Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/355 E. 2022/761 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/355 Esas
KARAR NO : 2022/761

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- müteveffa—— eşi ve diğer müvekkilerinin de annesi olduğunu,———— sayılı araçların karıştığı ——– tarihli kaza sonucu müteveffa———- hayatını kaybettiğini, kazaya karışan ————- plakalı araç davalı sigorta şirketi tarafından ———– altında olduğunu, davalı ——poliçe teminat limitleri dahilinde destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğunu, müvekkillerinin davalı sigorta şirketi nezdinde —– sigortası bulunan aracın meydana getirdiği kazada hayatını kaybeden maktülün desteği ile yaşamlarını sürdürdüğünü ve barınma ve yaşamsal her türlü ihtiyaçlarını kazadan önce muteveffa tarafından karşılandığını, bu itibarla müvekkil davacıların, maktülün desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle tazminata hak kazandıklarını, meydana gelen bu üzücü olayda müvekkillerin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ——yılında tesis ettiği içtihadında destekten yoksun kalma tazminatı ve defin masrafları için kusur aranmayacağı ayrıca araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde de, destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine karar verdiğini, müvekkillerin hak etmiş oldukları tazminat alacaklarına yönelik———–sayılı dosyasında —— karar sayılı ve———– destekten yoksun kalma tazminatının ———— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —- tahsili ile davacılara ödenmesine” karar verildiğini, hükmün verilmesinden sonra söz konusu ilama dayanarak—– tarihinde davalı şirkete karşı ilamlı icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin ——- İcra Dairesi’nde başlatıldığını ve ——– numarasını aldığını, icra takip dosyasının dayanağı olan —–kararını temyiz ettiklerini, dolayısıyla borçlular/davalılar yönünden takip kesinleştiğini beyanla; mahkemece re’sen tespit olunacak sair hususlar doğrultusunda; haklı davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik —–belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davadaki ——— dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıldan tahsili edilerek davacılara verilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar vekili tarafından aynı olaya dayanarak, aynı sebep ve talepler ile ————dosyasında munzam zarar davası açıldığını, ilgili davanın halen derdest olduğunu, HMK m. 114’te düzenlendiği üzere derdestlik, yani daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlendiği, bu itibarla davanın daha önceden de açılmış ve hâlen görülmekte olması sebebiyle usûlden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartı olduğunu, esasa ilişkin olarak, davacılar tarafından —- esas sayılı dosyasına dayanarak ——– sebebiyle munzam zarar iddiasıyla açılmış davanın kabul edilemez olduğunu, davacılar vekilinın dava dilekçesinde kazanın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen hiçbir bedele ulaşılamadığı hatta mahkeme kararı ile hükmedilmiş olan bedelin—- sebebiyle eridiği iddiasında bulunduğunu, ilgili dava dosyasına sundukları cevap ve sonrasında beyan dilekçelerinde kazanın meydana geldiği yerin— olması sebebiyle meydana gelen zararın teminat dışı olduğu itirazında bulunduklarını, davaya konu kazanın meydana geldiği yer 2918 sayılı kanun kapsamında karayolu niteliğinde olmadığından meydana gelen zararlar da —— kapsamında yer almadığını, bu nedenle müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, itiraza rağmen ——- dosyada davanın kabulüne karar verilmiş ve tarafımızca yasal hakkımız olan istinaf kanun yoluna gidildiğini, ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığını, —- yönünden temerrüt gerçekleşmediğinden davacıların munzam zararı da bulunmadığını, eksik incelemeye dayalı verilen hükme tehiri icra talepli olarak istinaf edilmiş olması ve —-dosyasına teminat mektubu sunulmuş akabinde ——- dosyası ile icranın geri bırakılmasına kararı verilmiş olması sebebiyle ödeme yapılmadığını, ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığını, müvekkili şirketin konu tutarı ödeme zarureti bulunmadığını, davacıların sadece kur farkı ile enflasyona dayanarak munzam zarar talebi yerinde olmayıp munzam zarara uğradıklarını somut olarak ispat etmeleri gerektiğini, munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağının geç ifa edilmesinden dolayı faizle karşılanamayan zararını ve miktarını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmek durumunda olduğunu beyanla; öncelikle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, herhalükarda davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma sebebiyle munzam zarar ilişkin olarak açılan tazminat davasıdır.
TBK’nın 122. maddesinde düzenlenen —— zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir. Alacaklının, dava ettiği asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi aşan zararını talep etmesi halinde, talep tarihi itibariyle oluşan munzam zararın bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacılar tarafından davalı aleyhine —-. Sayılı dosyası ile müteveffa —– vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebini içerir dava açıldığı, ——- tarihli kararı ile davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği, ilgili kararın teminat mukabilinde tehiri icra talepli istinaf edildiği ve icranın geri bırakıldığı, ilgili kararın kesinleşmediği görülmüştür.
Davacılar tarafından davalı aleyhine eldeki dava ile ayını konuda ——- Sayılı dosyası ile dava açıldığı,——- —– tarihinde —-dava şartı yerine getirilmeden dava açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın kesinleşmesi beklenilmeden —- tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından öncelikle davanın HMK 114/ı gereği derdestlik sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere munzam zarar talep edebilmek için; alacaklının öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının bulunduğunu ve zarar ile borçlunun temerrüdü arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu ispat etmelidir. Somut olayda ise, —–iddiasının dayanağını oluşturan ——- esasına kayıtlı davada verilen karar henüz kesinleşmemiş olup, verilen hüküm doğrultusunda davalıdan tahsil edilmiş bir bedel de bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu haliyle davacının gerçek ve temerrüt faiziyle karşılanmayan bir zararının bulunup bulunmadığının tespiti mümkün değildir. Ayrıca davacının munzam zarar iddiası ilk davanın kesinleşmesine bağlı olup, kararın kesinleşmesi işbu davanın dinlenebilme koşulu olduğundan da———reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden —— arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.