Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/634 E. 2023/237 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/634 Esas
KARAR NO : 2023/237

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait —-marka —- model —— plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki —–plakalı araç arasında —–meydana gelen maddi hasarlı
trafik kazası oluştuğu, müvekkili şirkete ait araç kurallara uygun bir şekilde park halindeyken,—–plakalı davalı araç sürücüsünün geri manevra yapması ve müvekkili şirkete ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, çarpmanın sonucunda müvekkilii şirkete ait aracın sol ön ve arka kapılarında, çamurluğunda ve dikiz aynasında ciddi hasarlar meydana geldiği, tramer sorgu sonucuna göre davalı araç sürücüsü %100 kusurludur ve müvekkilinin zararını kusuru oranında gidermekle yükümlüdür olduğu, müvekkili şirketin aracında meydana gelen hasarın tespiti için 292,04 TL tutarında ekspertiz ücreti ödendiği, yapılan hasar tespiti sonrasında araç onarım bedeli olarak 19.469,96 TL müvekkili şirket tarafından ödendiği, davalı sigorta şirketi, müvekkili şirkete 9.465,29 TL tutarında ödemede bulunduğu, kalan bakiye 10.297,07 TL tahsili için davalılar aleyhine için—— sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibin davalı borçluların itirazı üzerine durdurulduğunu bildirildiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazların iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar şirketlerinin dosya takibi yasaklandığı, davacı taraf araçta meydana gelen hasar bedelinin 19.469,96 TL olduğunu beyan ettiğini, taraflarına iletilen evraklar incelendiğinde mağdur aracın sol yan ve sol ön mekanik kısmından hasarlandığı, mekanik kısım hasarı ile ilgili olarak her iki araç sürücüsü ile görüşüldüğü, darbe sonrası araç sürücüsü —— direksiyonu çeviremediklerini ve
mekanik kısımdanda hasarlandığı bildirildiği, direksiyon kutusu taraflarına iletilen fatura ve
resimlerde değiştirildiğinin görüldüğü ancak öncelikli olarak direksiyon kutusunun onarımı
denenmesi gerekmekte olduğundan kesin raporda onarım olarak değerlendirildiği, parça iskontosu ve
takdir edilmiş işçilikler üzerinden yapılan değerlendirme neticesinde talep edilen rakam ve kesin
rapor arasında fiyat farkı bulunduğu, davacı yan, aracı onardıktan sonra taraflarına ihbarda bulunduğu
ve müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu servislerde aracın onarılmasına engel olduğu, taraflarınca
yapılan ekspertiz çalışmasında da kullanılan parçaların orijinal olarak tedarik edilmesi halinde
müvekkil şirket tarafından ödenecek tutar ve yine anlaşmalı serviste onarılmış olsa idi ödenecek
işçilik bedeli açıkça görüldüğü, taraflarınca 9.465,29 TL hasar onarım bedeli ödemesi ile 6.094,46
TL değer kaybı ödemesi yapıldığı, davacı şirket kendi kendisine, aracın hasarlı halini müvekkili şirketin incelemesine fırsat vermeden ve hatta 5 günlük ihbar süresinde de bulunmadan aracı onarıp,
tarafımızdan yalnızca para talebinde bulunduklarını, davacı yanın tacir olması sebebi ile KDV hariç
ödeme yapıldığı, ekspertiz raporu alınmasında hukuki menfaat olmadığından yaptıkları fuzuli gider
davacı üzerinde kalması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde sorumluluğu yada husumeti kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın, kusura ilişkin iddiaları taraflarınca kabul edilmediği, kazanın meydana gelmesine kendi kusuru ile sebebiyet veren davacının, tazminat ve alacak talep hakkı bulunmadığı, dosya kapsamında davacının, diğer davalı sigorta şirketinden hasar ödemesi aldığı buna rağmen alacağı bulunduğunu iddia ettiği, hiçbir şekilde davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla diğer davalı sigorta şirketinden hasar bedeli tahsil etmiş bulunan davacının müvekkilden hasar bedeli talebinde bulunması
taraflarınca kabul edilmediği, sorumluluğu yada kusuru kabul anlamına gelmemek kaydıyla
davacının, icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiği, müvekkil şirkete ait araç, 01.11.2018-
01.11.2019 tarihleri arasında geçerli ——- nolu Genişletilmiş Kasko Filo Poliçesi ile
—–. nezdinde sigortalı olduğu, bu nedenle de davanın ——-
ihbarı talep edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– İcra Müdürlüğünün ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; Bilirkişi tarafından alınan raporda,—– plakalı, ——marka—– model Araç (sahibi:—— trafik sigorta: —-) Sürücü —— dava konusu kazada park
halinde bulunduğu ve atfı kabil bir kusuru bulunmadığı; —— plakalı, —–marka —– model Araç (sahibi: —— Şirketi; trafik sigorta: ——Sürücü ——-:dava konusu kazada gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek sebebiyet verdiği, geri geri giderek maddi hasarlı kazaya neden olması itibariyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde
52 b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik
durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, maddesini ihlal ettiği; aynı kanunun madde 67 b)
Yönetmelikte belirtilen şartlar dışında geriye dönmek veya geriye gitmek yasaktır. İzin verilen
hallerde bu manevraları yapacak sürücüler, karayolunu kullananlar için tehlike veya engel
yaratmamak zorundadır; maddesini ihlal ettiği ve aynı kanunun Madde 84 Araç sürücüleri
trafik kazalarında; l) Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak
park edilmiş araçlara çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar, olarak ifade edildiği dikkate
alındığında %100 asli kusurlu olduğu; dosyada bulunan hasar fotoğrafları ile kaza krokisi beraber değerlendirildiğinde, yedekparça 13.639,97 TL + işçilik 2.860,00 TL olmak üzere toplam 16.499,97 TL hasar bedelinin dava konusu kaza ile uyumlu ve kadri maruf olarak değerlendirilebileceği;
davalı trafik sigorta: ——-tarafından 9.465,29 TL tutarında ödemede
bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda; davalıların
% 100 kusuru oranında bakiye hasar bedeli sorumluluğu 16.499,97 TL – 9.465,29 TL =
7.034,68 TL olduğu kanaati bildirilmiştir. ” şeklinde rapor sunulmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir—— 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——.sayılı kararı).Davalı —–şirketi, —— plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır Zorunlu trafik sigortası poliçesi 22/04/2019-22/04/2020 tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza 26/09/2019 tarihinde poliçe yükümlülük tarihleri içerisinde gerçekleşmiştir.Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda meydana gelen kazada davalının sigortalısının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca %100 kusurlu olduğu, ——- plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta hasar bedelinin 16.499,97 TL olduğu yapılan 9.465,29 TL ödeme düşünce 7.034,68 olduğu bilirkişi tarafından verilen rapor ile tespit edilmiştir.3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre Türkiye’de yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde, yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince KDV’ye tabidir. Kesinleşen hasar miktarına ilişkin fatura ibraz edilmese dahi, davacı lehine KDV dahil edilerek hasar bedeline hükmedilmesi gerekmektedir. —– Bölge Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesi —- sigorta hukuku ilkelerine göre sigortacının, poliçe limitini aşmamak kaydıyla gerçek zarar ve buna tahakkuk edecek KDV miktarı ile sorumlu olacağı (Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin 05/03/2013 tarih, —– Esas, —— Karar sayılı kararı, aynı dairenin 10/09/2012 tarih, —–Esas,——karar sayılı kararları ile Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin 14.12.2017 tarih, —–Esas, ——- karar sayılı kararı da bu yöndedir.),Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişinin hasar bedeli hesaplamasının usulüne uygun olduğu, yukarıda açıklandığı üzere kdv nın dahil edilmesi gerektiği kdv hesabının özel bir bilgi gerektirmemesi nedeniyle mahkememizce hesaplama yapılarak araç sahibi, sürücü ve sigortanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı nazara alınarak davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerekir. (Yargıtay —–.HD ——-)
Davacı yanın talep etmiş olduğu ekspertiz ücreti ise yargılama giderlerinden olup bu anlamda maddi tazminat içerisinde değerlendirilemeyecektir. (—– BAM —–HD—–, —-BAM —–HD —– Bu cihette, davacı tarafça talep edilen ekspertiz ücreti alacağı, yukarıda belirtilen emsal kararlarda işaret edildiği üzere yargılama giderleri içersinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, açıklanan sebeple davacının ekspertiz ücreti tahsil talebinin, reddine karar verilmiştir; Lakin ekspertiz ücreti, yargılama giderlerinde değerlendirilmesinden sebeple tarafların leh veya aleyhinde herhangi bir vekalet ücreti hesabına konu edilmemiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalıların —–. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının 10.004,67 yönünden iptaline, takibin devamına
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Ekspertiz ücretinin yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 683,42 TL’den dava açılırken yatırılan 105,07 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 578,35 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 105,07 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 185,77 TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 268,50 TL posta gideri, 292,04 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 2.560,54 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı —— yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.