Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/614 E. 2023/655 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/614 Esas
KARAR NO: 2023/655
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/09/2022
KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ——— fotokopi makinesi satımı konusunda 6.490,00 USD bedelli satım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu satım sözleşmesine istinaden 13/12/2019 tarihli satış sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu faturaya istinaden davalı borçlu ödeme günündeki TL karşılığından ödeme yapmayı teklif ettiğini, 06/01/2020 tarihinde ” vadeli çeklerin tahsil şartıyla kabul edileceği ” 38.500,00 TL değerinde 10.04.2020 vadeli çek makbuzu düzenlendiğini, davalı borçlunun 07/04/2020 tarihinde 6.7492 dolar kuru üzerinden 30.000,00 TL (4.445 USD) elden ödeme yaptığını, dolayısıyla ödeme taahhüdündeki tarihe ve miktara aykırı davranarak eksik ödeme yaptığını, söz konusu ödemeden 1 yıl sonra 7.8125 dolar kuru üzerinden 2.000,00 TL (256 USD) daha banka havalesi ile ödeme yapıldığını, söz konusu ödemeler sonucunda 1.789,86 USD bakiye borç kaldığını, söz konusu bakiye davalıya defatarca hatırlatılmasıına rağmen günümüze kadar ödeme yapılmadığını, borcun tahsili amacıyla ———Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin borcun büyük bir bölümünü ödediğini, ödediği kısımların da ödenmemiş gibi göstererek icra takibi başlatıldığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa 38.500,00 TL ödeme yaptığını, davacının ödeme tutarını 30.000,00 TL olarak beyan ettiğini, müvekkilinin 405 USD dışında borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ———Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 4.764,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davacı şirketten 1.736,00 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında Ocak 2018 de akdedilen “satın alma sözleşmesi” anlaşılan bedelinin 5.500 Usd + KDV(6.490,00 USD) olduğu ve buna karşılık çek alınacağı, ödeme şeklinin ise ödeme günü mahsuplaştırılacaktır. Şeklinde olduğu, Davacı şirketin ödeme bedeline ilişkin 38.500,00 TL tutarında çek aldığı ancak çekin ödeme vadesinde davalı şirkete iade edildiği, tutanak ve davacı şirket ticari defter kayıtlarından görülmüştür. Davalı şirket iade alınan çeke ilişkin 38.500,00 TL ödeme yaptığını dilekçesinde belirtmiş ancak bu iddiasını somutlaştırıcı evrak belge dosya kapsamına ibraz etmemiş, ticari defter kayıtlarında da bu tutarda bir ödeme gerçekleştirdiği görülmemiştir. Davacı şirketin incelememe ibraz ettiği çek iade tutanağında Davalı şirket yetkilisinin iade aldığı çeke istinaden 30.000,00 TL nakit ödeme gerçekleştirdiği tutanakta ve Davacı şirket ticari defter kayıtlarında görüldüğünü, tarafların ticari defter kayıtları ve dosya kapsamına ibraz ettikleri ödeme belgelerinin karşılaştırılmasında ödemelerin gerçekleştiği gün ——— USD Döviz satış kur karşılığı da dikkate alındığında 6.490,00 USD tutarındaki fatura alacağına 07.07.2022 icra takip tarihine kadar 4.700,39 USD, 19.07.2022 icra takibine itiraz tarihinde 49,39 USD olmak üzere toplamda 4.749,78 USD ödeme yapıldığı, Davacı şirketin 13.12.2019 tarih 6.490,00 USD tutarlık faturadan kaynaklı Davalı ——— şirketinden (6.490,00-4.749,78 =)1.740,22 USD alacaklı olduğu, bu tutarın 02.09.2022 dava tarihinde Türk lirası cinsinden karşılığının 31.778,33 TL olduğu, Davacı şirketin dava tarihindeki alacak talebinin 30.157,35 TL olduğu dikkate alındığında 1.740,22 USD asıl alacağına 30.157,35 TL alacak talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Somut olayda tarafların ticari defterlerinin incelendiği, tarafların ticari defter kayıtları ve dosya kapsamına ibraz ettikleri ödeme belgelerinin karşılaştırılmasında ödemelerin gerçekleştiği gün ———- USD Döviz satış kur karşılığı da dikkate alındığında 6.490,00 USD tutarındaki fatura alacağına 07.07.2022 icra takip tarihine kadar 4.700,39 USD, 19.07.2022 icra takibine itiraz tarihinde 49,39 USD olmak üzere toplamda 4.749,78 USD ödeme yapıldığı, Davacı şirketin 13.12.2019 tarih 6.490,00 USD tutarlık faturadan kaynaklı Davalı ——— şirketinden (6.490,00-4.749,78 =)1.740,22 USD alacaklı olduğu, bu tutarın 02.09.2022 dava tarihinde Türk lirası cinsinden karşılığının 31.778,33 TL olduğu, Davacı şirketin dava tarihindeki alacak talebinin 30.157,35 TL olduğu dikkate alındığında 1.740,22 USD asıl alacağına 30.157,35 TL alacak talebinde bulunabileceğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı her ne kadar ödemeye ilişkin makbuz sunmuş ise de davalının sunduğu makbuzun zaten bilirkişi tarafından raporda esas alındığı anlaşıldığından davalı itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı taraf yemin deliline dayanmamıştır. Dosya kapsamına usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ——– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.060,05 TL’den dava açılırken yatırılan 360,71 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.699,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 360,71 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 441,41 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 47,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.847,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2023