Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/52 E. 2022/604 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/52 Esas
KARAR NO : 2022/604

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davalının ———– kaynaklı toplam—–cari hesap borcu olduğunu, alacağın tahsili amacıyla —– üzerinden ilamsız takip başlattığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş bir — —- ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, alacağı — davacı tarafından müvekkiline verilmiş bir hizmet veya teslim edilmiş bir malın bulunmadığını, müvekkilinin davacı tarafa takipteki gibi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce eldeki davaya dayanak ———Esas sayılı dosyası, —— sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi sebebi ile inceleme günü tayin edilmiş, aldırılan—– raporunda özetle; davacı tarafa——– yılları ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, davalı tarafa —- ticari defterlerin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, tarafların defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle— davacı taraf davalı taraftan davacı taraf kayıtlarına göre —-davalı taraf kayıtlarına göre —– alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (— borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış ——-yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda , davacı tarafa ait————defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri
içerisinde yapıldığı, davalı tarafa ait—— ticari defterlerin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı,
tarafların defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle —— farkla davacı taraf davalı taraftan davacı taraf kayıtlarına göre—-, davalı taraf kayıtlarına göre ——– alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı adına kesilen tüm faturaların davalı tarafından ticari defterlerine işlendiği, faturalara itiraz edilmediği, davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun her iki tarafın defterleri ile sabit olduğu görülmüştür. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı ve davalının ticari defterlerinde alacak olarak görünen miktar üzerinden davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve——- bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının ——- —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 11.751,36 TL’den dava açılırken yatırılan 2.077,69 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 9.673,67 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 2.077,69 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı, 11,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 2.169,69 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan —- posta gideri olmak üzere toplam — giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenecek —– ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9—— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.