Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/519
KARAR NO : 2023/818
DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında ticari faaliyet yürütüldüğünü, müvekkili şirket yetkilisi ile davalı tarafın öz kardeş olması sebebi ile, davalı tarafın iş yapmak amacı için müvekkili şirketten farklı zamanlarda ve farklı miktarlarda toplam 381.500TL borç aldığını, müvekkili Şirketin, davalı borçlu ile yapmış olduğu görüşmelere rağmen, davalı taraf borcunu ödememiş, bunun üzerine müvekkili şirketin ticari alacağını almak amacı ile davalı borçlu tarafa 15.06.2021 tarihinde —İcra Dairesi’nin—– sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takibin önce kesinleştiğini daha sonra borçlu taraf —-. İcra Hukuk Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı olarak usulsüz tebligat yapıldı diye itiraz edildiğini ve bu itirazın mahkemece kabul görmesi üzerine takibin haksız bir şekilde durduğunu, —- İcra Hukuk Mahkemesinin —- sayılı dosyasında verilmiş olan karara gerekli itirazlar yapıldığını, davanın derdest olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı taraf alacaklı olmadığı gibi davanın zamanaşımına uğradığını, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Md. 392 e aykırılık bulunduğunu, Müvekkilinin davacı şirkete hiçbir şekilde borçlanmamış olduğunu, Müvekkilinin davacı şirkete borçlanması için bir hukuki ilişki dahi meydana gelmemiş, Kabul manasına gelmemekle beraber; davacı şirketin dava konusu ettiği haksız alacak tutarının kendisine iadesi için vade tarihini dahi ortaya koymamış olup, bu hususta müvekkiline çekilmiş bir ihtarname ya da bildirim bulunmadığını, davacı şirketin yetkilisi —- müvekkilinin öz kardeşi olmasına rağmen müvekkilinin covid-19’a yakalanıp entübe olduğu bir dönemde müvekkiline karşı icra takibi başlatmış, taraflarınca da haksız ve hukuksuz takibe itiraz edilmiş ve nihayetinde takibin durdurulması yönünde karar verildiğini, davacı tarafın, mahkemenize ibraz ettiği dekontlar gerçeğe aykırı olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden şirketin yetkilisi —– İş Mahkemesi’nin —-sayılı dosyasında dile getirdiği üzere müvekkilim tarafından müvekkilime ait paraların tahsil edilip müvekkilinin hesabına yatırılması işi ile de görevlendirildiğini, müvekkilinin hesabına yatırılan paraların tamamı zaten müvekkiline ait olan paralar olduğunu, aile apartmanında kaldığını ifade edip müvekkilimin yanında para almadan çalıştığını iddia eden —– işçi olduğu dönemde müvekkilime borç para vermesi hem kanuna hem de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —-. İcra Müdürlüğünün —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.Taraflar delil olarak taraf ticari defterlerine dayanmış olduklarından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor alınmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ise 392. maddesi gereğince, ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir ödeme günü, ihbar süresi belirlenmemiş veya istenildiği zaman muaccel olacağı kararlaştırılmamış ise ödünce konu paranın ilk istemden başlayarak altı hafta içinde geri verilmesi gerekir. Yani, madde metninde yazılı hususlar söz konusu değilse ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir. Dolayısıyla somut olayda, davacı iade talebinde bulunup altı hafta bekledikten sonra takibe geçebileceğinden, anılan süreye uyulmadan başlatılan takip usul ve yasaya uygun değildir. İtirazın iptali davası açısından geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartı olup, süresinden önce başlatılan icra takibi geçerli bir icra takibi olamayacağından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Emsal İlam ; T.C. —Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi Dosya No:—-Karar No: —- sayılı ilamı )
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Karar harcı 269,85 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 4.607,57 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 4.337,72 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekiline ( e-duruşma sistemi üzerinden) karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —-Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.