Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/749 E. 2023/381 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/749 Esas
KARAR NO: 2023/381
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/10/2022
KARAR TARİHİ: 02/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, yapmış olduğu işlerde kullanmak üzere müvekkilinden 50.740,00TL karşılığında doğal taş satın aldığını, ancak davalı borçlu tarafından 42.000 TL’lik kısmi bir ödeme yapıldığını, müvekkiline ait telefon ile yapılan —– yazışmaları ve —– sesli yazışmalarında da görüleceği üzere davalının borcumu ikrar ettiğini, kalan miktarı defalarca ödeyeceğini beyan ettiğini, müvekkilinin, davalı tarafından defalarca oyalanarak sattığı ürünlerin bedelini alamadığını, bakiye bedelin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine—— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki olmadığı gibi davacının ticeri ilişkide olduğu davalının kardeşi —– isteği doğrultusunda davacıya para gönderdiğini, ayrıca davacı tarafindan 31.05,2022 tarih ve —— no.lu 43.000,00 TL (KDV Dahil) tutarlı, doğal taş satımına ilişkin davalı adına fatura düzenlenerek, davalı müvekkilinin kardeşine gönderildiğini, bunun üzerine davalının, kesilen faturaya itiraz ettiğini ve dava dışı —— ticati ilişkinin düzenlenmesini talep ettiği için de davacının düzenlediği faturayı iptal ettiğini, ancak davacının iptal edilen bu faturanın yerine bu kez 31.05.2022 tarih, ——- no.lu 50.740,00 TL (KDV dahil) tutarlı doğal taş satımına ilişkin yeni bir fatura düzenlediğini, e-arşiv fatura mükellefi olan davalının, kendisine gönderilmeyen bu faturadan yapılan icra takibiyle haberdar olduğunu, takip sonrası davalının ödediği paranın kendisine iade edilmesini gerekirse ticari ilişkide oldukları kardeşi tarafından kendilerine gönderilmesini talep etmesine rağmen davacı tarafından bu talep yerine getirilmeyerek sanki davalıyla aralarında bir ticari ilişki varmış gibi haksız ve hukuka aykırı takip yapıldığı için takibe itiraz edilmek zorunda kaldıklarını, davacının dosyaya delil olarak sunduğu —– söylediği halde bu taşların imalattan alınıp yeni taşlarla değiştirilmemesine rağmen dava dışı —– ricası üzerine davalının hesabından davacıya toplam 42.000,00 TL banka havalesiyle ödemeler yapıldığını, 1.000 TL’nin önceden verildiği için davacı tarafından 31.05.2022 olup, herhangi bir alacağı olmadığı halde haksız ve kötü niyetli olarak takip yaptığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; davacı tarafından, davalıya teslim edilen mallar karşılığı düzenlenen faturadan bakiye kalan alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekeceği, bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığın: iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçeceği, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde , 2022 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kapanış tasdik süresinin henüz gelmediği, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, 20.07.2022 takip tarihi itibariyle davacı şirketin kendi defterlerinde 50.740,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirket tarafından yapılan 42.000,00 TL tutarlı ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, takip konusu yapılan alacak tutarının 8.740,00 TL (50.740,00-42.000,00) olduğu tespit edildiği, davalı şirketin 2022 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kapanış tasdik süresinin henüz gelmediği, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirkete ait ticari defterlerde, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen fatura ile davalı tarafından davacı adına yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı şirkete ait 2022 yılı Ba Formlarının incelenmesinde, takip konusu faturanın, davalı şirketin —— Vergi Dairesi’nde tutulan kayıtlarında, Ba bildirimi olarak kayıtlı olduğu, davalı vekili tarafından dosyaya, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 31.05.2022 tarih, ——- no.lu “Doğal Taş Bedeli” açıklamalı KDV dahil 43.000,00 TL tutarında faturanın sunulduğu, işbu faturanın davacı ve davalı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, İşbu faturanın iptal edilme nedeninin, davalının cevap dilekçesinde belirttiği gibi yanlış kişiye düzenlenmesi sebebiyle mi olup olmadığı hususunda dosya kapsamında somut bir belge bulunmadığından, bu faturaya ilişkin ilave değerlendirme yapılamamış olup, bu hususta takdir mahkemenin olduğu, Takip konusu Faturanın davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, 20.07.2022 takip tarihi itibariyle davacı şirketin kendi defterlerinde 1 adet faturadan kaynaklı olarak 50.740,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirket tarafından yapılan 42.000,00 TL tutarlı ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, ödemeler davacı defterlerin de kayıtlı olmasa da davacının kabulünde olduğu, dekontlarla sabit olan ödermeler düşerek takip konusu yapılan alacak tutarının 8.740,00 TL (50.740,00-42.000,00) olduğu, Takip konusu alacağı oluşturan faturanın, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 31.05.2022 tarihinde düzenlenen, —— no.lu, “Doğal Taş Bedeli” açıklamalı e-arşiv fatura şeklinde tanzim edilen KDV dahil 50.740,00 TL tutarlı elektronik faturaya karşılık yapılan 5 adet toplam 42,000,00 TL tutarlı ödemelerin davalı şirket tarafından yapıldığı, —– Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabı ile dava konusu faturanın davalı şirketin Ba formunda kayıtlı olduğunun bildirilmiş olması nedeniyle fatura içeriği malın davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, fatura içeriği malın davalı şirkete tesliminin kabul edilmesi halinde, bu kez ispat yükünün yer değiştirerek davalı şirkete geçtiği, davalının işbu malları almadığını veya fatura bedellerinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu, malların kendisine değil, kardeşi dava dışı —— teslim edildiği yönündeki beyanı ve sunduğu —— yazışmalarına ilişkin hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olduğu, fatura karşılığında davacı şirkete 42,000,00 TL tutarında ödeme yapıldığına ilişkin dekont sunulduğu, bakiye 8.740,00 TL tutarın ödemesine ilişkin herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacı şirketin takip konusu alacağı talep edebileceği, her ne kadar davacı tarafından takip öncesi faiz talep edilmişse de, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname bulunmadığından takip öncesinde alacak muaccel olmadığından faiz talebinin yerinde olmadığı ancak mahkemenin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonraşında hükmolunan asıl alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avanş faiz talebinde abileceği, ancak taleple bağlılık gereği yasal faiz talebinin yerinde olduğu, hususlarını beyan ve rapor etmiştir Somut olayda davacı ve davalı tarafın ticari defterleri incelenmekle davacı yanın dava konusu icra takip tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde davaya konu faturanın kayıt altına alındığı ayrıca davalı tarafından vergi dairesine mal alımı olarak bildirimi yapıldığı görülmekle bu hususta ——- sayılı 4.11.2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları/hizmeti teslim almış sayılacağından davalının vergi dairesinden celp edilen BA/BS formlarının tetkikinde davalının davacı tarafından kesilen dava konusu faturaları da vergi dairesine bildirdiği görülmekle davalının dava konusu davaya konu emtiayı teslim aldığı ve aldığı hizmetin bedelini ödemekle yükümlü olduğu ayrıca davalı şirket tarafından davaya konu faturaya yönelik olarak kısmen ödeme yapıldığı davalı şirketin basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğü de bulunduğu gözetildiğinde taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı yönündeki beyanlarına itibar edilemeyeceği kanaatiyle usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabulü ile dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmasına rağmen ihtarın tebliğ edildiğine dair dayanak belgenin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmakla davalının TBK. 117 maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır. Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —– Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 8.740,00 TL asıl alacak üzerinden devamına fazlaya yönelik talebinin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 597,03 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 106,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 490,50 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 106,53 TL peşin harç olmak üzere toplam 187,23‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.286,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.265,27 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.740,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 80,00 TL maktu/ nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.545,85 TL’nin davalıdan, 14,15 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/06/2023