Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/711 Esas
KARAR NO : 2023/325
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına kayıtlı —- araç ile , 22.01.2022 tarihinde —– ilçesinde önce bariyere çarpma suretiyle tek taraflı kaza sonrasında kazanın etkisiyle—– plakalı araca çarparak çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, müvekkili şirkete ait aracın davalı —— poliçe numarası ile 16/12/2021 ile 16/12/2022 tarihleri arasında geçerli sigorta poliçesi ile aracında meydana gelen hasarları sigorta teminatı kapsamına alındığını, araçta oluşan hasar tutarı PARÇA+İŞÇİLİK+ KDV dahil olmak üzere toplamda 670,864,36 TL olarak tespit edildiğini, sigorta şirketi tarafından 11.04.2022 tarihinde yapılan yazılı başvuruya rağmen müvekkile herhangi bir hasar tazminat ödemesi yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, şimdilik 10.000,00 TL Parça+İşçilik+KDV maddi hasar bedelinin(Kısmi Dava ) sigorta şirketine başvuru tarihi olan 11.04.2022 tarihinden itibaren hesaplanacak olan ticari avans faizi ile birlikte ödenmesi yönünde karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından, müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın 22/01/2022 tarihinde karışmış olduğu kaza neticesinde, davacının aracında meydana geldiği iddia olunan hasar nedeniyle 31/01/2022 tarihinde ihbarda bulunmuş ve ihbar üzerine——No’lu Hasar Dosyası açıldığını, meydana gelen hasar kasko sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, sigortalı araç sürücüsü olduğunu iddia eden —– kaza anında olay yerini terk etmiş olup olay yerine gelen polisler tutanak tutarken sürücüye ulaşamadığını, polis tarafından tutulmuş olan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında saat olarak 03:01 olarak belirtildiğini, sürücü olduğunu iddia eden—- ise aynı gün saat 22:23’te vermiş olduğu alkol testinde 0,03 promil alkol tespit edildiğini, kaza saati ile alkol ölçüm saati arasında en az 7,5 saat olduğu, alkollü bir insanın 1 saate vücuttan 0,15 promil alkol atması da göz ardı edilmemesinin gerektiğini, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kazaya ilişkin somut veriler de olmaması, görgü tanıklarının beyanları göz önüne alındığında hasarın beyanla uyumsuz olduğu anlaşıldığını, dava konusu hasar poliçe ve genel şartlar gereği talep reddedildiğini, davacının Araçta Oluştuğunu İddia Ettiği Hasar Bedeli Son Derece Fahiş Olup Piyasa Şartları İle De Örtüşmediğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, kaza sebebiyle meydana gelen hasar bedelinin kasko poliçesi kapsamında davalı sigortadan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Meydana gelen trafik kazasında,—-plakalı araç sürücüsü—- sevk ve idaresindeki ——plakalı aracı ile —- istikametine doğru seyir halindeyken, aracının hakimiyetini kaybederek önce bariyerlere, sonra Sürücü —– Sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracın arka kısımlarına kendi aracının ön kısımlarıyla çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğu, aracı ile seyir halinde iken, yolun icap ve şartları ile aracının teknik özelliklerine uygun süratle seyretmesi, hareket halinde olduğu yolun taşıt trafiği özelliği dolayısıyla dikkatli ve özenli olması, aracının önünde seyreden—— plakalı araçla arasında güvenli ve yeterli takip mesafesine uyması, çarpmayı önlemek için zamanında tedbir alması gerekirken kurallara uymayarak aracının hakimiyetini kaybederek trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, 2918 Sayılı K.T.K.’ nun 52/b-c (hızlarını önlerindeki araçla arasındaki mesafeyi göz önünde bulundurarak güvenli seviyede tutmamak) maddelerini ihlal ettiği, trafikte sürücülerin Asli Kusurlu hallerinin neler olduğunun belirtildiği 2918 Sayılı KTK’ nun 84/d maddesinde (arkadan çarpma) tarif edildiği gibi —–plakalı araca arkadan çarparak kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, trafik kazasında,—–plakalı araç sürücüsü —— ihlal ettiği trafik kuralının olmadığı, kazada kusurunun olmadığı, dosya muhteviyatı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tutanağı incelendiğinde, hasar ekpertiz raporunda belirtilen aracın onarımı gereken yedek parça ve işçiliklerin kaza ile uyumlu olduğu, hasarın kaza ile illiyet bağının olduğu, dava konusu —— plakalı aracın marka ve modeli dikkate alınarak yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre hasar ekpertiz raporunda tespit edilen hasar miktarı olan KDV dahil 670.864,36 TL ‘nin piyasa koşullarına uygun olduğu, hasar miktarı ( 670.864,36 TL) ve sovtaj değerinin (400.000,00 TL) toplamının (1.070.864,36 TL) hasarsız aracın rayiç değerini (780.000,00 TL) geçiyor olmasından dolayı, dava konusu aracın onarımının yapılmasının ekonomik olmayacağı, aracın tam hasarlı (pert) olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının, aracın onarımını yaptırmaması, aracı hurdaya ayırması durumunda gerçek zarar miktarının (780.000,00 TL – 400.000,00 TL = ) 380.000,00 TL (üçyüzseksenbin lira) olacağı, nörolojık açıdan kazanın münhasıran salt alkol etkısıyle meydana geldiği, davaya konu kazanın ve hasarın kasko sigorta poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığı, davalı … şirketinin sorumluluğunun oluşmadığı, hususlarını beyan ve rapor etmiştir 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. O halde, tazminatın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, sigorta hukuk uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan zarar poliçe teminatı dışında kalacağından davacıların bu borçtan sorumlu olmadıklarının tespiti ile davanın kabulüne, aksi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve —–YHGK 7.4.2004 gün ve –; YHGK 2.3.2005 gün ve—– YHGK 14.12.2005 gün —–sayılı ilamları)
Somut olayda davacıya ait aracın kaza anındaki sürücüsü olan dava dışı —-kaza gerçekleştikten sonra olay yerini terk ettiği, kazanın saat 03:01 sıralarında gerçekleştiği, sürücünün hastaneye başvurusunun ise saat 22.36 sıralarında olduğu, dolayısıyla olay yerini terk etmesinin can güveliği sebebiyle sağlık kuruluşuna başvuru haline ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Sürücü kazadan yaklaşık 19 saat sonra hastaneye başvuru yaptığı ve bu başvuruda 0,03 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda kandaki alkol düzeyinin saat başı 0,15 promil azaldığı,— formulüne göre sürücünün kaza anında yaklaşık olarak 3 promil alkollü olduğu, 3 promil alkolün etkisindek iken güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin tespit edilmesi dikkate alınarak ve Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 / 5.5 maddesinde düzenlenen “taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların” sigorta teminatı dışında kaldığı hükmü dikkate alınarak davanın reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekiline (e duruşma vasıtası ile) davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.