Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/549 E. 2023/484 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/549
KARAR NO: 2023/484
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 03/08/2022
KARAR TARİHİ: 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin —– Noterliğinin 02.04.2015 tarih ve —– yevmiye numaralı ana sözleşmesine istinaden —– ile —- —— sicil numarası ile kayıtlı—– Şirketi”ni kurduğunu ve kuruluş 15.04.2015 tarih ve —– sayılı TTSG’de tescil ve ilan edildiğini, 09.09.2016 tarihinde, —– Noterliğinin 30.09.2016 tarih ve —— yevmiye numarası ile tasdikli —— sayılı genel kurul kararı ile bu kez —— da şirkete ortak olarak alınmış ve pay devri 14.10.2016 tarih ve —– sayılı TTSG’de tescil ve ilan edildiğini, her üç ortak da müdürlük görevini haiz olup aksi karar alınıncaya dek şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, —– şirketi 2015 yılında konut inşaatı ile ilgili faaliyet göstermek üzere kurulmuş ise de, kuruluşundan bu yana uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen hedeflenen ticari başarıyı yakalayamadığını ve şirket gayrifaal duruma geldiğini, şirket adresinde faaliyetini devam ettiremeyip adreste başka şirketler faaliyette bulunmakta olduğunu, başka bir ifadeyle şirket, —– adresi gözükmesine rağmen gözüken adreste bulunmadığı gibi ortakları arasında bu konuda bir karar da alınmadığı, göz önüne alındığında şirketin ortaklıktaki amaçtan uzaklaştığını, organlarını çalıştıramadığından şirketin tasfiyesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, şirketin son genel kurulu 2016 yılında toplanmış olduğunu ve yaklaşık 6 yıldan bu yana genel kurul da toplanamadığını, bu durumda şirket organlarının işlevsel yönünü yitirdiğini, olmayan şirket merkezinde toplanma imkanının da olmadığı göz önüne alındığında şirketin infisah ettiğini, infisah eden şirketin de tasfiyesinin zorunlu hale geldiği anlaşılmakta olduğunu tüm bu nedenlerle —– —— sicil numarasında kayıtlı bulunan —– Şirketi’nin tasiyesi ile tasfiye sürecini yürütmek üzere şirkete tasfiye memuru olarak —– atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.Mahkememizce;—– —— davalı şirketin kuruluşundan bu yana tüm ticari sicil kayıtları istenilmiş, —– davalı şirketin kuruluşundan 03/08/2022 tarihine kadar tüm vergi beyannamelerinin varsa eklerinde yer alan bilanço ve gelir tabloları celp edilerek incelenmiştir.Mahkememizin 21/12/2022 tarihli celsesinin —– numaralı ara kararı ile davalı şirketin tüm yasal ticari defterler ve kayıtları üzerinde mahkememizce resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi eşliğinde davalı şirketin merkezinde 06/02/2023 günü saat 13.00 da bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi için 2.000,00 TL ücret yatırılması hususunda 2 haftalı kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yapılamamıştır.Dava, haklı nedenin varlığı iddiasına dayalı limited şirketin fesih ve tasfiyesine istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dışı —– ile davalı şirkette ortak olduklarını, şirketin hedeflenen ticari başarıyı yakalayamadığı, gayrifaal duruma düştüğü, amacından uzaklaştığı ve organlarını çalıştıramadığı ileri sürerek, şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.6102 sayılı TTK’nın 636/(3) maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemede şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağı payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağı şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.Diğer yönden, Kanunun 636/2 maddesi, “Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir” hükmünü içermektedir.Yine TTK’nın 638. Maddesinde ” Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanun koyucu bu düzenlemeler ile feshin nihai çözüm olduğu ilkesini benimsemiş, haklı sebeplerin mevcudiyeti halinde fesih ve tasfiye yerine mahkemeye başka alternatiflere karar vererek şirketi devam ettirme imkanı tanınmıştır. Bu yasal imkanın uygulanması taraflarca talep edilmese bile mahkemece resen gözetilmelidir. Yargıtayın yerleşik içtihatları da bu yöndedir TTK’nında —– şirkette haklı sebebin tanımı yapılmadığı gibi haklı sebeplere de örnek madde metninde yer verilmemiştir. Ancak —– Şirkete ilişkin TTK’nın 531. maddesine ait gerekçede tasarıda —– öğretisinde genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlalî, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının düzenli azalmasının haklı sebep sayıldığı ifade edilmiştir. Doktrinde ve —– emsal içtihatlarında “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması,” “şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkânsız olması,” “şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi,” “azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması,” “azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi” ve pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması, şirketin feshi açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır. Hakim her somut olayda haklı sebep bulup bulunmadığını durumun özelliğine göre ortaklığın yapısını gözeterek takdir edecektir. —– göre haklı sebep; hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve bozucu yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek ve değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur. Limited şirket, anonim şirkete nazaran kişisel niteliklerin de gözetildiği bir özelliğe de sahiptir. Bu anlamda ortaklar arasındaki uyumsuzluk gibi şahsi sebeplerde haklı sebep olarak ileri sürülebilir. Haklı sebep kavramı kanunda çoğul olarak belirtilmiş ise de tek bir sebep bile niteliği ve ortaya çıkardığı sonuçlar gözetildiğinde fesih için yeterli haklı sebep oluşturabilir.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı, davalı şirketin feshini talep etmiş olmakla birlikte, TTK 636/3. maddesinde haklı nedenlerin varlığı halinde her bir ortağın, şirketin feshini mahkemeden talep edebileği düzenlenmiş olup, davacı haklı neden olarak dayandığı vakıaları ispata yönelik herhangi bir delil sunmadığı, mahkememizce verilen ihtarlı kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı, dolayısıyla davalı şirketin defter ve kayıtlarının da incelenemediği, tüm bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde şirketin feshine karar verilmesinin bu aşamada mümkün görülmemesi nedeniyle davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan toplam 59,30 TL hacın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023