Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/626 E. 2023/654 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/626 Esas
KARAR NO: 2023/654
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 07/09/2022
KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı sigortalı ——— şirketi arasında 19/02/2020 – 18/02/2021 tarihlerini kapsar ———- Sigorta Poliçesi imzalandığını, davaya konu emtianın davalıya taşıma için sağlam eksiksiz ve hasarsız bir şekilde temiz taşıma senedi ile birlikte teslim edildiğini, hasarın, yük davalının himayesi altında iken meydana geldiğini, davalı … çalıştırdığı sürücünün sebep olduğu hasarlardan sorumlu olduğunu, taşıyıcının zarara sebebiyet veren eylemlerinin TTK kapsamında pervasızca davranış olarak değerlendirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sigorta tazminatı ödemesine dayalı rücuen tazminat kaynaklı alacağına istinaden davalı fiili taşıyıcı, araç sahibi … ve dava dışı borçlu sürücü ———- aleyhine ———- Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine başlatılan takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, halefiyet gereği davacının halefi olduğu firmanın kusurundan da sorumlu olduğunu, dava dışı firmanın kusuruna dayalı olarak ödeme yapmış ise de bu ödemeleri müvekkili firmadan isteyemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ———- E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,———- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile dava dosyasına intikal eden bilgi, belge ve tespitlere göre davalının fiili taşıyıcı olarak işleteni ve maliki olduğu ———– plakalı araçla ——— ———- taşıma sorumluluğunu üstlendiği muhtelif alıcılara ait emtianın, nakliye sürecinde; “araç sürücüsü ———-, ———— hareket ettikten kısa bir süre sonra, kaza tutanağına göre 2,72 promil alkollü vaziyette seyir halindeyken önündeki araca arkadan çarpıp, her iki aracın da savrularak devrilmesi şeklinde 20.05.2020 tarihinde meydana gelen” maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında %100 oranında asli kusurlu olduğu; ——— plaka nolu, ——— model, ——— marka, ———- cinsi diğer araç sürücüsü———- dava konusu kazada atfı kabil kusur bulunmadığı, derdest dava konusu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazasında 2.72 promil alkollü, güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş sürücü ———–, tam ve asli kusurlu olduğundan, kazanın oluşumuna etki edecek, yol, hava durumu v.s gibi başkaca bir sebep de bulunmadığından, “kazanın münhasıran alkol etkisinde” olduğu, bu durumda 6102 Sayılı Ticaret Kanunu`muzda yer alan düzenlemelere göre somut olayda davacının dava dışı sigortalısı ———- Kurye`nin üst taşıyıcı, davalının da fiili taşıyıcı olarak ———— plakalı araçla ———- ———– komple kamyon hamulesi yük olarak taşıma sorumluluğunu üstlendiği muhtelif alıcılara ait emtianın, nakliye sürecinde vuku bulan maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası sonucunda “darbe alıp kırılmasına, dağılıp hasar görmesine ve amacına uygun kullanılabilme özelliğini kaybetmesine” bağlı zararın tazmini bağlamında davacının sigortalısı üst taşıyıcı ———-Kurye`nin ve fiili taşıyıcı yani taşıyan konumundaki davalı nakliyecinin oluşan zararın tazmini bağlamında kendisini mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden yararlanamayacağı ve davacının somut olaya bağlı zararın telafisi için bağımsız ekspere tespit ettirmek suretiyle, düzenlediği sorumluluk sigortası teminatından sigortalısı konumundaki üst taşıyıcıya ödediği hasar tazminatını derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği asıl alacak miktarı üzerinden 11.610,33 USD. olarak (asli kusurlu araç sürücüsü aleyhine başlatılan ve kesinleşen takip neticesinde tahsil edilebilen miktar varsa bu miktarın tahsilinde tekerrür olmaması kaydıyla “sigortalının halefi ve temlik alacaklısı” sıfatıyla; 111,33 USD. işlemiş faiziyle birlikte) davalı taşıyıcıdan rücuen talep edebileceği, talebin haklılığına hükmedilmesi ve işbu davanın kabul edilmesi halinde ise davacının asıl alacağına miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere davanın dayandığı takip tarihinden itibaren ——– SK. Md.4/a`ya göre döviz faizi de yürütülebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmuş ve cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. ——— 31 gereği hasardan dolayı zamanaşımı süresi 1 yıl ise de , taşıyıcının bilerek kötü hareketi ve kasti davranması halinde zamanaşımının 3 yıl olduğu 32.maddede düzenlenmiştir. Davacı tarafından dava dışı sigortalısına 25/08/2021 tarihinde ödeme yapıldığı, icra takibinin 03/11/2021 tarihinde başlatıldığı, takibin başlaması ile zamanaşımının kesildiği, arabulucuya 27/12/2021 tarihinde başvurulduğu, arabuluculuk sürecinin 28/01/2022 tarihinde sonuçlandığı, arabuluculuk aşamasında zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği dolasıyla arabuluculuk sürcinde geçen süre eklendiğinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davalı tarafın zamanaşımı defi reddedilmiştir.6102 sayılı TTK.nun 1472’nci maddesi uyarınca; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Başka bir ifade ile sigortacı, ödediği tazminat dolayısıyla, sigortalının zarara neden olan kişilere karşı açabileceği tüm davaları açabilir ve meydana gelen zararın tazminini talep edebilir. Buna halefiyet hakkı denilmektedir.Somut olayda heyet raporunda, davalının fiili taşıyıcı olarak işleteni ve maliki olduğu ——— plakalı araçla ——— ——— taşıma sorumluluğunu üstlendiği muhtelif alıcılara ait emtianın, nakliye sürecinde; “araç sürücüsü ———, ———— hareket ettikten kısa bir süre sonra, kaza tutanağına göre 2,72 promil alkollü vaziyette seyir halindeyken önündeki araca arkadan çarpıp, her iki aracın da savrularak devrilmesi şeklinde 20.05.2020 tarihinde meydana gelen” maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında %100 oranında asli kusurlu olduğu; ——— plaka nolu, ——— model, ——— marka, ——— cinsi diğer araç sürücüsü ———— dava konusu kazada atfı kabil kusur bulunmadığı, dava konusu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazasında 2.72 promil alkollü, güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş sürücü ———, tam ve asli kusurlu olduğundan, kazanın oluşumuna etki edecek, yol, hava durumu v.s gibi başkaca bir sebep de bulunmadığından, “kazanın münhasıran alkol etkisinde” olduğunun bildirildiği davalı tarafından rapora itirazında taşıma irsaliyesinde taşıyıcının ——— olması nedeniyle itirazlarını bildirdiği, kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamından aracı kullananın ———- olduğu anlaşıldığından davalının itirazlarına mahkememizce itibar edilmediği, davacının dava dışı sigortalısı ——— Kurye`nin üst taşıyıcı, davalının da fiili taşıyıcı olarak ———– plakalı araçla ——— ———- komple kamyon hamulesi yük olarak taşıma sorumluluğunu üstlendiği muhtelif alıcılara ait emtianın, nakliye sürecinde vuku bulan maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası sonucunda “darbe alıp kırılmasına, dağılıp hasar görmesine ve amacına uygun kullanılabilme özelliğini kaybetmesine” bağlı zararın tazmini bağlamında davacının sigortalısı üst taşıyıcı ———- Kurye`nin ve fiili taşıyıcı yani taşıyan konumundaki davalı nakliyecinin oluşan zararın tazmini bağlamında kendisini mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden yararlanamayacağı ve davacının somut olaya bağlı zararın telafisi için bağımsız ekspere tespit ettirmek suretiyle, düzenlediği sorumluluk sigortası teminatından sigortalısı konumundaki üst taşıyıcıya ödediği hasar tazminatını derdest davanın dayandığı icra takibine konu ettiği asıl alacak miktarı üzerinden 11.610,33 USD. olarak (asli kusurlu araç sürücüsü aleyhine başlatılan ve kesinleşen takip neticesinde tahsil edilebilen miktar varsa bu miktarın tahsilinde tekerrür olmaması kaydıyla “sigortalının halefi ve temlik alacaklısı” sıfatıyla; 111,33 USD. işlemiş faiziyle birlikte) davalı taşıyıcıdan rücuen talep edebileceği, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir. Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜNE,
1-Davalının ——— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 11.610,33 USD asıl alacak 111,33 USD işlemiş faiz üzerinden iptaline,
2-Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 14.620,90 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.247,80 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 11.373,10 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 3.247,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.328,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 6.000,00 TL bilirkişi ücreti, 92,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.092,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %95,34 oranında olmak üzere 5.808,11 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 34.105,63 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 10.451,84 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranı gözetilerek 1.487,30 TL tutarlı kısmının davalıdan, 72,70 TL tutarlı kısmının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2023