Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/70 E. 2022/896 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/70 Esas
KARAR NO: 2022/896
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/01/2022
KARAR TARİHİ: 23/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, —- sektöründe faaliyet gösteren saygın bir sigorta şirketi olduğunu Bu kapsamda mülkiyeti—— numaralı poliçe ile müvekkil şirket nezdinde —–kapsamında her türlü zarara karşı sigortalandığını, mülkiyeti davalı —- ait olan ve diğer davalı —- sigorta poliçesi bulunan —– tarihinde geri manevra yaptığı esnada park halinde olan —– oluşmasına sebep olduğunu, iş kaza sebebiyle —– hasar meydana gelmiş olup hasarın giderilmesi bakımından hak sahiplerine —- ödeme yapıldığını, —– dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. İş bu dosyadan gönderilen ödeme emri —– tarihinde tebliğ edilmiş olup —– tarihinde borca ve ——- İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilmek suretiyle yetkiye itiraz edildiğini, davalının takibe itiraz itiraz ettiğini takibin durduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne —– ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla; —– dosyasında yer alan borcu bakımından teminatsız olarak veyahut Mahkemenizin takdir edeceği teminat miktarı ile taşınırları, taşınmazları ve banka hesapları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesine, ——- dosyasındaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, —- dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla; ——– yer alan borcu bakımından teminatsız olarak veyahut Mahkemenizin takdir edeceği teminat miktarı ile taşınırları, taşınmazları ve banka hesapları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesine, ———– dosyasındaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalıların % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine süresi içerisinde cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, haksız fiil nedeniyle sigorta tazminatı olarak ödenen zararın rücuen tazmini için başlatılan takibe yapılan itiraz nedeni ile açılan itirazın iptali davasıdır
İtirazın iptali istemine konu, ——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu ——- tarafından borca takibe ve yetkiye, borçlu —– Tarafından borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, dosyanın yetkiye itiraz nedeniyle yetkili icra dairesine olan —– numarasına esas kaydı ile numara aldığı dosyanın incelenmesi neticesinde ——– sayılı numarası konu icra dosyasında kül halinde tüm borçlular yönünden ödeme emri düzenlendiği ve davalı ———– yönünden herhangi bir tefrik işleminin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Araç sürücülerinin; park etmiş araçlar arasından çıkarken, taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, şerit değiştirirken, sağa, sola, geriye dönerken, geri giderken ve bunlara benzer hallerde; kara yolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamaları ve manevraları sırasında aşağıdaki esas ve usullere uymaları mecburidir. KTK Madde 84/j, KTY Madde 157/10 – Araç sürücüleri trafik kazalarında; i) Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, nedeniyle asli kusurlu sayılırlar.——- aracın firari sürücüsü trafik kanunu ve yönetmeliklerinde belirtilen kuralları ihlal etmiş, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmış olup karayolu üzerinde ——– plakalı araca gereksiz yere geri giderek çarpmıştır. —— plakalı aracın firari sürücüsü meydana gelen kazada asli ve % 100 kusurlu olduğu —- plakalı araç sürücüsü —- kazanın oluşumunda alabileceği bir önlem alamayacağı bu nedenle herhangi bir kusuru olmadığı,—- öncesi araç piyasa değeri ——- olduğu Dosyaya delil olarak sunulan hasarlı araç fotoğrafları ve sigorta ekspertiz raporu değerlendirildiğinde, davaya konu kazada aracın ön tampon, hava kanalı, ön tampon demiri, ön panel, motor kaputu, hasar görmüştür. Kaza tutanağı ve hasarlı araç fotoğrafları değerlendirildiğinde, sigorta hasar ekspertiz raporu ve servis faturasında yer alan değişen parçalar kaza ile uyumlu olduğu hasar ekspertiz raporu ve servis faturası birebir aynıdır. Değişen parça bedellerinin ve işçilik ücretinin kadri maruf olduğu kanaatine varılmıştır. Davaya konu hasarda değişen parçaların sovtaj değeri bulunmadığı, faturada sadece mini onarıma gönderilen ön tampon parçası —- almayıp onarım servisi —- ödenen hasar bedeli —- olduğu ancak davacı —- —– ödeme belgeleri —- dosyada mevcut olduğu davaya konu —–araçta hasar bedeli, iskonto dahil, —- olduğu davaya konu —– tarafından—— tarihleri arası—— sigortalıdır. Söz konusu kazada ——- numaralı hasar dosyası açılmış ancak bu dosya kapsamında ödeme yapılmadığı —— plakalı aracın firari sürücüsü meydana gelen kazada asli ve % 100 kusurlu olduğu, —— plakalı araç sürücüsü —- kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığı, davaya konu—- araçta hasar bedeli , iskonto dahil, ——–olduğu, Davacının talep edel tazminat miktarının asıl alacak —- takip tarihi itibarı ile işlemiş yasal faizi talep edilen — olmak üzere toplamda ———- olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir .
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ——- belirtilmiştir. ———– sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda davacı sigorta şirketi sigortalısına ödediği tazminatı rücu için sigortalısının haklarına halef olarak kazaya karışan karşı tarafın sigortasına ve aracın malikine karşı takip başlatmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ———-“sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir —————
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —————
Tüm dosya kapsamı, yukarıda yer alan açıklamalar ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketine sigortalı —– plakalı aracın sürücüsü meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketine—– nolu araç sürücüsünün kusursuz olduğu tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla davacının sigortalısının zararını tazmin etmekle halefiyet ilkesi gereği ödediği zararı rücuen davalılardan isteyebileceği birlikte değerlendirilerek; itirazın iptali davasına konu edilen ———sayılı numarası konu icra dosyasında tüm borçlular yönünden ödeme emri düzenlendiği ve sigorta şirketi yönünden bir tefrik işlemi yapılmadığı gözetilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu kapsamında, davalıların ——- dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin devamına karar verilmesi gerekmiştir. Davacının davalı ——–yönünden—– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline yönelik talebinin yukarıda izah edilen nedenler nedeniyle dava tarihi itibariyle yetkili icra dairesi tarafından tüm borçlular yönünden takibin başlatıldığı ve devam ettiği gözetildiğinde hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi uyarınca —— numarası ile ——arabuluculuk ücretinin davalı ——- yönünden arabuluculuğun ihtiyari olması ve davalının tacir vasfı bulunmadığı hususu bir bütün halinde değerlendirildiğinde davalı ———- zorunlu arabuluculuğa tabi olmaması nedeni arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, KISMEN REDDİNE
A-Davalıların ——- takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin devamına,
2-Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
B- Davacının ——– Sayılı dosyasına yönelik itirazın iptaline yönelik talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE
3-Karar harcı 717,93 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 126,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 590,99 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 126,94 TL peşin harç olmak üzere toplam 207,64‬ TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.141,30 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca———- dosya numarası ile —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı ——- yönünden arabuluculuğun ihtiyari olması, davalının zorunlu arabuluculuğa tabi olmaması nedeni ile davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı ——- tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2022