Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/435 E. 2023/574 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/435 Esas
KARAR NO: 2023/574
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/06/2022
KARAR TARİHİ: 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın ——– numaralı tesisatın bulunduğu ——- Mah. ——- Sk. No:—— ——- ——– adresindeki işyerinde kaçak elektrik tükettiğini, Müvekkili Şirket’in ilgili ekipleri tarafından 16.01.2019 tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mucbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden, perakende satış sözleşmesi düzenlemeden ve dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak kullanıldığının tespit edilerek davalı aleyhine ——– seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlenip 16.01.2019 tarihli mühürleme tutanağı ile kesilip mühürlendiğini bu tutanaktaki tespitler dikkate alınarak tüketilen elektrik enerjisine karşılık olarak 10.576,60 TL miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığını, bu tutanak, tahakkuk ve fatura bedelinin dava ve icra takibinin konusu olduğunu, dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, davalının dosya borcunun tamamına itiraz ederek takibin durdurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu borcun, elektrik sayacına ilişkin olup, ——-. ——- Cad. No: ——- ve ——– işyerlerinde alacaklı şirket tarafından inceleme yapıldığını ve inceleme sonucu ——– nolu sayaçla ilgili olarak ceza tatbik olunduğunu, ancak kendilerinin o dönem kullandığı sayaç numarasının ——–olduğunu, kendisinin kiracısı olduğu İşyerine elektrik aboneli olmadığından süzme olarak tabir edilen sayaç kullanıldığını, bu sayaca abonelik alındığında sayaç sıfırlanmadan sayacın üzerindeki eski rakamlarla işlem yapılarak ceza tutanağı tanzim olunduğunu, Alacaklı şirket yetkilileri inceleme sonrası işyerinin kime ait olduğunu sorduklarında, bir sahibi ——- ve ——- tarafından işyerinin tarafına ait olduğunu beyan etmeleri nedeniyle işbu borcun tarafına yüklenmeye çalışıldığını, ancak söz konuş işyerinin tarafıma ait olmadığını, yan taraftaki çiğ köfte işi yapan şahsa ait işyeri olduğunu, kendi adını yanlışlıkla verdiklerini düşündüğünü, mahkemece araştırmada işbu takibe konu borçla kendisinin hiçbir alakasının olmadığının da anlaşılacağını, Ayrıca takibe konu atacak için alacaklı tarafından talep olunan temerrüt faizi oranı %2 faize, İşbu faiz oranı 6098 sayılı TBK m. 120. uyarınca kanuna aykırı olup kanunu öngördüğü faiz oranlarına Uyulmasının gerektiğini, Yasal faiz işletilmesinin gerektiğini, bu nedenle ayrıca işlemiş ve işleyecek, akdi ve temerrüt faiz oranlarına itiraz ettiğini beyanla; mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerle, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı kurum tarafından açılan itirazın iptali davasının REDDİNE, mahkeme harç ve masrafları ile ileride avukat tutması halinde ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——- E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——– Eayılı sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan raporda,” Davaya konu edilen tutanak tarihinin, Tutanakta 16.01.2018 tarihi olarak yazılmasına rağmen dava dosyasına sunulan diğer tüm belgeler incelendiğinde, tutanak tarihinin 16.01.2019 olduğunun tespiti edildiği, bu nedenle tüm değerlenmeler ve hesaplamaların 16.01.2019 tarihi alınarak yapıldığı, bu iki tarih arasındaki çelişkinin değerlendirmesinin tamamen mahkemenin taktirinde olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesinde, dava konusu adreste abonelik sözleşmesi yapmadan elektrik kullanıldığının açıkça beyan edildiği, süzme sayaçla elektrik kullandığına ve bu kullanılan enerji bedelini ödediğine dair herhangi belge sunulmadığı, ——- Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26.maddesinde tanımlandığı, davalı tarafından, dava konusu adreste Abonelik Sözleşmesi olmaksızın süzme sayaçla elektrik kullandığı belirtildiğinden, Yönetmeliğin 26.Maddesinin (a) fıkrasında tanımlanan şekilde “Perakende Satış Sözleşmesi yapılmaksızın” kaçak elektrik kullandığının kabulünün gerektiği, davacı alacağının, 10.576,61 TL kaçak tüketim bedeli, 486,52 TL gecikme faizi ve 87,57 TL faizin KDV’si olmak üzere, Toplam 11.150,70 TL olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; ” Davalı tarafından, dava konusu adreste abonelik sözleşmesi yapmadan elektrik kullanıldığının açıkça beyan edildiği, kaçak elektrik kullanım hallerinin ——— Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26.maddesinin (a) fıkrasında “Abonelik Sözleşmesi olmaksızın” elektrik kullanmanın kaçak elektrik olarak tanımlardığı, davalının Yönetmeliğin 26.Maddesinin (a) fıkrasında tanımlanan şekilde “Perakende Satış Sözleşmesi olmaksızın” kaçak elektrik kullanıldığı, davalı tarafından ne cevap dilekçesinde ne de itiraz dilekçesinde, iddialarıyla ilgili herhangi bir belge sunmadığı, davacı alacağının, 10.576,61 TL kaçak tüketim bedeli, 486,52 TL faiz ve 87,57 TL faizin KDV’si olmak üzere, Toplam 11.150,70 TL olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur.Davacı personelleri tarafından davaya konu tesisat adresi olan ——- Mah., ——- Sok. No: —— ——- adresinde kaçak elektrik kullanımının tespit edildiği ve hakkında 16.01.2019 tarihinde ——– numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığı, tutanakta; kaçak elektrik kullanıldığı sabit görülmüştür. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından ——– tesisat numarasına ait kaçak elektrik kullanımının bulunduğu ve kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığının görülmüştür. Vergi dairesi yazı cevabına göre davalının 30/05/2018 tarihinde ticareti terkettiği, ticaret sicil kaydında ise davalıya ait kaçak elektrik tutanağının tutulduğu ——– Şarküterinin aktif olduğu, terkin edilmediği, kaçak elektrik tutanağının ise davalının ticareti terk etmesinden önce 16/01/2018 tarihinde tutulduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan ve davalının kaçak elektrik tutanak tarihinde tutanağın tutulduğu adreste mukim olduğuna kanaat geterildiğinden bilirkişi raporu mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının ——– E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 10.576,61 TL asıl alacak, 486,52 TL işlemiş faiz, 87,57 TL KDV üzerinden devamına, asıl alacağa % 16,80 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar gecikme zammı, gecikme zammına %18 KDV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 761,08-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 135,53 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 625,55-TL harcın, Davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydı yapılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 135,53 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 216,23 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 280,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.780,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.772,07 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.314,12-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 5,88 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023