Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/497
KARAR NO : 2023/800
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket yetkililerince davaya konu tesisat adresi olan —— adresinde yapılan kontrollerde davalı/borçlunun kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş ve hakkında 07.01.2019 tarihinde mühürleme ve 07.02.2019 tarihinde—– numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı düzenlendiğini, kaçak elektrik kullanımın bedelinin tahsili için —-. İcra müdürlüğünün—— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMADavalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasından 06.11.2017 tarihinde elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, bunun akabinde müvekkilimin işyerinde bulunan eski sayaç davalı idare tarafından değiştirilerek dijital saat takıldığına aradan 21 gün geçtikten sonra yani 27.11.2017 tarihinde kaçak elektrik tutanağı tanzim edilerek müvekkile toplam 4.329,80-TL tutarında fatura gönderildiğini, dijital saat üzerinde herhangi bir oynama, değişiklik ve müdahale yapılması söz konusu olmadığını, müvekkilinin de hiçbir şekilde kaçak elektrik kullanmadığını, daha sonraki dönemlerde tahakkuk eden aylık faturaların ortalamalarının 250 ila 300 TL arasında geldiğini, tutanaktaki rakamın fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle süresinde açılmayan haksız davanın öncelikle usulden reddine, mahkemenizce aksi kanaatte olunması halinde esastan reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —–İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,—- İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davalı aleyhine 2 adet kaçak usulsüz elektrik kullanım tutanağının davacı şirket personeli tarafından tutulmuş olduğu, kaçak tüketilen elektriği kayıt altına alan sayaç verilerine göre kaçak elektrik kullanımının hesaplanabileceği, kaçak tüketilen elektrik miktarına göre yapılan hesaplama tablosuna göre davalı aleyhine çıkarılan 08.02.2019 tarihli fatura tutarının 3.723,37TL olacağı 6183 sayılı AATUHK na göre davacı lehine olan asıl alacağa takip tarihi ile işleyecek faiz tutarının 71TL, faizin KDV sinin 12,78TL olacağı, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan ek raporda özetle; Davalı ile davacı şirket arasında elektrik kullanım abonelik sözleşmesi olup sözleşme başlangıç tarihi 01.11.2017 olup 28.09.2021 tarihinde sözleşmenin sonlandırıldığı davacı şirket tarafından bildirildiği, davalı yan abonelik sözleşmesi başlatıldıktan sadece 21 gün sonra 27.11.2017 tarihinde davalı adına kaçak elektrik tutanağı tanzim edilerek davalıya toplam 4.329,80-TL tutarında fatura gönderildiğini beyan etse de işbu davada davacı yanın davalı aleyhine tuttuğu——seri numaralı kaçak usulsüz elektrik kullanım tutanağı 07.02.2019 tarihli olduğu, dolayısı ile davalını itiraz ettiği tutanak dava konusu kaçak usulsüz elektrik kullanım tutanağı ile ilgisi bulunmadığı, davalı aleyhine tutulan birinci elektrik elektrik kesme tutanağı 07.01.2019 tarihinde yapılmış olup davacı şirket bilgisi dahilinde olmadan davalı yanca, kesilen elektriğin usulsüz açılarak kullanımına devam edildiği sayaç – verileri olarak —– olduğu kayıt altına alınarak sayaç mühürlendiği, davalı aleyhine tutulan 07.02.2019 tarihli ikinci—–seri numaralı kaçak usulsüz elektrik kullanım tutanağında kesilen enerjiyi açmaktan (mühür fekki) düzenlendiği, elektrik kullanımını kayıt altına alan sayaç verilerinin —— olduğu davacı şirket personelince kayıt altına alındığı, dava konusu her iki kaçak usulsüz elektrik kesme tutanağı arasında kullanımı kayıt altına alan sayaç verileri kullanılarak tüketilen elektrik miktarı 3.091,193kWh olduğu, ikinci kez kaçak usulsüz elektrik tüketim tutanağı davalı aleyhine tutulduğu için kaçak ceza hesabı aktif tüketimin%100ü kadar hesap edilmesi gerektiği, Davalı aleyhine 2 adet kaçak usulsüz elektrik kullanım tutanağının davacı şirket personeli tarafından tutulmuş olduğu, kaçak tüketilen elektriği kayıt altına alan sayaç verilerine göre kaçak elektrik kullanımının hesaplanabileceği, Kaçak tüketilen elektrik miktarına göre yapılan hesaplama tablosuna göre davalı aleyhine çıkarılan 08.02.2019 tarihli fatura tutarının 4.298,05TL olacağı,—-sayılı AATUHK na göre davacı lehine olan asıl alacağa takip tarihi ile işleyecek faiz tutarının 81,96TL, faizin KDV sinin 14,75TL olacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir. Davacı personelleri tarafından 07.02.2019 tarihinde kaçak elektrik tutanağı tanzim edilmiştir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından kullanıldığı tespit edilen tesisat numarasına ait kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de bilirkişi ek raporu hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Eldeki davada alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile —-. İcra Müdürlüğü’nün—–esas sayılı icra takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 298,68 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 217,98 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.226,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.372,42 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.