Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/45 E. 2023/385 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/45 Esas
KARAR NO: 2023/385
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 19/01/2022
KARAR TARİHİ: 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya mal temin edilmiş ve bu mallar karşılığında faturalar düzenlenmiş olup, müvekkilinin takip tarihi itibarıyla 131.174,79 TL —- Alacağının davalı yanca ödenmemiş olduğunu, 12.01.2021 – 03.09.2021 Tarihleri arası Faturalardan da görüleceği üzere müvekkili tarafından davalıya malların teslim edildiği ve davalı yanca teslim alındığının açıkça ortada olduğunu, müvekkili şirketin Aralık/2020 itibarıyla davalıya tüp tedarik etmeye başladığını ve —– açılmış, 2021 Yılı Kasım ayına kadar farklı tarihlerde ekte sunulu faturalardan da görüleceği üzere tedarik edilen tüplerin bir kısmının boş olarak iade edilmemiş, bazı tüplerin ise ısıl işleme maruz kaldıkları anlaşıldığından hurdaya çıkmış olduğunu, müvekkili şirketin, borçlunun iade etmediği ve uhdesinde bulundurduğu tüplerin iadesinin gerçekleştirilmesi için 26.10.2021 Tarihli İhtarnameyi muhataba göndermiş, talebin davalıya 30.10.2021 T. tebliğ edilmiş olmasına karşılık o tarihten bu yana müvekkiline ait tüpler iade edilmediği gibi karşılığı fatura bedelinin de ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi heyetinden alınan raporda,” Davacı yanın 2020-2021 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, ticari defterlerin yasalara uygun olarak tutulduğunu, ——- celp edilen —- formlarının tetkikinde, davacı şirketçe davalı firma adına 2021 yılı içinde düzenlenen faturalardan sadece Eylül/2021 ve Kasım/2021 aylarında düzenlenen faturaların —- formu beyan kapsamında kaldıkları, diğer aylarda düzenlenen faturaların ise aylık toplamlarının KDV Hariç 5.000.-TL altında kalmaları nedeniyle —— formu beyanına tabi olmadıkları, davacı şirketçe davalı firma adına 2021 yılında düzenlenen ve ——- formu beyanına tabi olanların; 4 Adet faturadan ibaret olduğu ve dosyada mübrez davacı şirket 2021 yılı —– formu icmalinde, davalı firmaya yapılan Mal/Hizmet satışının 4 Adet Fatura karşılığı KDV Hariç 110.446,17 TL olarak beyan edildiği, bir diğer ifadeyle davacı şirket —— formu beyanının ticari defter kayıtlarını teyit eder nitelikte olduğu tespit edilmiş olup, davalı firmaya ait —– formu beyanının dosya kapsamında yer almadığının tespit edildiğini, sonuç olarak; dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı şirketin 131.174,79 TL asıl alacak talebi üzerinden harçlandırarak itirazın iptali istemi ile davalı yan aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten talebi gibi 131.174,29 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.Bilirkişi heyetinden alının ek raporda özetle; ” Kök raporda yapılan piyasa araştırması sonucuna göre davaya konu, tüp ve gaz bedeli olarak 131.174,29 TL asıl alacağın piyasa koşullarına uygun olduğu, mahallinde yapılan yerinde incelemede; 6 adet oksijen tüpünden 4 adedinin alanda olduğu, 2 adedinin alanda olmadığı, alanda bulunan 4 adet oksijen tüpünün sağlam ve kullanılabilir durumda olduğu, tüplerin üzerinde davacının markası—– ibaresinin yazılı olduğu, dava sürecinde davalı tarafından tüplerin dava dışı ——- firmasına gaz doldurtularak kullanılmış olduğu, inceleme esnasında tüplerin üzerinde ——- firmasının 2022 tarihli dolum etiketinin olduğu, bazı tüplerin içerisinde bir miktar gazın olduğunun tespit edildiği, mahkeme tarafından tespit edilen sağlam tüplerin davacıya iadesi yönünde kanaat oluşması durumu için; eksik olan 2 adet oksijen tüpünün bedeli: 7.956,70 TL, ücreti ödenmeyen gazların bedeli: 649,00 TL Toplam: 8.605,70 TL (Sekiz Bin Altı Yüz Beş lira Yetmiş Kuruş) davacının talep edebileceği, Mahkeme tarafından tüplerin davalıda kalması, bedelinin davacıya ödenmesi yönünde kanaat oluşması durumu için; davacının 131.174,29 TL (Yüz Otuz Bir Bin Yüz Yetmiş Dört lira Yirmi Dokuz Kuruş) talep edebileceği” şeklinde rapor sunulmuştur.Bilirkişi heyeti tarafından verilen ikinci ek raporda özetle; “Mahkeme tarafından tespit edilen sağlam tüplerin davacıya iadesi yönünde kanaat oluşması durumu için; eksik olan 2 adet oksijen tüpünün bedeli: 7.956,70 TL, ücreti ödenmeyen gazların bedeli: 649,00 TL Toplam: 8.605,70 TL (Sekiz Bin Altı Yüz Beş lira Yetmiş Kuruş) davacının talep edebileceği, Mahkeme tarafından tüplerin davalıda kalması, bedelinin davacıya ödenmesi yönünde kanaat oluşması durumu için; davacının 131.174,29 TL (Yüz Otuz Bir Bin Yüz Yetmiş Dört lira Yirmi Dokuz Kuruş) talep edebileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı tarafın ticari defterlerini inceleme için ibraz etmediği anlaşıldığından davacı tarafın ticari defterleri HMK 222/3. Maddesi gereğince lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında gaz alım satımı yapıldığı, bu nedenle davacı tarafından davalıya verilen çeşitli türde tüpler olduğu, boş tüplerin davacıya iade edilmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme de dava konusu tüplerin davalı tarafından kullanımına devam edildiği, tüpler sağlam olduğu, çürük olmadığı, sadece 9lu tüp demetinin kullanılmadığı ancak bu tüplerin de davalıda bulunduğu, davacının tüp bedelleri için fatura düzenleyerek davalıya tebliğ ettiği, davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerini inceleme için sunmadığı bu hali ile davacının HMK 222/3. Maddesi gereğince lehine delil olduğu, davalının faturalara 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediği, davalının tüpleri iade etmeyerek düzenlenen faturalar yönünden davacıya borçlu olduğu, takip tarihi itibariyle alacağın 131.174,79 TL olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bilirkişi tarafından sağlam tüplerin iadesi ihtimalini de içerir terditli değerlendirme yapılmış ise de eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, davalının tüplerin kullanımına aktif olarak devam ettiği, yıpranan tüplerin davacıya iadesinin bu aşamada hakkaniyete aykırı olduğu ve itirazın iptali davasının takiple sıkı şekilde bağlı olduğu dikkate alınarak terditli değerlendirmeler hükme esas alınmamıştır.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacak olan 131.174,79 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 8.960,54 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.584,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.376,27-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.584,27 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 1.664,97‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 130,20 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.130,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 20.676,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023