Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/656 E. 2023/423 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/656 Esas
KARAR NO: 2023/423
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 31/05/2022
KARAR TARİHİ: 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.09.2021 tarihinde saat 18.10 —— Otogarı istikametinde —— plakalı araç sürücüsü —— kendi aracı ile müvekkiline ait araca arkadan çarptığını ve bunun sonucunda aracın arka kısımı tamamen zarar görmüş olup maddi hasar ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda ——- plakalı araç sürücüsü olan ——- 2918 sayılı K.T.K ‘nun 56/1 kuralını ihlal ettiği, kaza yeri incelemesi ve kazanın oluş şekli ve sürücü beyanları ile kanaat getirilip tutanağa geçirildiğini, —— plakalı aracın sigorta şirketi olan —— şirketi olduğunu, zararın giderimi için sigorta şirketinden talepte bulunulduğunu, zararlarının giderilmediğini, kazaya ilişkin —— Bölgesi —— tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına bakıldığında aracın hangi sigorta şirketi ile sigortalandığı açıkça görüldüğünü, müvekkilinin 27.09.2021 tarihi itibariyle aracında oluşan zarar, kaza tarihinden 4 aya yakın bir süre geçmesine ve karşı yan ile iletişime geçilmesine rağmen zararının giderilmemiş olduğunu, müvekkilinin işbu süreçte aracı kullanamaması, aracın kazalı olması sebebiyle piyasa değerinin aşağıya düşmesi ile maddi zarara uğrayıp aracı ekonomik kısıtlanmalara uğrayarak 28.12.2021 tarihininde —— Şti. —— Nolu 28.11.2021 tarihli fatura ile 40.000-TL yaptırdığını ve aracın kalan tamirlerini ise —— Şti. —– Nolu ve 11.01.2022 tarihli fatura ile13.001-TL yaptırdığını, zararının giderilmediğini, aracın tamiri için yapılan ödemelere ilişkin faturalar ile 26.01.2022 tarihinde —— Sigorta adına ilamsız icra takibi başlatıldığın, icra takibine konu ödeme emri ve ek belgeleri 15.02.2022 tarihinde e-tebliğ edildiğini, borçlu sigorta şirketi tarafından 21.02.2022 tarihinde hiçbir borçlarının bulunmadığını talep edilen tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığının şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığından bahisle borca itiraz edildiğini, borçlunun icra takibine ve borca yaptığı itiraz haksız olduğunu, itirazın iptali ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun yapılmadığını, eldeki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından talep sahibine dosyada mübrez eksper raporu doğrultusunda hasar ödemesinin yapıldığını, karşı tarafın başvuru konusu zararının tamamının tazmin edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle —— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Eldeki davanın —— sayılı görevsizlik ilamı doğrultusunda mahkememize tevzi edildiği görüldü.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile davaya konu kazada —– plakalı aracın hasar bedeli 53.000.01 TL olduğu, kusur yönünden, —— plakalı otomobilin sürücüsü —– kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, ——- plakalı aracın sürücüsü ——- meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun olmadığı, davaya konu aracın davaya konu kazadaki hasar bedelinin KDV dahil, 53.000,01 TL olduğu, davalı —— şirketi kazaya etken ——- plakalı aracın 18.05.2021-18.05.2022 tarihleri arası —— sayılı poliçesi ile trafik sigortacısı olduğu, araç başına maddi hasar tazminatı 43.000 TL olduğu, hasar bedeli trafik sigortası teminatları kapsamında olduğu, —— sigorta 01.10.2021 tarihinde —— no’lu dosya açılmış olup, ödeme yapılmadığını beyan etmiş olduğu, davalı sigorta şirketi maddi teminat limiti sınırları içinde 43.000 TL’den sorumlu olduğu,
icra takibi yönünden, Asıl alacak miktarı: 43.000 TL olduğu, faiz başlangıç tarihi: sigorta şirketine başvuru tarihi dosyada olmadığından ödeme tarihlerinin baz alındığı, 40.000 TL’ için ödeme tarihinin 28.12.2021 olduğu, 3.000 TL için ödeme tarihi 11.01.2022, icra takip tarihi: 27.01.2022 , işlemiş faizin 40.000,00 TL için 295,89 TL, toplam faizin 295,89 TL olacağı, 3.000,00 TL için 11,84 TL yani toplam faizin 11,84 TL olmak üzere icra takibine konu alacak miktarının toplamda 43.307,73 TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişinin hasar bedeli hesaplamasının usulüne uygun olduğu, davalının sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak kaydıyla davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının—— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 43.000 TL asıl alacak 303,73 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.958,08 TL’den dava açılırken yatırılan 634,11 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.323,97 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 634,11 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 714,81 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 74,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.074,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023