Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/566 E. 2023/554 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/566 Esas
KARAR NO: 2023/554
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/08/2022
KARAR TARİHİ: 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı aralarında 2022 çıkışlı ——- model —— aracın 1.400.000,00 TL bedel 14/04/2022 tarih ve ——- yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile alındığı, eski ——– plaka yeni ——- yeni plakalı ——- motor ve ——— şasi numaralı olduğu, satışına karar verilen araç olmadığı, davalı tarafından ——- araç teslimi yapıldığı, davalıdan fark talep edildiği ve ödenmediği, ———Noterliğinden 13/05/2022 tarih ve ——- yevmiye numara ile ihtarname yapıldığı, dava haklarının saklı kalmak koşulu ile şimdilik 20.000 TL alacaklarının temerrüt tarihi itibariyle hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın TTK m. 23/1-c’ye göre ihbar yükümlülüğüne uymadığı, ——- eski, ——– yeni plakalı ——- Model ——– marka ——– Motor ——— Şasi numaralı araç için davacı tarafla ——– Noterliği’nde ——– yevmiye numarası ile yapılan 14/04/2022 tarihli Araç Satış Sözleşmesi ile, müvekkil şirket tarafından söz konusu araç taraflar arasındaki anlaşmaya göre tam ve eksiksiz olarak ve satış sözleşmesinde belirtildiği şekilde satıldığı, söz konusu araç sözleşmenin yapıldığı gün davacı tarafından gerekli incelemeler yapılarak teslim alındığı, davacı tarafın sunmuş olduğu delillerden 31.03.2022 tarihli teklif yazısının ardından taraflar arasında bir takım değişiklikler yapıldığı, bu teklif yazısı incelendiğinde ——– model ve ——– özellikle ——– olduğu, ayrıca da takas verileceği belirlenen ——– Model ——— aracın da tesliminin kararlaştırıldığı görüleceği, bu sözleşme daha sonra taraflar arasında eklemeler/çıkarılmalar yapılarak değiştirildiği ve aracın modeli ——— model olarak ve ——– olduğunda noterlikte araç satış sözleşmesi yapılırken mutabık kalındığı, ayrıca davacı tarafından da ——- Model ——– araç teslim edilmediği, davacının sunmuş olduğu 31.03.2022 tarihli teklif yazısındaki şartlar geçerli olsa idi aracın ——– model olması gerekirdi fakat araç ——– model olduğu, taraflar arasındaki ——– Noterliği’nin ——— yevmiye numaralı 14.04.2022 tarihli Araç Satış Sözleşmesi’nde de aracın modelinin ——- model olduğu, taraflar arasında aracın ——– olacağına yönelik herhangi bir anlaşma mevcut olmadığı, aracın satış fiyatına ve emsal araç satış fiyatlarına bakıldığında ——- Model ——– lik araca uygun olduğu kolayca anlaşılacağı, davacının sunmuş olduğu ——— yazışmalarında da görüleceği üzere davacıya aracın teslimi yapılmadan önce aracın kasko kodu ve ruhsatı da gönderildiği,——– model ——- olan ——- plakalı araç üzerinde konuşulduğu ve bu aracın ruhsat görüntüsünün gönderildiği, davacı tarafla telefonda yapılan görüşmeler sonrasında da ——- model ——– olan ——– plakalı aracın konuşulduğu ve ruhsatının gönderildiği, davacı tarafın bazı değişiklikler talep ettiği, davacının göndermiş olduğu ihtarnameye cevaben ——– Noterliği ——- yevmiye nolu 18 Mayıs 2022 tarihli İhtarname keşide ederek, satın alınan aracın müvekkil şirket tarafından aynı koşullarda geri alımının ve davacının ödemiş olduğu ücretin iadesinin yapılacağı belirtildiği, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, satın alınan malın sözleşmeye aykırı olması nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin olarak açılan alacak davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan 27/02/2023 tarihli bilirkişi raporu ile 14/04/2022 tarihli; noterde düzenlenen Araç Satış Sözleşmesi: ——- model,——– plaka nolu, yeni plaka: ——– ——– marka, ——- tipi, ——– şasi nolu, ——– kullanım amaçlı, ——– yakıt cinsi, aracın satıcı: ——— Şti., alıcı: ——— Şti.; satış bedeli: 1.025.000,00 TL olduğu, taraflar aracın km. sini bildirmeyeceklerini beyan ve kabul ettiklerini; noterde düzenlenen Araç Satış Sözleşmesine istinaden KDV dahil 1.025.000,00 TL fatura düzenlendiği; teklifte ——– çıkışlı ——– model araç belirtilmesine karşın tarafların noter sözleşmesinde anlaşarak 2. el olarak ——– model araç aldığı, teklif ile hem araç bedeli 1.400.000,00 TL hem de araç modeli ——– model olarak ilişiğin bulunmadığı, ayrıca noter satış sözleşmesinde araç çekiş tipinin belirtilmediği, noter evrakı haricinde taraflarca imzalanmış ——— model ——— araç satışı yapılacağı hususunda sözleşme veya evrak görülemediği, takdirin mahkemeye ait olduğu; davacının dilekçesinde açıkça beyan ettiği üzere “hatalı araç tesliminin” yapıldığının iddia edildiği, hukukumuzda “ayıplı/eksik/aliud (hatalı/yanlış) ifa”nın birbirinden farklı kavramlar olduğu, Yargıtay’ın da kabul ettiği üzere “…satışa konu mal yerine başka mal teslimi niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek malın ayıplı olduğu sonucuna varılırsa TTK m. 23’te yer alan ayıp ihbar süreleri de dikkate alınarak süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı … değerlendirilmesi gerekeceği; ancak davacının iddia ettiği üzere TBK m. 1 hükmüne göre “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı” ile ——- araç satışının taraflarca kararlaştırıldığını gösteren delile rastlanmadığı yukarıdaki teknik inceleme neticesinde tespit edildiğinden TBK m. 207 hükmüne göre kurulmuş ve geçerli şekilde noterde imzalanmış taşınır (araç) satış sözleşmesi gereğince satıcı sıfatını haiz davalının, “satılan” şey olarak ——– araç satışını üstlenmediği, üstlenmediği bir borçtan sorumlu tutulamayacağı; dolayısıyla davalının aliud ifada bulunmadığı yönünde kanaate varıldığı, takdirin, elbette TMK m. 4 hükmünce mahkemeye ait olduğu, eğer Mahkemece aksi kanaate varılır ve satıcı davalının alıcı davacıya karşı aliud ifada bulunduğu kabul edilir ise bu halde aliud ifa, ayıplı
ifa olmadığından satış sözleşmesi hükümleri arasında düzenlenen TBK m. 223 hükmünce ayıplı ifa halinde alıcının satıcıya ayıbı bildirmesine (ihbar etmesine) yönelik
külfetin aliud (hatalı/yanlış) ifa halinde aranmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Satım (satış) sözleşmesi Borçlar Kanunu’nun 207. Maddesi ile “… satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” Şeklinde tanımlanmaktadır.Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere satım (satış) sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir.Satış sözleşmesinin konusunu para karşılığında devri mümkün ve iktisadi değeri olan bütün eşyalar, haklar, tabii kuvvetler ya da diğer hukuki varlıklar oluşturabilir. Diğer bir deyişle iktisadi değere sahip ve mübadele konusu yapılabilecek her türlü şey satış sözleşmesinin kapsamına dahil edilebilecektir.
Bir sözleşmenin esaslı unsurları, sözleşmenin mevcut olabilmesi için mutlak surette bulunması gerek olan unsurlardır. Satış sözleşmesi bakımından bu unsurlar; “satılan şey”, “bedel” ve “tarafların satılan şey ile bedelin mübadelesi hususundaki anlaşmaları”dır. Satış sözleşmesi sırasında bedel taraflar serbestçe tayin edebilecektir; ancak bedelin sözleşmenin yapıldığı anda miktar bakımından belli bir rakam olarak gösterilmesi şart olmayıp tayin edilebilir olması lazım ve yeterlidir.Satılan şeyin mülkiyeti, tarafların bu hususta anlaşmış olmalarıyla, yani satış sözleşmesinin yapılmış olmasıyla hemen alıcıya geçmeyecek yalnızca satıcı için satış konusu malın mülkiyetini devir borcu doğacaktır, bu durum yukarıda yer vermiş olduğumuz Borçlar Kanunu’nun 207. Maddesi ile belirlenen tanımdan da anlaşılacağı üzere satış sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen borçlandırıcı bir sözleşme niteliğinde olmasının bir sonucudur. Satış sözleşmesinin akdedilmesi ile birlikte satıcı, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme borcu altına girecek olup bu yükümlülük satıcının sözleşmedeki asli yükümlülüğüdür. Bunun yanı sıra satıcının zapttan sorumluluğu da söz konusudur. Başka bir ifadeyle alıcıya, üçüncü kişinin hak iddiasından etkilenmeyecek bir hukuki koruma sağlama yükümlülüğü vardır.Satıcının yan borçlarına ise durumun ve sözleşmenin koşullarına göre satılanı saklama ve koruma borcu, satılanı gönderme borcu, teslim masraflarını ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu örnek verilebilir.Alıcının asli borcu ise satış bedelini ödemedir. Bunun dışındaki diğer borçlar ise durumun koşulları gerektirdiği hallerde satılanı teslim alma, faiz ödeme borcu, mesafeli satışta satılanı saklama borcu, teslimden önce yapılan zorunlu ve faydalı masrafları ödeme borcu, satılanın ifa yerinden başka yere taşınması gerektiğinde taşıma masrafları olarak sıralanabilir.Yine her iki tarafın sözleşmesel ilişki süresince birbirlerine karşı ——— sorumluluğuna uygun şekilde davranma yükümlülükleri bulunmaktadır.Davacının dilekçesinde açıkça beyan ettiği üzere “hatalı araç tesliminin” yapıldığının iddia edildiği, bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede TBK m. 1 hükmüne göre “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı” ile ——– araç satışının taraflarca kararlaştırıldığını gösteren delile rastlanmadığı yukarıdaki teknik inceleme neticesinde tespit edildiğinden TBK m. 207 hükmüne göre kurulmuş ve geçerli şekilde noterde imzalanmış taşınır (araç) satış sözleşmesi gereğince satıcı sıfatını haiz davalının, “satılan” şey olarak ——– araç satışını üstlenmediği, üstlenmediği bir borçtan sorumlu tutulamayacağı; dolayısıyla davalının aliud (hatalı/yanlış) ifada bulunmadığının tespit edildiği, noter evrakından da anlaşılacağı üzere tarafların birbirine uygun irade beyanıyla satış işleminin yapıldığı, davacının satılanı kabul ettiği hatalı ifa nedeniyle tazminat talebinin hukukumuzun genel ilkelerinden olan dürüstlük kuralına ve hakkaniyete aykırı olacağı usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan karşılanarak bakiye 71,70 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2023