Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/667 E. 2022/827 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/667 Esas
KARAR NO: 2022/827
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ——şirketin hem ortağı hem de münferiden yetkili müdürü olduğunu, ancak ilgili şirketin —– itibariyle re’sen terkin edildiğini, ancak şirketin—— belirtilen tasfiye işlemleri uygulanmaksızın kurum tarafından re’sen terkin edilmiş olması nedeniyle ilgili şirket üzerinde —– bulunduğunu, aracın tüzel kişiliği sona eren bir şirket üzerinde bulunması nedeniyle satış işlemi yapamadıklarını belirterek, ——re’sen terkin edilen—— şirket üzerine ——– nedeniyle bu aracın satışı için tasfiyesi sınırlı olarak ilgili şirketin ihyasına, geçici ——- olarak müvekkil ——atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; ——- ihyası istenilen şirketin hangi nedenle, ——– gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş ve ———–aracın ruhsat bilgileri celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ——— re’sen terkin edilen şirket tüzel kişiliğinin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkindir.
——- gelen—- incelendiğinde; ihyası istenen dava dışı şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesi kapsamında —— tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır . Şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra —— tarihinde ihya talep edildiği açıktır.
TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin ——– bendi ile ——- kapsam dâhilindeki şirket ve —— kayıtlı son adreslerine ve — göre şirket veya — temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere ——-aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla,——- tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp —– bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin ——- bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ——-re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…——-kaydı silinen şirket veya ——- alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren —-yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır.
TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesinde, ———- kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya —— ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise bu maddeye göre tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya ——- ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra —— intikal eder düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, şirketin —– tarihinde ——— kaydının resen silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait aracın —— intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin, ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren baş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra —— intikal edeceği düzenlendiğinden, kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının ——– intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin TTK’nın geçici 7. maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir. Somut olayda gerek TTK’da gerekse başka mevzuatta düzenleme bulunmadığı gibi konuya ilişkin bir örf ve adet bulunmamaktadır.
Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanın bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmamış olması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediği anlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1. maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra — intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmış,—–ilamındaki açıklamalar da nazara alınarak, şirketin adına kayıtlı aracın tasfiyesi ve tasfiyeye ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile, ——numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca —— kaydı resen terkin edilmiş olan —— plakalı aracın tasfiyesi ve tasfiyeye ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere, —– yeniden tescili suretiyle ihyasına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin davacı —- tarafından yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın——— tescil ve ilanına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken harç dava açılırken peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ——- yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı —— vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022