Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/35 E. 2022/769 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/35
KARAR NO : 2022/769

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ——ortaklarından olduğunu, davalı şirket—–tarihinde ——–escil edilerek, ———– ile birlikte kurulduğunu, kısa bir süre sonra diğer ortak ———- kendi %50 hissesini——-devrettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, ——– ile bir anda—— olmaya başladığını, —- merkezi—-yakasına taşındığını, sonrasında ise şirket muhasebesinin değiştirildiğini, diğer ortak—- kendi muhasebecisini görevlendirdiğini, ilk başlarda uyumlu çalışma ortamı için —– müvekkilinin, şirket hesaplarının, durumların ne olduğunu öğrenmek istediğinde bir takım sorunlar yaşamaya başladığını, her ne kadar bu tip hususların ortaklar genel kurulunda görüşülebileceği söz konusu olsa da müvekkilinin tüm sözlü taleplerine rağmen ortaklar ——toplanamadığını, sonrasında yaşanan bir takım tatsız gelişmeler ve müvekkilinin haksız ithamlara maruz kalması nedeniyle, yapılan iş ve işlemlerden sorumlu olmamak anlamında,——– ihtarname ile müdürlükten istifa ettiğini, gerekli kararların alınarak tescil işlemlerinin yapılmasını talep etiğini ancak buna rağmen davalı şirket ve diğer ortak hiç bir işlem yapmadıklarını, nihayetinde —–tarihinde tescil ettiğini, ——- incelendiğinde, o tarihten bu yana hiç bir işlemin yapılamadığını, ortaklar genel kurulunun toplantıya çağrılmadığının görüleceğini, müvekkilinin böyle bir ihtarname keşide etmesi üzerine birdenbire diğer ortak ve davalı şirket müvekkiline karşı anlamsız bir tavır içine girdiğini, aslı olmayan iddialar ile müvekkiline karşı davalar açtıklarını, müvekkili aleyhine açılan—— derdest olduğunu, müvekkili ile —– iddiaların ileri sürüldüğü anılan dosyada nedense diğer ortak olan davalı sadece müvekkilinin müdürlük görevinden azlini istediğini, müvekkilinin fiilen ve ihtarname ile müdürlükten istifa ettiği tarihten bu yana şirket hiç bir şey üretemez hale geldiğini ve sürekli zarar eden borca batık bir şirket olduğunu, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılamadığından sürekli—-borcu çıktığını, şirket ortaklığından dolayı sürekli bir zarar içersinde olduğunu tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalı şirketten TTK 638/2 uyarınca çıkmasına karar verilmesini, TTK 638/2 gereğince tedbiren müvekkilinin ortaklıktan doğan tüm borçlarının dondurulmasına karar verilmesini, TTK 641 uyarınca müvekkil lehine ayrılma akçesine hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı taraf davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkememizce —– davalı şirketin —- kayıtları ve —– davalı ..——- faal olup olmadığı ve tüm vergi kayıtları celp edilerek incelenmiş ve mali müşavir bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili katılmış olduğu ——- duruşmada ——-taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş ve beyanı sonrasında imzası alınmıştır.
Dava; davacının davalı şirketin ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi istemlerine ilişkindir.
Davacının çıkma talebi TTK.’nın 638/2.maddesine dayalı olup, davacı, çıkma için haklı sebeplerin mevcut olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Anılan maddede haklı sebeplerin neler olduğu tanımlanmamış ve sayılmamıştır. Hangi sebeplerin haklı sebep olduğu konusunda kollektif şirketlere ilişkin TTK.’nın 245. maddesindeki tanımdan kıyasen yararlanmak mümkündür. Anılan maddedeki tanımlamaya göre, haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Aynı maddede örnek kabilinden bazı haklı sebep halleri sayılmış olmakla birlikte bunlar sınırlı değildir. Burada sayılan örneklere göre bir ortağın şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, kişisel menfaatleri uğruna —-veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı üstüne aldığı şirket işlerini yapamayacak duruma gelmesi gibi haller haklı sebepler olarak sayılmıştır. Ancak asıl tanım yukarıda açıklandığı şekilde birinci fıkrada yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle —– örneğinden davacının davalı şirketin %50 payına sahip ortağı olduğu, şirkete temsile yetkili olmadığı, şirket ortaklarından —- münferit imza ile temsil yetkisine sahip olduğu ancak görev süresinin — dolduğu görülmüştür.
—— yazı cevabının incelenmesinde; davalı şirkete ait —- tarihleri arasında yapılan —- ilgili adreste yapılan yoklamada adresin kapalı olduğu ve mükellefe ulaşılamadığı hususlarının tespit edildiği, şirkete ilişkin son tescilin —- tarihinde yapıldığı, şirketin —- adresinde bulunmadığı ve bu adrese TK’nun 35. maddesine göre tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandığı dikkate alınarak şirket defter ve kayıtları üzerinde şirket kayıtlı adresinde bulunmadığından inceleme yapılması mümkün olmamış; alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davacının davalı şirketin temsil yetkisine sahip olmayan ortağı olduğu, şirketin—– tarihinde yaptırdığı, bilirkişi tarafından incelenen —kayıtlarına göre davalı şirketin———, dolayısıyla davalı şirketin borca batık şirket olduğu, 2019 ve 2020 yıllarında herhangi bir satışının bulunmadığı, faaliyet giderinin bulunduğu; bu sebeple——- zarar etmiş olduğu, şirket ortakları arasında———- esas sayılı derdest dava dosyasının da şirket ortakları arasında uyumsuzluğun olduğunun kabulünü gerektirdiği, tüm bu hususların TTK’nun 638/2 maddesi uyarınca haklı sebep teşkil ettiği göz önünde tutularak davanın kabulüne, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki ayrılma ——celsede feragat beyanında bulunduğu görülmekle; feragat beyanı HMK’nun 309 maddesine uygun olup, HMK’nun 311 maddesi gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından vaki feragat nedeniyle davanın ayrılma akçesi ödenmesine ilişkin talep yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle) :
1-Davanın kısmen kabulü ile TTK’nın 638/2 maddesi uyarınca davacı …———- numarasında kayıtlı davalı …—————ortaklığından çıkmasına,
2-Davacının —- ödenmesine ilişkin talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70TL harç dava açılırken alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 172,90 TL dava açılış masrafı ile 1.388,60 TL yargılama masrafı toplamı 1.561,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– gereğince davacı vekili için tayin olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı