Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/602 E. 2023/419 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2022
KARAR TARİHİ: 14/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı olduğu iddiasında bulunan davalı … tarafından, —— düzenleme, —— vade tarihli ve —— bedelli senet dayanak yapılmak suretiyle, —— sayılı 27.07.2022 tarihli İhtiyati Haciz kararı alındığını, akabinde ——- sayılı 27.07.2022 tarihli ihtiyati haciz kararı dayanak yapılmak suretiyle, müvekkili … ve diğer borçlu —— aleyhine —— sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından da görüleceği üzere, davacı tarafından ihtiyati haciz kararına dayanılarak ilamlı takip başlatıldığını, —— 05.08.2022 tarihinde hatalı ve hukuka aykırı olacak şekilde, ilam niteliğine haiz olmayan ihtiyati haciz kararına dayanarak, “Para Borcuna veya Teminat Verilmesine veya Bir İşin Yapılmasına veya Yapılmamasına, İrtifak Hakkının veya Gemi Üzerindeki İntifa Hakkının Kaldırılmasına İlişkin İlamların Yerine Getirilmesine” icra emri düzenlediğini, bu hususa ilişkin olarak taraflarınca ——- sayılı dosyasında dava açıldığını, takibin dayanağı belge olan ihtiyati haciz kararının ilam ve/veya ilam hükmünde belgelerden olmaması sebebiyle 05.08.2022 tarihli icra emrinin iptali ve hukuka aykırı icra emrine dayanarak konulan tüm hacizlerin fekkinin talep edildiğini, ——- 17.08.2022 tarihli hukuka ve usule uygun tehir-i icra kararında —— sayılı dosyasında yürütülen icra takibinin, müvekkil … yönünden durdurulmasına karar verdiğini, akabinde —— 23.08.2022 tarihli tensip tutanağında sehven ilamlı icra takibi olarak yürütülmekte olan takibin, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu olarak güncellenmesine karar verdiğini, 23.08.2022 tarihli tensip tutanağına binaen, 23.08.2022 tarihli Örnek No:10 “Kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü haciz yolu ile yapılacak takipte ödeme emri” düzenlendiğini ve ödeme emrinin taraflarına henüz tebliğ edilmediğini, takibe konulan —- düzenleme, —- vade tarihli ve —— bedelli senet müvekkil tarafından tanzim edilmediği gibi senetteki yazı ve imza da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca uzman olmayan biri tarafından bile çıplak gözle görülebileceği üzere senet üzerindeki yazılar şekil itibariyle ve yazımda kullanılan kalem türü itibariyle birbirilerinden birtakım farklılıklar içermekte olduğunu, zira ödeme günü, düzenleme tarihi, lehtarın adı ve bedelin “nakden” ahzolunduğuna ilişkin kısımlar nispeten daha kalın uçlu bir kalemle, tüm harfler büyük olacak şekilde yazıldığını, daha net anlaşılması bakımından; lehtar kısmındaki … yazısının tamamı büyük harflerle “…” şeklinde yazıldığını, ancak borçlu olunan tutar ilk harfler büyük devamındaki harfler küçük olacak şekilde “Yetmiş Sekiz Bin Dolar” olarak yazıldığını, Türk Lirası yazısının üstü çizilerek, “USA Dolar” şeklinde yazıldığını, lehtarın adındaki “A” harfi daha sert bir hatla yazılmışken, senedin üstündeki USA Dolar ibaresindeki “A” harfi daha yumuşak hatlarla yazıldığını, yetkiye ilişkin kısımda ——– yazısı görünüş itibariyle yukarıda bahsedilen iki yazı türünden çok daha farklı olduğunu ——– yazısındaki harflerin arasındaki boşluk nispeten daha geniş tutulduğunu, yukarıda bahsedilen tespitlerin ilk bakışta çıplak gözle fark edilen farklılıklara ilişkin olduğunu, bahsettikleri bu farklılıklar şu an hazırlanma sürecinde olan ve bilahare dosyaya sunacağımız uzman bilirkişi raporuyla da tespit edileceğini, icra dosyasında senet aslı üzerinden yapılan incelemelerde senedin, lehtar, ödeme tarihi, düzenleme tarihi gibi kısımlarının önceden farklı bir kalemle farklı bir kişi tarafından kısmen doldurulmuş olduğu; senedin eski, yıpranmış bir senet olduğu ve kalan kısımların ise sonradan doldurulduğunun tespit edildiğini, senette düzenleme ve ödeme tarihlerinin başka keşideci ve kefil bilgisi ile ödenecek tutarın başka bir yazı tipinde yazılmış olması da oldukça şaibeli bir durum olduğunu, hayatın olağan akışında, itibar edilecek ve kişilerde şüphe uyandırmayacak bir senette lehtar, ödeme tarihi, düzenleme tarihi, ödenecek tutar, keşideci bilgisi gibi asıl önem arz eden noktaların aynı kalemle aynı yazıyla yazılmış olması gerektiğini, fakat takibe konulan senette durum tam tersi olduğunu, senet farklı kalemlerle, farklı yazı türleri ve yazılış biçimleriyle doldurulduğunu, senette yer alan yazı ve imzalardan hiçbirinin müvekkilinden sadır olmadığını, müvekkil tarafından, avukat olarak şahsına vekâlet vermek amacıyla düzenlenen, resmi belge niteliğine haiz —— Noterliğinin 12.08.2022 tarihli —– yevmiye no’lu vekâletnamesindeki yazı ve imza kısmından da net bir şekilde görüleceği üzere senetteki yazıların hiçbiri müvekkilinin yazısıyla uyuşmamakta olduğunu, senetteki imza taklit edilerek oluşturulduğunu, bu husus yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile açık ve net bir şekilde ortaya konulacağını, uzman olmayan birinin dahi, detaylı bir araştırma yapılmaksızın tespit edebileceği üzere, dava konusu senedin farklı kişilerce farklı zamanlarda doldurulmuş olduğunu ve sahte olduğunu, müvekkilinin senette lehtar olarak adı geçen …’e karşı hiçbir borcu bulunmamakta olduğunu, takibe konulan senedin sahte olduğunu, müvekkilinin bilgisi ve yetkilendirmesi olmaksızın müvekkili adına senet imzalayan şahıslar hakkında “Özel Belgede Sahtecilik” suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını tüm bu nedenlerle müvekkilinin, davalı …’e karşı, senetteki rakama ilişkin bir borcu olmadığının ve senedin geçersizliğinin tespitine, Usul, yasa ve yerleşik içtihatlara aykırı şekilde ——- sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin iptaline, haksız ve kötüniyetli davalı tarafa takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminat yüklenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve dava dışı —— şirketinin müvekkile olan borcu nedeni taraflarca düzenlenen 03.03.2022 tanzim ve 09.05.2022 vade tarihli 78.000-USD bedelli bono borçlarına karşılık müvekkiline verildiğini, ancak söz konusu borç davacı ve dava dışı firma tarafından ödenmediğinden iş bu bono ——- sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı ile ——- sayılı dosyasıyla işleme konulduğunu, söz konusu mahkemeden alınan ihtiyat-i haciz kararı herkes gibi UYAP sistemi üzerinden işleme konularak taraflarınca borçlu aleyhine kambiyo senetlerine ilişkin haciz yolu ile takip seçilerek ihtiyat-i haciz kararı işleme konulduğunu ve yine kambiyo senetlerine ilişkin takip talebi ve ödeme emri seçilerek işlemlere devam edildiğini, bu arada ihtiyat-i hacze konu senet aslı da ihtiyati haciz kararı işleme konulur iken aynı gün icra müdürlüğüne icra dosyasına sunulmak üzere verildiğini ancak icra müdürlüğü, taleplerine ve kambiyo senedi aslının sunulmasına rağmen bir maddi hata yaparak, borçluya kambiyo senetlerine ilişkin ödeme emri yerine “örnek 4-5” icra emri gönderdiğini ve bu ödeme emri de borçluya tebliğ edildiğini, daha sonra ise icra müdürlüğü yaptığı hatayı fark ederek ve 23.08.2022 tarihinde düzenlenen tensip zaptı ile yapılan hata düzeltilerek takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu olarak güncellenmesine karar verildiğini, bu işlemlerin tamamen icra müdürlüğünce yapıldığını, müvekkil alacaklı davalının bu hata da herhangi bir kusuru bulunmamakta olduğunu, görüldüğü üzere icra Müdürlüğünce sehven yapılan ve daha sonra düzeltilen işlem tamamen müvekkili alacaklı davalının dışında gerçekleşmiş olduğunu, bu düzeltme de taraflarınca icra müdürlüğüne hiçbir talepte bulunmaksızın resen dikkate alındığını, ancak davacı, icra müdürlüğünce hatanın düzletilmiş olmasına rağmen —- Sayılı dosyası ile ilamlı icra ödeme emrinin iptali için dava açtığını, ——- tarafından henüz bir karar verilmemiş olduğunu, dava hala devam etmekte olduğunu, Sayın mahkeme huzurunda açılan iş bu davada davacı, her ne kadar mahkemece bir karar verilmiş gibi bahsetmiş ise de mahkemece sadece nihai karar verilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verildiğini, sayın mahkemece her ne kadar nihai karar verilinceye kadar teminatsız olarak davacı açısından takibin durmasına karar verilmiş ise de davacı tarafından yapılan itirazın müvekkil alacaklı ile bir ilgisi olmadığı ve gerçeklere aykırı olduğu için de tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunun açık olduğunu, bu nedenle takibin durdurulması kararı verilmesi de müvekkil açısından telafisi mümkün olmayan zararlar meydana gelmesine sebep olduğunu, buna ilişkin talep ve dava haklarımız şimdilik saklı tutulduğunu, öte yandan davacı ve dava dışı ——- şirketi tarafından düzenlenen senedin de kendisi tarafından düzenlenmediğini ve müvekkile borcu olmadığını iddia etmekte olduğunu, davacının bu iddiasının da tamamen haksız ve hukuk aykırı olduğunu, çünkü bilindiği üzere senet sebepten mücerrettir ve bonolar kayıtsız şartsız para borcunı ikrar etmekte olduğunu, genel olarak borcun mücerretliği kavramından, bir borcun sebebinin açıklanmamış olmasına rağmen, borcun geçerli bir borç olarak kabul edilmesinin anlaşılacağını, bir senet asıl borç münasebetinin ne olduğunu açıklamıyorsa, senet lehdarının veya hamilinin, asıl borç ilişkisini isbat yükümü bulunmamakta olduğunu, sadece bononun varlığı, onun alacaklı bulunduğunu göstermeye yeterli olduğunu, bu husus ——– tarihli kararında da bu şekilde olduğunu, açıklanan hususlar ve —— da dikkate alındığında dava konusu senedin varlığı dahi davacının borçlu olduğunu göstermekte olduğunu, bu durumda ayrıca ortada bir alacak verecek ilişkisinin varlığının ispat edilmesine hukuken de gerek olmadığını, buna rağmen davacı tamamen kötü niyetli olarak sırf borçtan kurtulma çabası içerisinde bu tür iddialarda bulunmakta ve davalar açmakta olduğunu, yapılan yargılamalar neticesinde de gerçekler ortaya çıkacağını, davacı tarafom, dava dilekçesinde senet üzerindeki imzanın da kendisine ait olmadığını iddia etmekte olduğunu, davacının bu iddiası da tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilindiği üzere imza itirazı süreye tabi olup, kambiyo senedine ilişkin takiplerde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek itirazda bulunması gerekmekte olduğunu, imza itirazında bulunur iken itirazda bulunan borçlu, karşılaştırmaya yönelik imza örneklerinin de bulunduğu belgeler ve delilleri ile birlikte icra hukuk mahkemesinde de yine aynı sürede imza itirazı davası açması gerekmekte olduğunu, buradaki süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü olduğunu, dava konusu olayda ise iş bu dava açılıncaya kadar davacı tarafından imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin bir iddia ortaya konulmadığını,, davacının ödeme emrinin iptaline ilişkin açtığı icra hukuk mahkemesinde de imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin bir itirazı söz konusu olmadığını, yani davacı tarafından ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra süresi içerisinde imza itirazına ilişkin açılmış bir davası olmadığını, bu durumda dava konusu senetteki imzanın davacıya ait olduğu artık kesinleştiğini, bu aşamadan sonra borcun olmadığının iddia edilmesi de tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının açmış olduğu haksız ve kötü niyetli ikame edilen iş bu davanın reddine, borçlunun takip konusu borcu, işlemiş faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sindan az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, ——- sayılı dosyaları ile —— sayılı dosyası ayrı ayrı UYAP sisteminden celp edilerek incelenmiştir.Dava, icra takibinden sonra açılan kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır.Davacı, dava ve takibe konu —– düzenleme, —– vade tarihli —– USD bedelli senet üzerindeki imzanın ve yazıların kendisine ait olmadığını iddia etmiştir.
Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir. Bu kapsamda, —— Esas sayılı imzaya itiraz dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde; 04/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda, inceleme konusu senette kefil …’a atfen atılmış imza ve para cinsi tashihi için atılmış imza ile davacı …’a ait karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından, inçeleme konusu imzaların davacı …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı, söz konusu incelemede, davacının davaya konu senedin düzenleme tarihine yakın önceki ve sonraki tarihli samimi imzalarını içeren resmi kurumlarca da onaylatılmış belge asıllarının getirtilerek senet üzerinde imza incelemesi yaptırıldığı, alınan raporun bu haliyle bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli olduğu, hükme esas alınabileceği, davaya konu senet üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olduğunun sabit olduğu, dolayısıyla imzanın davacı borçluya ait olduğu hususunun ispatlandığı anlaşılmakla aynı doğrultudaki ——- sayılı ilamı da nazara alınarak davanın reddi yönünde karar vermek gerekmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4. maddesinde, ”Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmünün yer aldığı, buna göre, somut olayda davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için Mahkememizce verilmiş bir tedbir kararının bulunmadığı, dolayısıyla tazminat koşulların oluşmadığı anlaşılmakla davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine dair aşağıdaki şekilde karar hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın peşin yatırılan harçtan bahsubu ile arta kalan 23.988,33‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 161.216,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde dosya içerisinde bulunan evrak asıllarının ilgili yerlere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023