Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/374 E. 2023/467 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/374 Esas
KARAR NO: 2023/467
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 30/05/2022
KARAR TARİHİ: 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebi ile davalı sigorta şirketi nezdinde —– numaralı poliçe numarası ile sigortalı bulunan —– plakalı aracın arkadan çarpmak suretiyle öncelikle —— plakalı araca çarpması ve o aracın önündeki diğer araçların da zincirleme şekilde birbirlerine çarpması sonucunda müvekkili şirkete —— poliçe numaralı ile kaskolu olan —– plakalı araca arkadan çarpıldığını, kaza neticesinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı araç sahibine toplamda 46.331,00 TL hasar bedelinin ödendiğini, böylelikle TTK’ nun 1472 maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğini bildirdiğinden bahisle—— Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu —— plakalı aracın müvekkili şirketi nezdinde tanzim edilen poliçe kapsamında hasar bedelinin davacı tarafa ödendiğini, kaza sebebi ile herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, davacı tarafın sigortalı araç üzerinde meydana gelen hasar akabinde müvekkili şirkete başvurduğunu ve müvekkili şirket tarafından 22/06/2017 tarihinde 31.000,00 TL tutarında ödemenin —– şirketine yapıldığını, kaza yılı itibariyle de teminat limitlerinin tükendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —— E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —– E sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile ——, —— ve ——plakalı araçların karıştığı kaza: —— plakalı aracın sürücüsü ——- kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olduğu, ——- plakalı araç sürücüsü ——- kazanın meydana gelişinde kusurunun bulunmadığı, ——- plakalı aracın sürücüsü ——– meydana gelen kazada kusurunun olmadığı, ——- plakalı aracın ——- plakalı araç ile karıştığı kaza: —— plakalı aracın adı belli olmayan sürücüsü kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olduğu, ——- plakalı aracın sürücüsü ——- meydana gelen kazada kusurunun olmadığı, ——- plakalı aracın hasarı yönünden ——- ve ——- plakalı araçların %50 şer kusurlu olduğu, Hasar bedeli yönünden: Davaya konu aracın, davaya konu kazadaki hasar bedelinin 46.331,00 TL olduğu, dosyaya sunulan davaya konu hasarlı araç fotoğrafları ve hasar ekspertiz raporu değerlendirildiğinde aracın davaya konu kazalarda dört tarafından hasarlandığının görüldüğü, ancak çarpma anında araç pozisyonları tam olarak belirlenemediği nedeni ile hasarların hangi kazada meydana geldiğinin belli olmadığının ayrıştırmasının mümkün olmadığı, davalı —— şirketi kazaya etken ——- plakalı aracın trafik sigortacısı olduğu, araç başına maddi hasar tazminatı 31.000 TL. olduğu, kaza başına maddi hasar tazminatının 62.000 TL olduğu, davalı —– Şirketi’nin 22/06/2017 tarihinde 31.000,00-TL tutarında ödeme —– şirketine ödeme yaptığını beyan ettiğini, ödeme bilgisinin dosyada mevcut olduğu, bakiye teminat limitinin 31.000 TL olduğu, davalı Sigorta şirketinin sorumluluğunun 46.331,00 TL/2= 23.165,50 TL olduğu, İcra takibi yönünden: Asıl alacak: 23.165,50 TL olduğu, Faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi 20.02.2017 olduğu, İcra takip tarihinin 18.01.2018 olduğu, Talep edilen faizi: %9 yasal faiz olduğu, İşlemiş faiz: 1.896,40 TL olmak üzere toplamda 25.061,90 TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ——- belirtilmiştir. —— sayılı ——, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır. Somut olayda davacı sigorta şirketi sigortalısına ödediği tazminatı rücu için , sigortalısının haklarına halef olarak kazaya karışan karşı tarafın sigortasına ve aracın malikine karşı dava açmış olup dava açmakta aktif husumeti bulunmaktadır. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir. Sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir .Bir zarar sigortası türü olan trafik sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacının icra inkar tazminat yönünden yapılan değerlendirme ise; zarar miktarı yargılama ile belirlenmiş olduğu anlaşıldığından davacının yüzde yirmi icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 23.165,50 TL asıl alacak, 1.896,40 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1,711,98 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 540,60 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.171,38 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 540,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 621,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 91,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.691,75 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %54,09 oranında olmak üzere 1.997,00 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranları gözetilerek 716,20 TL sinin davacıdan, 843,80 TL sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2023