Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/454 E. 2022/503 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/454 Esas
KARAR NO: 2022/503
DAVA: Tespit
DAVA TARİHİ: 27/06/2022
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı —— tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; —– sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu davasında haklı olduğunun —– tarafından da onandığını, ——– Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, yöneticilik görevini yerine getirmeyen davalının alacaklıları mağdur ettiğini, söz konusu davalının tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davacının işçi alacaklarına işleyecek faiz ve fazlaya ilişkin hakları kadar şahsi varlıklarına tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava; bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebi nedeniyle tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebine ilişkindir.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir.——–kararında ayrıntılı olarak belirtildiği üzere; tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve TMK’nın 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması üç şekilde görülebilmektedir. İlki tüzel kişilik perdesinin düz kaldırılması, bu hal şirket borcundan dolayı şirket yönetici ve ortaklarına gidilme olanağı sağlamaktadır. İkincisi tüzel kişilik perdesinin ters kaldırılması, bu hal şirket yönetici veya ortağının borcundan dolayı şirket tüzel kişiliğine gidilmesini sağlamaktadır. Üçüncüsü ise tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması olup, bu hal ise hakim şirketler topluluğunda söz konusu olabilmektedir.
—-
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında —— Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Davanın işçi alacağından kaynaklı tüzel kişilik perdesinin aralanması olduğu, asıl ilişkinin işçi işveren ilişkisi olduğu somut olayda her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması söz konusu olmadığından göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup taraflarca görev hususu ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen görev hususunun gözetilerek görevli mahkeme olan İş Mahkemesinin görevli olduğu kanaati ile görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görevsizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ——— NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2022