Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/625 E. 2022/548 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/625 Esas
KARAR NO: 2022/548
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili —- havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ——etmekte olduğunu, müvekkili şirkete ait —- gelerek —- seyir halinde iken davalı—— kazıldığı belirtilen ve herhangi bir işaretleme ve emniyet tedbiri bulunmayan yolu kapatan çukura düşmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu müvekkili şirketin aracında oluşan hasar bedelinin—–olduğunu, davalıların iş bu hasar bedelinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, meydana gelen kaza sonucu müvekkili firmaya ait aracının rayiç değerinde düşüş yaşandığını ve araçta —– değer kaybı oluştuğunu, —— göre de, bir araç ne kadar iyi onarılırsa onarılsın rayiç değerinden kaybetmektedir. Tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerektiğini, aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşük olacağını ve bu da cari değerinden kaybettirmekte olduğunu, değer kaybı hakkındaki iddialarının haklılığını ortaya koymakta olduğunu, dolayısıyla, müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybından da, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, nitekim, benzer bir davalarında da hem idari yargı yolu, hem adli yargı yoluna başvurulduğunu; hem idari yargı yolunun hem de adli yargı yolunun görevsizlik kararı vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı —– gittiğini, iş bu davada verilen —- ile de “davalı —— alanındaki yolda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı yasanın ——– tarihinde yürürlüğe giren 110. Maddesi kapsamında adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği” yönünde karar oluştuğundan; uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle; a) Kaza nedeniyle meydana gelen hasar ve değer kaybı bedeli olarak toplam —— tazmini için işbu davayı açtıklarını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; —– olan müvekkilinin zararının kaza tarihinden itibaren ——- birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve Avukatlık ücretinin de karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Husumet yönünden itirazlarında; Davalılar olarak; —- gösterildiğini, dava dilekçesinde davalı olarak yer almamalarına rağmen tebligatın müvekkili idareye tebliğ edilmesi sebebiyle davaya cevap verme zorunluluğu oluştuğunu, bilindiği üzere—— gereğince —— kurulduğunu, müvekkili idare —bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olduğunu, davada taraf olarak gösterilmedikleri için davanın öncelikle müvekkili idare yönünden reddini talep ettiklerini, yetki yönünden itirazlarında; söz konusu davayı kabul etmemekle birlikte davaya yetki yönünden itirazları olduğunu, bilindiği üzere 6100 sayılı yasanın 6. maddesinde, genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, yine aynı yasanın 7. ve 16. Maddeleri gereğince ;‘’davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir’’ hükmü ile ”haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesinde de davanın açılabileceği” hükmü mevcut olduğunu, ilgili kanun maddeleri gereğince hem usul ekonomisi yönünden hem de söz konusu olayın meydana geldiği —— sebebiyle davanın yetkili mahkeme olan ——— mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle davanın yetkisiz yerde açıldığını, bu yönüyle davanın yetki yönünden reddi ile yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, esas yönünden itirazlarında; mahkememizce hem husumet hem de yetki itirazlarımızın kabul görmemesi halinde; Olay günü tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağında; —–bu kazanın oluşumunda söz konusu adreste kazıldığı belirtilen ve herhangi bir işaretleme ve emniyet tedbiri olmayan çukura düşmesi sonucu kazanın meydana geldiği ilgili sürücünün bir kusurunun bulunmadığı” belirtildiğini, oysa ki bilindiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unda ——, görev ve yetkileri düzenlenmiş olup,10/b maddesine göre ; ‘‘Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, ———yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,’’ görevleri verilmiş olup, söz konusu görevler müvekkili idarenin, yetkisi kapsamında olmayıp olayın gerçekleştiği yer olan —– yetkisi alanına girdiğini, bu sebeple müvekkili idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığını, yine davacı dilekçesinde zararın tazminini isterken —- ödenmesini talep ettiğini, davaya konu olan aracın ticari nitelikteki araçlardan olmadığı, davanın haksız fiile dayanılarak açıldığı, taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmadığı, bu nedenle davacının istemiş olduğu —- kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle ödenmesi talebine itiraz ettiklerini, davacının istemiş olduğu — hasarı kabul etmemekle birlikte değer kaybından da müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, ayrıca söz konusu dava süresinde açılmamış olup, zamanaşımı itirazları olduğunu, savunarak açıklanan nedenlerle, davanın öncelikle yetki ve husumet yönünden, mahkememiz aksi düşünce de ise esas açısından reddine, vekâlet ve yargılama ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava,hizmet kusurundan kaynaklanan araç değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
—– sayılı Görevsizlik kararı ile dosyanın Görevli —— gönderilmesine karar verildiği, verilen karar tarafların istinaf etmemesi nedeni ile kesinleşerek dosyanın mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce verilen ——sayılı ilamı ile bozularak Mahkememize dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve——– tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasının 4. cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir.
TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Somut olayda davacıya meydana gelen kaza sebebi ile oluşan zararın tazmininine yönelik iş bu davaya ilişkin arabulucu son tutanak aslını sunmak için süre verilmiş, davacı vekilince—- dilekçesi ile huzurda görülen davanın —— dosyası ile ikame edilen davada görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkemeye taşındığı, Asliye Hukuk Mahkemesine arabulculuk dava şartı değilken, görevsizlik sonrası Asliye Ticaret Mahkemesine taşındığını ve arabuluculuğun dava şartı hale geldiğini bu nedenle davanın ikame edildiği zamanda arabuluculuğa müracaat edilmediğini, görevsizlik kararı sonrası arabuluculuğa müracaat edilmesi için makul ve kısa bir süre verilmesini talep beyan etmiştir. Dava dosyası mahkememize —– tevzi edilmiş olup, Davacı vekili tarafından —— tarihli dilekçesi ile arabulucuya müracaat edilmediği bildirilmiştir. Davanın———tarihinde açıldığı görülmekle, arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden dava açıldığı, görevsizlik kararı sonrasında da dosyanın mahkememize gelmesine kadar geçen aşamada da arabulucuya başvurulmadığı anlaşılmıştır.
Anılan düzenlemelere göre davacı ile davalı —- tacir olduğu ve tacir olan davalı —– dava açılmadan önce, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olduğu sabittir. Hal böyle olunca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmustur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 71,72 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8,98-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydı yapılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.199,23-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2022