Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/408 E. 2023/732 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/408 Esas
KARAR NO: 2023/732
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/06/2022
KARAR TARİHİ: 27/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin taraflar arasında akdedilen “Cihaz Satış Sözleşmesi ”ne konu ürünlerin bedellerinin tamamını aldığı ——– sözleşmeye konu cihazları davacı şirkete teslim etmediğini, bunun üzerine davalı hakkında ———– E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak takibin davalı şirketin itirazı üzerine durduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, davalı şirketin sözleşme gereği ödemesini peşin aldığı cihazları davacı şirkete teslim etmediğini, dolayısıyla teslim etmediği ürünlerin bedelini iade etmediğini davalının borca itirazının tümü ile haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşmeye göre davalının toplam 390.000,00 TL’lik ödeme karşılığında sözleşme konusu cihazları teslim tarihine uygun olarak davacı şirkete ait şantiyeye teslim edeceğini, davacı şirketin sözleşmenin 3.5.maddesinde belirtilen ödemelerin tamamının yapmış ve teminat çekini de iade aldığını, ancak davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihleri gelen bazı cihazları kendisine yapılan tüm başvurulara rağmen davacı şirkete teslim etmediğini, davacıya teslim edilmeyen cihazların toplam bedelini 243.925,15 TL tutarında olduğunu davacı şirketin davalı şirketle olan ticari ilişkisini gösteren cari hesap ekstresi ve faturaların dava dilekçesi ekinde sunulduğunu davacı şirket sözleşmenin 4.1.maddesinde kararlaştırıldığı şekilde ürünlerin teslimini beklerken davalı şirketin bu süreçte diğer grup firmaları ile birlikte Mahkemeye başvurarak konkordato ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, davalı borçlu şirket yetkilisinin 06.10.2022 tarihinde davacı şirkete mail göndererek konkordatoya başvurduklarını bildirmiş, 243.925,15 TL’lik alacak için alacak kaydı talebinde bulunulmasını bildirdiğini tüm bu nedenlerle açılan davanın vea ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, haksız ve kötü niyetli takibe itiraz eden davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davaya konu ——– E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibinin ödeme emrinde 239.541,67 TL asıl alacak ve 19.207,92 TL faiz olmak üzere 258.749,59 TL toplam alacak tutarının ödenmesi talep edildiği, haksız ve hukuka aykırı bu talep kabul etmeyeceklerini, talep edilen asıl borç mevcut olmadığından herhangi bir faiz işlemesi de söz konusu olamayacağını, müvekkil şirketten talep edilen alacak gerçek ve mevcut bir alacak olmadığını, gerçek ve mevcut bir alacak olmadığı için bu konuda takip açılması ve ardından dava açılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Talimat mahkemesince alınan bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davalı tarafın inceleme konusu olan 2021 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, TTK. 64/3. maddesi gereğince davalının 2021 yılı ticari defterlerini elektronik defter (e-defter) ortamında tuttuğu ve dava konusu olayların dönemi olan 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül Ekim, Kasım, Aralık ayları ile ilgili ticari defterlerinin E-Defter Beratlarının sürelerinde alındığının tespit edildiği, davalının inceleme konusu olan 2021 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3. maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalı şirketten mal satın alınması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalının davacı taraftan toplam 390.000,00.-TL. tutarında kredi kartı ile tahsilat yapıldığı, karşılığında davalı şirketin faturalar mukabilinde toplam 146.074,85.-TL. tutarında davacı şirkete mal teslim ettiği, dolayısıyla davalının davacı taraftan fazla teslim aldığı tahsilatlara istinaden takip tarihi itibariyle davalının bakiye ( 390.000.00 — 146.074.85 ) 243.925,15.-TL. tutarında davacı şirkete borcunun kayıtlı olduğu, Dava dosyasına sunulan ——– ——— Başkanlığı ———- Müdürlüğü 16.06.2022 tarihli ———— sayılı yazısı ekindeki davalı şirkete ait BS formları üzerinde yapılan incelemelerde, toplam 140.724,06 * Kdv. – 166.054,39.-TL. tutarındaki 5 adet faturanın davacı şirkete teslim edilen mal faturası olarak davalı şirket tarafından bağlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan toplam 390.000,00.-TL. tutarındaki ödemelerin davalı şirkete teslim edildiği, davalı şirketin ticari defterlerine göre, davacının davalı şirketten mal satın alınması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalının davacı taraftan toplam 390.000,00.-TL. tutarında kredi kartı ile tahsilat yapıldığı, karşılığında davalı şirketin faturalar mukabilinde toplam 146.074,85.-TL. tutarında davacı şirkete mal teslim ettiği, dolayısıyla davalının davacı taraftan fazla teslim aldığı tahsilatlara istinaden takip tarihi itibariyle davalının bakiye ( 390.000,00 — 146.074,85 ) 243.925,15.-TL. tutarında davacı şirkete borcunun olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; kural olarak; satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekeceği, bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürende olduğu, İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğunun söylenemeyeceği, eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçeceği, davacı şirketin ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2021 yılları Envanter defterlerinin noter tasdikleri ile ——— onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, somut olayda; taraflar arasında 03.02.2021 tarihli akdedilen sözleşme kapsamında ticari ilişkinin kurulduğu, davacının davalı şirkete sözleşme gereği ön ödemeler gerçekleştirdiği, davalının ise davacı tarafa teslim etmesi gereken cihazları süresinde teslim edemediği iddiaları çerçevesinde, dosya kapsamında ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarında 12.04.2022 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 243.925,15 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, aynı şekilde davalı şirketin kendi defter kayıtlarında davacı açık hesabında 243.925,15 TL tutarında davacı şirkete borçlu gözüktüğü, tüm bu hususlar çerçevesinde tarafların ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davacının ——— E. sayılı takip talebine ilişkin yapılan incelemeler çerçevesinde; 03.02.2021 tarihli akdedilen sözleşme kapsamında taraflar arasında ticari ilişkinin kurulmuş olduğu, davacı şirketin davalı şirkete sözleşme gereği ön ödemeler gerçekleştirdiği, davalının ise davacı tarafa teslim etmesi gereken cihazların süresinde teslim edilmediği iddiaları çerçevesinde, dosya kapsamında ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarında 12.04.2022 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 243.925,15 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, aynı şekilde davalı şirketin kendi defter kayıtlarında davacı açık hesabında 243.925,15 TL tutarında davacı şirkete borçlu gözüktüğü, tarafların defter kayıtları birbiri ile uyumlu olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı ve avans olarak tahsil etmiş olduğu ödemeyi sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ve kendi defterlerinde davacı lehine borç kaydetmiş olduğu avans tahsilatları yönünden alacağın ispatına ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu mal/hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini, fazladan tahsil ettiği ödemeleri ise iade ettiğine ilişkin hususları ispat etmesi gerektiği davacının takipte talep etmiş olduğu 239.541,67 TL tutarlık asıl alacak talebine ilişkin ispat karinelerinin oluştuğu, davacının icra takibinde takip öncesi cezai şart talebine ilişkini taraflar arasında akdedilen 03.02.2021 tarihli sözleşme çerçevesinde; “Madde.3.4. zamanında yapılmayan ödemeler için aylık 261,5 vade farkı uygulanacaktır…” şeklinde belirtildiği, Mahkememizin bu hususta temerrüt, cezai şart oluştuğu yönünde hüküm tesis etmek istemesi halinde, 45.122,52 TL cezai şart/ faiz hesaplandığı taleple bağlılık kuralı gereği 19.207,92 TL tutarının dikkate alınabileceği, mahkememizin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, münasebetiyle, takip sonrasında davacı alacağı için 3095 s.k m. kapsamında yasal faiz talep edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir. Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, tarafların ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, SMMM bilirkişileri tarafından hazırlanan raporlarda davacının ve davalının ticari defterlerine göre davacının, davalı taraftan 243.925,15 TL alacaklı olduğu, ve taraflar arasındaki sözleşmede zamanında yapılmayan ödemeler için vade farkı talep edilebileceği açıkça kararlaştırılmış olmakla birlikte taraf ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu ve tarafların basiretli tacir olduğu hususları gözetildiğinde davacın iş bu davada haklılığı sübut bulmakla ,alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu (İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABÜLÜNE,
1-Davalı/takip borçlusunun,——– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
2-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 17.675,18 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.125,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.550,13‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 3.125,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.205,75‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.334,25 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 40.812,44 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/10/2023