davacının kusur oranının %100 olması neticesi—— takibine başladığını, —-tarafsız olmak zorunda olduğunu, söz konusu icra takibi delil niteliğini haiz ekspertiz raporu doğrultusunda açıldığını, komisyon kararıyla davacının %100 kusurlu olduğu da tespit edildiğinden icra takibinin açılmasında herhangi bir kötü niyet olduğundan bahsedilemeyeceğini tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Menfi Tespit davasıdır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan — tarihli raporda özetle; Dosyada mevcut — düzenlenen — tarihli Bilirkişi Raporunda (kaza mahallini T kavşak olarak değerlendiren) ve — tarihli heyet raporunda (kaza mahalli — kontrolsüz kavşak olarak değerlendirilmiş) ——– sürücüsü —- %100 kusurlu olduğu ve — plakalı otobüsün sürücüsü —kusursuz olduğu — yan yoldan geldiğini, otobüs sürücüsü — çıktığını beyan etmiştir. Olay mahalli kavşak koordinatları — tutanakta belirli değildir. — — olup, otobüsün ana yol üzerinde seyrettiği veya kontrolsüz kavşakta kavşak kolunun solundan kavşağa girerek geçişini tamamlamak üzere olduğu, her iki durumda da, — plakalı —- K.T.K.” nun 52. maddesine göre aracının hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlayıp dikkatli bulunması gerekirken, dikkatsiz ve tedbirsiz biçimde seyretmesi, ana yoldan veya solundan kavşağa giren ve geçişini tamamlamak üzere olan davacıya — kısmına çarptığından ve K.T.K/ nun 84 h. (kavşaklarda geçiş üstünlüğün uymama) maddesine göre de asli kusurlu olduğundan, meydana gelen kazada tam (%100) kusurlu olduğu davacıya tarafa ait — plakalı aracın sürücüsü —- geçişini tamamlamak üzere olduğu kavşakta sol arka kısmından —– kaldığı kazayı önlemek için alabileceği bir tedbir olmadığından, —– kendisine tam kusur izafe edilmesinin aksine meydana gelen kazada herhangi bir kusuru görülmemiştir.
Bilirkişi tarafından alınan — plaka sayılı —- sürücüsü ——– sevk ve idaresindeki aracı ile mahal şartlarına göre yukarıda açıklanan—— şartları gereği— yaparak kavşak içine girmiş bulunan otobüsü görmesi veya fark etmesinin mümkün olduğu, dikkatsiz ve özensiz davranışları ile kavşağa girerek geçiş üstünlüğü olan araca ilk geçiş hakkını vermeyerek tedbirli ve müteyakkız olmayan biçimde yaklaşımda bulunduğu olay mahalli kavşakta kendi can güvenliği de dahil, trafiği tehlikeye sokması, kavşaktaki trafiğin durumuna göre, sürdüğü aracının hızını ayarlayarak kavşağa girmeden önce durarak beklemesi, ondan sonra şartlar uygun olduğunda dikkatli ve tedbirli bir şekilde seyretmesi gerekir iken bu hususlara uymamış olması ve kavşak bölgesinde geçişini tamamlamak üzere olan —- araca çarpmaktan sakınmak üzere etkin — almamış olması ile vuku bulan işbu trafik kazasının meydana gelmesi arasında sebep-sonuç ilişkisi bulunduğu anlaşılmakla; ——- sürücüsü —- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) kapsamında bulunan Madde 52-(a) “Sürücüler; kavşaklara — girerken,—– üstlerine yaklaşırken, —- ilerlerken, yaya geçitlerine,——- yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.” ile Madde 52-(b) “Sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” ve ayrıca nedeniyle 2918 sayılı KTK Madde 57 – (Değişik: 17/10/1996-4199/23 md.) Kavşaklarda aşağıdaki kurallar uygulanır. a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar. şeklinde ifade edilen düzenlemelere aykırı olarak dikkatsiz, tedbirsiz ve nizamlara aykırı davranması neticesinde öngörülebilir ve önlenebilir nitelikteki dava konusu işbu trafik kazasının oluşumunda yukarıdaki kural ihlallerinin aynı kanunun sürücülerin asli kusurlu halleri başlığındaki Madde 84-h (kavşaklarda geçiş önceliğine uymama) kuralının ihlali anlamına geldiği asli ve tam kusurlu olduğu —- sevk ve idaresindeki — ile mahal şartlarına göre düz bir seyirle geçiş yapmak üzere geçiş hakkı önceliği ile yaklaşımda bulunduğu kavşağa girerek istikametine göre sağında kalan yan yoldan hatalı bir şekilde kavşağa giriş yapan ve ön kısımları ile kendi aracının sağ yan arka kısımlarına çarpan sürücü — sevk ve idaresindeki — alabileceği tedbir, önlem ve sevk ve idare uygulamasının olmadığı anlaşılmakla olayda kusur izafesinin mümkün olmadığı Olay sırasında mahal şartlarının —- şartları nedeni ile olay mahallinde ——— durumun—- altında dahi görülebilir ve fark edilebilir olması gerektiği, beyanlarda ifade edilmiş herhangi bir —- uygulaması olmadığından zemin durumunun kaygan olması veya olmamasının olayın oluşuna etken olmadığı, —- raporlarındaki kanaatlere neden sonuç ilişkilerini doğru kurulduğu, bu nedenle iştirakın uygun bulunduğu, bu rapor kapsamındaki yukarıda belirtilen hususlar nedeni ile dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde; —-sürücüsü —-, asli ve tam derecede %100 (yüzde yüz) kusurlu kusurlu olduğu, — sürücüsü —– kusurunun bulunmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
—– numara/tarihli ilamında belirtildiği üzere “Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir. Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı !böyle bir borcu bulunmadığının saptanması! için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde “İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması”, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı-borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı vardır. Diğer taraftan, davalı-alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır.”
Bahsedilen —- kararında belirtilen husus ve açıklamalar karşısında itiraz üzerine durmuş olan takip dolayısıyla, davacının menfi tespit davası açamayacağını düşünmek, bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını kabul etmek, davacıyı bu takip dolayısıyla alacaklının her an itirazın iptali davası açacak şekilde dava tehdidi altında bırakmasına yol açacaktır, davacının hakkında dava açılması tehdidi ve düşüncesinden kurtulması için borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu tespit edilmiştir.
Dosya celp edilen —-kaza tespit tutanağı ,tramer kayıtları incelenmekle dosyamıza sunulan bilirkişi raporları ile —– sunulan bilirkişi raporu kül halinde incelenmekle dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde; —— sürücüsü —- ve tam derecede %100 (yüzde yüz) kusurlu kusurlu olduğu, ——-kusurunun bulunmadığı hususundaki tespitleri de mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır. Meydana gelen trafik kazasında davacı tarafın kusurlu olduğu iddiasıyla davacı aleyhine takip başlatan davalı— takipte haklı olmadığı, davacının takip dolayısıyla borçlu olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Davalı her ne kadar icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamamış, mahkememizce de bu kanaate varılamamış ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile —- Esas sayılı dosyası kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Karar harcı 3.088,97 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 772,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.316,72‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 772,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 852,95‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.