Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/340 E. 2022/660 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/340 Esas
KARAR NO : 2022/660

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı….—- Mahkemesine hitaben sunulan dava dilekçesinde özetle;—verilen —- kesinleşmiş — mahkeme kararının tercümesinin yapılarak tanıma ve tenfizini talep ettiklerini, söz konusu mahkeme kararında müvekkili hakkında borç ödemeden — kararı verildiğini, —- yargılama dosyalarına sunmak ve idari mercilerde işlem tesis etmek için anılan mahkeme kararının tanınması gerektiğini belirterek ilgili kararın —- geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfizini talep ve dava etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Eldeki dava —– Esas – —– yetkisizlik ilamı ile —-Mahkemesine gönderilmiş,——– yetkisizlik ilamı ile de mahkememize tevzi edilmiştir.
Davaya konu istem,— kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı —-Hakkında Kanun (—’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir.
Kanunun 50 ilâ 57. maddeleri tenfize, 58 ile 59. maddeleri ise tanımaya ilişkindir.
5718 sayılı Kanun’un; — 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca:
“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların — icra olunabilmesi yetkili — tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”
“Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”
Anılan Kanunun “Tenfiz Şartları” başlıklı 54. maddesine göre;
“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) —- verildiği —karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette —— mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması,
b) İlâmın, —-mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması,
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde——— yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı —- itiraz etmemiş olması”.
Öte yandan 5718 sayılı Kanun’un “Tebliğ ve İtiraz” başlıklı 55. maddesi uyarınca;
“(1) Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tâbidir. Hasımsız ihtilâfsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır.
(2) Karşı taraf ancak bu bölüm hükümlerine göre tenfiz şartlarının bulunmadığını veya —ilâmının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş yahut yerine getirilmesine engel bir sebep ortaya çıkmış olduğunu öne sürerek itiraz edebilir.”
“Karar” başlıklı 56. maddesine göre, “Mahkemece ilâmın kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Bu karar—- ilâmının altına yazılır ve hâkim tarafından mühürlenip imzalanır.” ve —— başlıklı 57. maddeye göre,
“(1) Tenfizine karar verilen —– mahkemelerinden verilmiş ilâmlar gibi icra olunur.
(2) Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların ——– hükümlere tâbidir. Temyiz, yerine getirmeyi durdurur.”
5718 sayılı Kanun’un tanımaya ilişkin hükümleri incelendiğinde, “Tanıma” başlıklı 58. maddesinde:
“(1) ——– ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi —- şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz.
(2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir.
(3) —- ilâmına dayanılarak ——– işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan hükümler incelendiğinde, 5718 sayılı ———— kararlarının tanınması ve tenfizi için uyulması gerekli usulî işlemlere ilişkin olarak, 50 ilâ 53. ve 55 ilâ 57. maddeler arasında—- kapsamlı olarak düzenlendiği, tanımaya ilişkin usulî işlemlerin ise tenfize ilişkin hükümlere tabi tutulduğu anlaşılmaktadır (—- 58/1). Her ne kadar madde başlıklarından yalnızca tenfiz usulünün düzenlendiği, tanımanın ise hangi usul çerçevesinde yapılacağının tespit edilmediği gibi bir sonuç ortaya çıktığı düşünülse bile, madde içeriklerinden kanun koyucunun yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını tenfize ilişkin şartlara bağladığı, dolayısıyla tanıma usulü ve tenfiz usulü arasında bir ayrım gözetilmediği görülmektedir (———
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olay bakımından uygulanması gereken 5718 sayılı —– ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Tanıma”yı düzenleyen 58 inci maddesinin—-göre, tanıma için aynı —- düzenleyen 54 üncü maddesinde aranan koşullardan 1/a bendi dışındakilerin bulunması gerekir. Belirtilen maddenin 1/c bendinde de tanınması istenen kararın Türk kamu düzenine aykırı olamayacağı hususu net biçimde gösterilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca da; dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm —-” ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. 6102 Sayılı TTK’nın getirdiği yenilik uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki artık görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanacaktır (6102 Sayılı TTK, m. 5/3). Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte uluslararası —– sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda bir tereddüt bulunmamakta olup, tacir olan taraflar arasındaki ——— sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü için verilen — — karar vermekle görevli mahkeme yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca asliye ticaret mahkemesidir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 43 üncü maddesine göre ancak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir sayılan ya da tacirler hakkındaki hükümlere tâbi olanlar ile tacir olmadıkları halde, özel yasalara göre iflasa tâbi tutulan kimselerin iflasına karar verilebilir; bu husus —-
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta davacının talebi, ———— mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir. Davanın hasımsız açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın 59,30 TL tutarlı kısmı davacı….—-yatırıldığı görülmekle bakiye — harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı…tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı…tarafa iadesine,
Dair davacı…vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.