Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/754 E. 2023/850 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/754
KARAR NO : 2023/850

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde, davalı sigortalı —- maliki olduğu —–plakalı araç için, 26.05.2015 ile 26.05.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere—–no.lu Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinin mevcut olduğunu,—- Sokak’ta; 31.03.2016 saat 21.50 sıralarında meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında; Davalı—- maliki ve sürücüsü olduğu —- plakalı araç; —- plakalı park halindeki araçlara çarparak maddi hasara,—– adlı yayalara çarparak ise yaralanmalarına sebebiyet verdiğini, Kaza sonrası düzenlenen Alkol Raporuna göre, —– 0,35 promil alkollü olduğu, Tespit edilen promilin, yasal düzenlemelerde yer alan ticari araç sürücüleri için geçerli olan 0.20 promil (KTK m. 48) sınırından fazla olduğu, kazanın bu yüksek alkolün etkisi ile meydana geldiği, Maddi hasarlı trafik kazası sonucunda—- plakalı araçta 7556,60 TL hasar meydana geldiği, Hasar bedeli, müvekkil firma tarafından araç sahibine 20.05.2016’da 165,00 TL ve 7.404,00 TL olmak üzere, toplam 7.569,00 TL olarak ödendiği, Yine aynı kaza nedeniyle—– plakalı araçta oluşan hasar için 28.12.2016’da 2.395,00 TL ödendiği, Toplam ödenen hasar tazminatı tutarı 9.964,00 TL olduğu, müvekkil Sigortacı şirketin, mezkur kaza nedeni ile ödemek zorunda kaldığı tazminat tutarını, muteriz davalı borçluya rücu etme hakkı bulunduğu, icra takibi yapılmış olup davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, rapor ve olayın oluş şekline dair tutanaklar/raporlar birlikte değerlendirildiğinde davalının haksız olduğu , Aynı zamanda takip konusu alacak likittir. İİK madde 67. hükmü gereğince, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, Davalının malvarlığı üzerine öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına,—- İcra Müdürlüğü nezdindeki —– sayılı dosyadan başlatılan icra takibine konu alacağın aslı ile ferilerine ilişkin olarak davalı muteriz borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine ve Tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —-. İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—-. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 08/10/2023 tarihli bilirkişi raporu ile kusur yönünden yapılan değerlendirlemede —-plakalı aracın Sürücüsü—-meydana gelen kazada asli ve % 100 kusurlu olduğu, —– plakalı aracın sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığı,—–plakalı aracın sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığı,hasar tespiti yönünden yapılan değerlendirmede —– plakalı araç için:
Davaya konu aracın hasar bedelinin 7.569,00 TL olduğu, davaya konu aracın değer kaybı bedelinin 1.500 TL olduğu, —- plakalı araç için:
davaya konu aracın hasar bedelinin 2.395,00 TL olduğu,
—-Noterler Birliği’nin 18.11.2022 tarihli yazısına göre—– plakalı araç kaza tarihi itibarı ile ( 26.06.2015 sonrası ) davalı —– adına hususi olarak tescilli olduğu,
TC Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın —-Vegi Dairesi, —– Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03.02.2023
tarihli yazısına göre —- vergi kimlik numaralı—- potansiyel vergi mükellefi ( gelir
getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef)
olduğu, nörolojik yönden yapılan değerlendirmede —– 0.60 promil alkol ile ticari araçlarda yasal sınır olan 0.2 promili 3 kat aştığı, kazada tam ve asli kusurlu olduğu, kazanın oluşumuna etki edecek ,yol,hava durumu v.s gibi başkaca bir sebep de olmadığından , kazanın münhasıran alkol etkisinde olduğu,
sigortacılık açısından yapılan değerlendirmede davalıya ait —-plakalı aracın sürücüsü—– alkollü olması bir rücu nedeni olmakla birlikte nörolojik olarak kazanın münhasıran alkol etkisi ile
meydana geldiğinin tespit edilmesi nedeniyle davacı sigorta şirketinin, davalı sigortalısına rücu hakkı olduğu, icra takip yönünden
Asıl alacak: 7.569 TL yönünden,
İşlemiş faiz başlangıç tarihi: Ödeme tarihi 20.05.2016
İcra takip tarihi: 06.01.2017
Talep edilen işlemiş faiz türü: %9 yasal faiz İşlemiş faiz:asıl faiz 7.569,00 TL alacak faize baz gün sayısı oranı 231/365 işlemiş faiz 431,12 TL olduğu, asıl alacak: 2.395 TL yönünden,İşlemiş faiz başlangıç tarihi: Ödeme tarihi 28.12.2016
İcra takip tarihi: 06.01.2017
Talep edilen işlemiş faiz türü: %9 yasal faiz İşlemiş faiz 2.395,00 TL, asıl faiz alacak faize baz gün sayısı oranının 9/365, işlemiş faiz
5,31 TL olduğu, icra takibine konu alacak miktarının 10.400,43 TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK.nun 1472’nci maddesi uyarınca; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Başka bir ifade ile sigortacı, ödediği tazminat dolayısıyla, sigortalının zarara neden olan kişilere karşı açabileceği tüm davaları açabilir ve meydana gelen zararın tazminini talep edebilir. Buna halefiyet hakkı denilmektedir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün —- sayılı —– yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde; “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” düzenlenmiş, “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a-)Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b-)Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c-)Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç-)Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d-)Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1 maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e-)Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f-)Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda meydana gelen kazada davalının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca davacı tarafından sigortalanan, —- plakalı aracın Sürücüsü —– meydana gelen kazada asli ve % 100
kusurlu olduğu, —– plakalı aracın sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığı,—–plakalı aracın sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığı,hasar tespiti yönünden yapılan değerlendirmede —– plakalı araç için:
Davaya konu aracın hasar bedelinin 7.569,00 TL olduğu, davaya konu aracın değer kaybı bedelinin 1.500 TL olduğu,—– plakalı araç için:
davaya konu aracın hasar bedelinin 2.395,00 TL olduğu,
—- Noterler Birliği’nin 18.11.2022 tarihli yazısına göre —– plakalı araç kaza tarihi itibarı ile ( 26.06.2015 sonrası ) davalı —–adına hususi olarak tescilli olduğu,
TC Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın —–Vegi Dairesi, —- Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03.02.2023
tarihli yazısına göre —– vergi kimlik numaralı —– potansiyel vergi mükellefi ( gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef)
olduğu, nörolojik yönden yapılan değerlendirmede—- 0.60 promil alkol ile ticari araçlarda yasal sınır olan 0.2 promili 3 kat aştığı, kazada tam ve asli kusurlu olduğu, kazanın oluşumuna etki edecek ,yol,hava durumu v.s gibi
başkaca bir sebep de olmadığından , kazanın münhasıran alkol etkisinde olduğu, anlaşılmıştır. Sigortalı aracı süren kişinin ehliyetinin olmaması tek başına hasar bedelinin sigortalıya rücu için yeterli değildir, aynı zamanda sigortalı aracı kullanan sürücünün kusurlu da olması gerekmektedir. —–BAM —- HD. —-Sayılı Kararı) Alınan bilirkişi raporu ile davalı sigortalının aracını kullanan —– kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunun belirlenmesi ve araç sürücüsünün ehliyetsiz olması birlikte değerlendirildiğinde davacı sigortanın ödediği değer kaybı ve hasar bedelini davalı sigortalısına rücu edebileceği anlaşıldığından davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekmekle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —-. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 710,45 TL’den dava açılırken yatırılan 125,62 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 584,83 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 125,62 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 206,32 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.000,00 TL bilirkişi ücreti, 278,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.278,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 10.400,43 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 680,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.