Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/733 E. 2023/739 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/733 Esas
KARAR NO: 2023/739
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/10/2022
KARAR TARİHİ: 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde :davacı müvekkili şirketin, mal satımından kaynaklanan faturalar nedeniyle, davalıdan alacaklı olduğunu, İcra takibinin dayanağının, mal bedeline ilişkin faturalar olduğunu, alacağının tahsili için, davalı ile sürekli olarak görüşüldüğünü, davalı yanın ödemede bulunacağını belirttiği halde ödemede bulunmadığını, alacağın tahsili amacı ile,——— E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinine davalı borçlu tarafın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,——— E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ———- E sayılı sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davacı tarafın 2021-2022 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, defter ve belgelerin usule uygun olarak tutulduğu, Davacı ——— şirketinin Davalı ———– düzenlemiş olduğu toplam 11 adet 49.054,48 KDV dahil e-Arşiv fatura tespit edildiği, 06.04.2021 tarihli 1.978,86 TL tutarında ve 07.04.2021 tarihli 961,70 TL tutarındaki faturalarına Davalı ———- geri iade faturası aldığı, toplam 14.300 TL tutarında ödeme aldığının ticari defterlerinde tespit edildiği, Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, belirli bir haddi (5.000,00-TL) aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Öte yandan, ——— Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar uyarınca, Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlenen belgeler, 2021 yılının Temmuz ayına ilişkin dönemden itibaren Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmemektedir. Bildirim verme yükümlülüğü bulunan ancak, tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan veya elektronik belge olarak düzenlenen belgelerden oluşan mükelleflerin, Form Ba ve/veya Form Bs bildirimlerini “Ba/Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermeleri gerekmektedir.———– ———— Mahkemenin 05.10.2022 tarihli müzekkere yazısına istinaden 12.10.2022 tarihli ——– – ———- sayılı Bilgi verme konulu ———- Başkanlığı ———— Müdürlüğü cevap ekinde sunulan BA/BS formlarımda; Davacı ——— şirketinin Ba/Bs formunda Davalı ———- ilişkin beyan tespit edilmediği, davacı şirket 2021/04 tarihinde düzenlemiş olduğu fatura 5.000 TL tutarının altında kalmış olup, V.U.K yapılan düzenlemeye istinaden 2021/07 dönemi sonrası Ba/Bs zorunluluğu kaldırılmasından dolayı beyan edilmediği, Dosya kapsamında görülen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağında “Adı geçen taraflardan ———-l Tesisatın adresine 26.08.2022 tarihinde saat 13:56’da ———- Kargo ——— gönderi kodu ile gönderilen arabuluculuk davet mektubu ilgili 29.08.2022 tarihinde saat 12:04’te teslim edilmiştir. Yine firma yetkilisi ———- ait ——— numaralı telefon 19.08.2022 ve 24.08.2022 tarihinde iki kez arabulucu tarafından toplantı davetinde bulunmuştur. Toplantıya ——— Şirketi vekili ———- başka katılan olmamıştır.” Şeklinde görüldüğü, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, davacının alacağının faturalara ilişkin olduğu , dosya kapsamında sunulan e-irsaliyelerin teslim alan kısmının imzalı olduğu tespit edildiği, davalının arabuluculuğa katılmadığı, dosya da cevap dilekçesini mevcut olmadığı, bilirkişi incelemesine katılmadığı, düzenlenen faturaların e-arşiv fatura olduğu ve iadesinin Kep veya Noter yoluyla iade edilmesi gerektiği dikkate alındığında davalının bu yönde bir belge ibrazında bulunmadığından icra takibe konu 31.813,94 TL alacaklı olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur. Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda davacının davalı tarafa 11 adet fatura kestiği, bu faturalardan 1.978,86 TL bedelli, 06/04/2021 tarihli ve 961,70 TL bedelli, 07/04/2021 tarihli iki fatura için davalının iade faturası kestiği, diğer faturalar için iade faturası kesmediği, davacının lehine delil sayılan ticari defterlerine göre davalıdan 31.813,94 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulü yolunda aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının———- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.173,21 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 384,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.788,97-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 384,24 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 464,94‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 196,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.696,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 31/10/2023