Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/586 E. 2023/233 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/586 Esas
KARAR NO: 2023/233
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 19/08/2022
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ——-plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki —— plakalı araç arasında —-meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası olduğu, müvekkil şirkete ait aracın kurallara uygun bir şekilde seyir halindeyken, ——plakalı davalı araç sürücüsünün müvekkil şirkete ait araca arkadan çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, çarpma sonucunda müvekkil şirkete ait aracın arka kısımlarında ciddi hasarlar meydana geldiği, —– sorgu sonucuna göre davalının sigortalısı olan araç sürücüsü %100 kusurludur ve bu nedenle davalı ———-sıfatı ile zararı gidermekle yükümlü olduğu, müvekkil şirket aracında meydana gelen hasarın tespiti için 213,78 TL tutarında ekspertiz ücreti ödendiği, yapılan hasar tespiti sonrasında araç onarım bedeli
olarak 4.314,84 TL müvekkil şirket tarafından ödendiği, Davalı sigorta şirketi, müvekkil şirkete 3.519,64 TL tutarında ödeme de bulunduğu, kalan bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti olan 1.009,62 TL nin tahsili için davalılar aleyhine için ———–icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, Davalılar/Borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiği,——arabuluculuk dosyasında anlaşmaya varılmadığıı neticesinde 04.07.2022 tarihinde son arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, davalı——–sıfatı ile sorumluluğu olduğu, davalının kötüniyetli itirazının ödemede gecikmeye sebep olmasından dolayı icra inkar tazminatı taleplerinin olduğu, borçlunun takibe, asıl alacağa, ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline, —— icra dosyasındaki takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; —– tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle hasar onarım bedelinin ödendiğini, davacı tarafın tacir olması sebebi ile —— hariç ödeme yapıldığını, ekspertiz raporu alınmasında hukuki menfaat olmadığından yaptıkları fuzuli giderlerin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——– takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporu ile ——–araç sahibi: —- trafik sigorta:— Sürücü —- plakalı aracımla ilerlerken arkamdaki ——- plakalı araç arkadan çarparak maddi hasar meydan geldiği,” dava konusu kazada istikametinde ilerlediği esnada arkasından gelerek çarpan aracın kazayı meydana getirmesinde atfı kabil bir kusuru olmadığı; —–şasi nolu—— (sahibi: —-; trafik sigorta:——-plakalı aracımla ilerlerken—– çalmasıyla dikkatim dağıldığından önde bulunan —- plakalı araca arkadan çarparak maddi hasar meydana geldiği, dava
konusu kazada gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kazaya sebebiyet verdiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Madde 56 c) Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar, hususunu ihlal ettiği ve aynı kanunun madde —— sürücüleri trafik kazalarında; d) Arkadan çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar hususu göz önünde bulundurulduğunda; %100 asli kusurlu olduğu; kaza krokisi, hasar fotoğrafları ile beraber değerlendirildiğinde; yedekparça 1.916,64 TL ve işçilik 1.740,00 TL olmak üzere toplam 3.656,64 TL hasar onarım bedelinin dava konusu
kaza ile uyumlu olduğu ve kadri maruf olarak değerlendirilebileceği;
dava dosyasına eklenen kaza tarihinden takribi 4 ay sonra 02/07/2019 tarihli davadışı —– tarafından ———-adına düzenlenen ——-bedelli fatura incelendiğinde; ekspertiz raporunda belirtilen onarım yeri———-ile uyumlu olmadığı; dava dosyasında bu faturanın ödendiğine dair banka dekontu
görülemediği, takdirin mahkemenizde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——– 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan ——- sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——Davalı —- şirketi, —- plakalı aracın —— poliçesi tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza —– tarihinde poliçe yükümlülük tarihleri içerisinde gerçekleşmiştir.
Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda meydana gelen kazada davalının sigortalısının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca %100 kusurlu olduğu, —– plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta hasar bedelinin 3.656,64 TL olduğu bilirkişi tarafından verilen rapor ile tespit edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre ——yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde, yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince —- tabidir. Kesinleşen hasar miktarına ilişkin fatura ibraz edilmese dahi, davacı lehine —dahil edilerek hasar bedeline hükmedilmesi gerekmektedir. —– hukuku ilkelerine göre sigortacının, poliçe limitini aşmamak kaydıyla gerçek zarar ve buna tahakkuk edecek KDV miktarı ile sorumlu olacağı ———karar sayılı kararı da bu yöndedir.),
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişinin hasar bedeli hesaplamasının usulüne uygun olduğu, yukarıda açıklanacağı üzere kdv nın dahil edilmesi gerektiği kdv hesabının özel bir bilgi gerektirmemesi nedeniyle mahkememizce hesaplama yapılarak araç sahibi, sürücü ve sigortanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı nazara alınarak miktar itibariyle kesin olmak üzere davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerekir. ——
Davacı yanın talep etmiş olduğu ekspertiz ücreti ise yargılama giderlerinden olup bu anlamda maddi tazminat içerisinde değerlendirilemeyecektir. —–
Bu cihette, davacı tarafça talep edilen ekspertiz ücreti alacağı, yukarıda belirtilen emsal kararlarda işaret edildiği üzere yargılama giderleri içersinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, açıklanan sebeple davacının ekspertiz ücreti tahsil talebinin, reddine karar verilmiştir; Lakin ekspertiz ücreti, yargılama giderlerinde değerlendirilmesinden sebeple tarafların leh veya aleyhinde herhangi bir vekalet ücreti hesabına konu edilmemiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalıların —– sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının 658,20 yönünden iptaline, takibin devamına
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Ekspertiz ücretinin yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90 TL’den dava açılırken yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 108,00 TL posta gideri, 213,78 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.821,78 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %65,19 oranında olmak üzere 1.187,62 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 658,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %65,19 oranında olmak üzere 543,04 TL sinin davacıdan davada haklı çıktığı %34,81 oranında olmak üzere 1.016,96 TL sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2023