Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/383 E. 2023/108 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/383 Esas
KARAR NO : 2023/108

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu—–aleyhine, kaçak elektrik kullanımın bedelinin tahsili için—–. dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itiraz ettiğinden takibin durduğunu, müvekkili şirket yetkililerince davaya konu tesisat adresi olan —– adresinde yapılan kontrollerde davalı / borçlunun kaçak elektrik kullandığının tespit edilip 21.03.2018 tarihinde—–ve 13.04.2018 tarihinde —— ve 05.07.2018 tarihinde——numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanakları ile kayıt altına alındığını, tutanaklarda “Perakende satış sözleşmesi yapılmadan elektrik kullanmldığı tespit edilmiştir” olarak kullanım şeklinin açıklandığını, 13.04.2018 tarihinde de——- ve 05.07.2018 tarihinde——- numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağında; “Kesilen elektriği açıp kullandğt tespit edilerek kesildi,” olarak kullanım şeklinin açıklandığını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını beyanla;—— sayılı dosyası sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı-borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %16,80 yıllıik 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizi tutarina işleyecek %18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davalının —— numaralı tesisat için dava dışı —— ile 10/01/2017 tarihinde imzalamış—- Abonelik sözleşmesi varken davacı elektrik tedarikçi tarafından 07/11/2017 tarihli Kesme Mühürleme Tutanağı düzenlenerek tesisatın elektriğinim kesildiği, düzenlenen tutanakta “Diğer Kesme Açıklama Kesme Ve Mühürleme Tutanağı ” açıklamasının bulunduğu, 31/03/2017 tarihinde ise aboneliğin sonlandırıldığı ancak abonelik sözleşmesinin neden sonlandırıldığına dair dosyasında açıklayıcı bir belge bulunmadığı, bu husustaki takdirin Mahkemede olduğu, İlgili dönemdeki ——kapsamında kurumun kestiği elektriği abonenin açarak kullanması kaçak elektrik kullanımı olduğu,—–. Hukuk Dairesinin—— sayılı, 28.01.2016 tarihli Yargıtay ilamında, “Davalı Kurum elemanları tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmî belgelerden olup, aksi davacı tarafça ispat edilmediğine göre, davacının kaçak elektrik tükettiğinin kabulü gerekir.” denilmektedir. Yine —-. Hukuk Dairesinin ——-sayılı 15.10.2001 tarihli Yargıtay ilamında “Görevliler tarafından düzenlenen Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı, aksi kanıtlanmadıkça geçerli belgelerdir.” ifadesiyle kaçak elektrik tespit tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun —— Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi kullanımına ilişkin usul ve esaslar gereğince yapılan hesaplamalar neticesinde davalının iş yerinde, tutanak dönemlerinde tüketilen kaçak elektrik enerjisi miktarının 16.290 kWh, 2.634 kWh ve 11.086 kWh olduğu, Davacı elektrik enerji tedarikçisinin, Lisans Sahibi Elektrik Dağıtım Şirketleri tarafından uyulması gereken Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun (——-) açıkladığı, —— Abone Grubu Kullanıcıları elektrik enerjisi tüketim tahakkukları için uygulanacak elektrik enerjisi tüketim tarifesine göre mahalde sözleşmesiz elektrik enerji kullanımından dolayı davalıdan tutanak tarihleri itibarıyla 26.790,26 TL kaçak elektrik bedeli alacağı olduğu, EPTHY 15.maddesinin 4.fıkrasında; “Düzenlenen tarifelerle enerji ve /veya kapasite satın alan tüketicilerce zamanında ödenmeyen borçlara, görevli tedarik şirketi tarafından bu Yönetmelikte belirlenen oranı aşmamak üzere, gecikme zammı uygulanır. Gecikme zammı günlük olarak uygulanır” hükmü kapsamında, asıl alacağa, 6183 sayılı kanun gereği değişecek oranlar üzerinden işletilecek gecikme zammı uygulamasının usul ve yasaya uygun olacağı,—– İcra Dairesinin ——-sayılı dosya kapsamında yapılan gecikme zammı hesaplaması neticesinde; davacı elektrik tedarikçinin Toplam 26.790,26 TL Asıl Alacak + 1.333,89 TL Gecikme Faizi + 240,10 TL Faizin % 18 KDV’si = 28.364,25 TL alacağı olduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı personelleri tarafından 21.03.2018, 13.04.2018, 05.07.2018 tarihlerinde—— tesisat numaralı sayaçtan kaçak elektrik tutanağı tanzim edilmiştir. Buna göre davalının ——adresinde —— sayılı tesisattan abonesiz kaçak elektrik kullandığı sabit görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından—— tesisat numarasına ait kaçak elektrik kullanımının bulunduğu ve kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. Bilirkişi raporu ile davacının talebi arasında önemsiz yalıcak miktarda küzürat farkı bulunsa da davanın tam kabulüne karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davalının —— Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin aynen devamına,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 1.937,61 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 342,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.594,88-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 342,73 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 423,43 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 202,50 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.702,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.